CEO’lar İK’dan Ne Bekler?

TAYSAD – Türkiye Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği her yıl düzenlediği Yetenek Yönetimi Konferansı’nı pandemi nedeniyle farklı metotlarla sanal ortama taşıma kararı kaldı. Ben de uzun yıllardır danışman ve akademisinde eğitmen olarak işbirliği içinde bulunduğum TAYSAD’ın çok zihin açıcı olacağını düşündüğüm bu İK sanal etkinliğinde moderatör şapkam ile görev alacağım. Başlığımız;

CEO’lar İK’dan Ne Bekler? 

27 Ekim 2020 Salı günü, saat 14:00-15:30 saatleri arasında gerçekleştireceğimiz etkinlikte özenle hazırladığım sorularımı çok kıymetli dört tepe yöneticiye merakla yönelteceğim;

Tecrübeli ve dersini çalışmış bir panel moderatörü olarak hedeflerim;

a. Dört tepe yöneticinin zihinlerinde insan yönetimi yaklaşımları, stratejileri, uygulamaları, problemleri, beklentileri adına ne varsa ortaya çıkartabilmek.

b. Etkinliği takip edecek olan gerek meslektaşlarım  gerekse tepe yönetim kadrolarını bu sayede düşündürmek, bilgilendirmek, tetiklemek.

Etkinliğin sonunda katılımcıların soruları için de zaman ayıracağız.

TAYSAD’dan aldığım bilgiye göre şu ana kadar etkinliğe 350’ye yakın kayıt yapılmış durumda. Sayının artması bizlerin heyecanını da katlıyor.

Katılım için yapmanız gereken TAYSAD’ın ilgili sayfasındaki “kayıt için tıklayınız” alanını tıklayarak formu doldurmak. Etkinlik günü size bağlantı linki TAYSAD tarafından iletilecek.

27 Ekim Salı günü görüşmek üzere ?

 

Kaynağım İnsan 11 Yaşında

Geç kutlanan yaş. Blogum bana küstü.

İş yoğunluğu, koşuşturma derken takvimde 9 Ekim’i atlamak. Gözüm gibi baktığım o biricik tarihi unutmak.

Bardağım dolu tarafından bakıp şükretmek gerek diyorum. “Boşluktan değil, doluluktan unuttun”. Her yaş dönümün böyle olsun Kaynağım İnsan. Malcolm Gladwell ne diyor? 10 bin saat, 10 yıl. Devirdik kaşla göz arası seneleri. Dostluğumuz, ufkumuz hep birlikte büyüsün.

9 Ekim 2009 – 2020 ve devam …

Kaynağım İnsan . 1 Dakika Canlı

11 yıldır blog yazmanın ötesinde içerik üretme isteğim beni Instagram’a, Instagram’da @kaynagiminsan2 hesabımı açmaya götürdü. Amacım insan kaynakları yönetimi ile ilgili yerli, yabancı kaynaklı bilgi paylaşmaktı. Bir çeşit İKY bilgi havuzu diyelim.

Derken akış beni insan kaynakları yönetimi ile ilgili canlı yayın yapma fikrine götürdü. Ancak iş yoğunluğum ve iş programımın lokasyon olarak karışıklığı nedeniyle belirli bir gün ve saatte yayın yapamayacağıma kanaat getirdim.

‘Ne yapabilirim?’ diye düşündüm. Özgür kalabileceğim, uygun olduğum anda yayına geçip kayıt alabileceğim, istikrarlı ve beni teknik anlamda üzmeyecek bir format olmalıydı. Ve fikir seri şekilde zihnimde belirdi:

Kaynağım İnsan . 1 Dakika Canlı 

 

Ne yapıyorum Kaynağım Knsan . 1 Dakika Canlı yayınlarında? 

İnsan kaynakları yönetimi üzerine takipçilerimin, İK profesyonellerinin ve meraklılarının sorularını cevaplıyorum. Her gün 1 soru.

Hedefim; 

Önümüzdeki 365 gün boyunca, her gün insan kaynakları yönetimi üzerine yayın yaparak bilgi, tecrübe, görüş paylaşmak.

Şimdiye kadar neler oldu? 

Yayına 1 Eylül 2020 itibariyle başladım. Şimdiye kadar sekiz önemli soruya cevap verdim. @kaynagiminsan2 hesabına girerek siz de IGTV videolarını seyredebilir ve merak ettiğiniz insan kaynakları yönetimi sorularını bana yazabilirsiniz. Hepsini bir güne yerleştirip cevaplayacağım.

Ya sonrası?

365 gün boyunca birikecek soru-cevap etabı için de sonrasında farklı planlarım var ?

İki Etkili İş Görüşmesi Sorusu

Bir iş görüşmesinde adayı tanımak, adayın iş hayatından beklentilerini anlamak kolay değildir. Bu nedenle görüşmeyi yapan kişinin sorduğu soruların hedef odaklı olması gerekir. Dolayısıyla iş görüşmesini gerçekleştiren kişinin en kritik yetkinliği, sorusunun karşılığında aldığı cevabı ve cevabın satır aralarını analiz etmektir diyebiliriz.

Uzun yıllardır iş görüşmesi yapan bir profesyonel olarak bazı soruların diğerlerinden daha etkili adaya dokunabilmeyi sağladığını gördüm. Özellikle bu sorulardan iki tanesi favorim konumundadır.

İlk etkili favori sorum;

“Ailenizden aldığınız en önemli ders nedir?”

Aile, hepimizin hayata dair en önemli inanışlarının, tecrübelerinin yaşandığı yerdir. Tatlısıyla, acısıyla bu yaşanmışlıkların hepimizin üzerinde kalıcı etkisi bulunur. Hayata yönelik duruşumuz, beklentilerimizin şekillenmesinde ebeveynlerimiz, kardeşlerimiz, akrabalarımızın rolü büyüktür.

Bu soru ile adayımızdan oldukça kapsamlı ve derin bir aile tarihçesini analiz etmesini istemiş oluruz. Adayımız kişisel farkındalık, değerler, neden-sonuç ilişkisi kurabilme, analitik düşünme, önceliklendirme, karar vermek yetkinliklerine dair performansını bu soru sayesinde bize sergiler.

Eğer cevabı kendiniz açısından düşünürseniz, aslında çok zor bir soru olduğunu göreceksiniz. Geçmişte mutluluk kadar hüzün, acı da olabilir. Adayın bütün bu duygu ve düşünceleri sentezleyip “en önemli ders” süzgecinden geçirmesi ve cevabını iş dünyasında kendisine değer katacak şekilde sunabilmesi stratejik bir başarı olacaktır.

İkinci etkili favori sorum birincisi ile paraleldir;

“Hayatımızda bugüne kadar sizi en çok etkilemiş 3 kişi kimdir? Etkilerini lütfen paylaşın.”

Aynen aile konusunda olduğu gibi bu soruda da adayımız geçmişine gidecek ve derin bir muhakeme sürecine girecektir. Seçilen insanların gerekçelendirilmesi aslen adayımızın kişisel farkındalığı, öncelikleri, beklentileri, değerleri, kazanımları, sıkıntıları, tecrübeleri ve bunun gibi pek çok konuda bize satır arasında mesaj verecektir.

Bu soru ayrıca başka kişileri analiz ve takdir etme yetkinliğinin mevcudiyetine de bir sinyaldir. Seçilen kişinin olumsuz bir etkisi olması bile adayımızdaki öğrenme, anlama, ders alma kapasiteni gösterir.

İş görüşmelerimizi bu tip sorularla adaylarımızın da süreçten keyif almasını sağlayacak hale dönüştürmeliyiz. Adayınız kapıdan çıkarken size teşekkür ederek “Bugüne kadar hiç düşünmediğim konularda düşünmemi sağladığınız” derse de hiç şaşırmayın. Benim sık sık başıma geliyor.

Covid-19 ve İnsan Yönetimde 5 Baskın Yetkinlik

2019’u 2020’ye bağlayan yılbaşı gecesine dönelim. İstisnasız hepimiz yeni yıla irili ufaklı beklentilerle girdik. Kimimiz bir terfi, kimimiz bir evlilik, kimimiz bir iş girişimi düşledi. Hatta ben 2020’ye niyetlerimi, isteklerimi, hedeflerimi içeren bir mektup bile yazdım. Mektup önümde ve gülüyorum. Kim bilebilirdi bir salgın hastalık nedeniyle 2020’den en büyük beklentimizin sağlıklı kalmak olabileceğini?

Covid-19 virüsünün Türkiye’de ilk çıktığı 10 Mart 2020 tarihinden itibaren hepimiz hayatlarımızda gerek duygusal, gerekse zihinsel olarak pek çok ‘ilk’i yaşadık. Devlet kurumlarının hızla devreye aldığı çeşitli düzenlemeleri, şirketlerimizin çalışma ortam, metot ve disiplinine yönelik geliştirdiği farklı çözümleri, bütün iş dünyası deneyimledi, deneyimlemeye de devam ediyor.

Mart 2020 ile başlayan ve daha da uzun bir süre devam edeceği öngörülen bu süreci iş hayatındaki insan odağı ile iyi analiz etmeliyiz. Çünkü eğer pandemiyi yarısına kadar dolu bir bardak olarak kabul edersek, bardağın dolu tarafında kendimizi, ekiplerimizi tanımamızı ve geliştirmemizi sağlayacak pek çok fırsatlar yatıyor.

Bu zorlu dönemde alıştığımız iş hayatının ötesinde, özellikle beş yetkinliği farklı boyutlarıyla baskın şekilde sergiler hale gelmemiz gerekti; empati, adaptasyon, çeviklik, esneklik ve disiplin.

  1. Empati

Empati kurmak sözde kolay, fiiliyatta zor bir yetkinliktir çünkü insanlar dinlemekten ziyade konuşmayı severler. Oysa ki empati, ilişki içinde bulunduğumuz insana önce sorular sorarak, sonra da onu anlamak için dinleyerek gerçekleştirilir. Empati özünde susmayı tercih etmektir. Önyargılar empatinin düşmanıdır.

Pandemi sürecinde ister evden, ister ofisten çalışalım, ister yönetici, ister ekip üyesi olalım, sürecin yaşattığı duygu ve düşünceleri, zorlukları, beklenmedik güzellikleri acaba birbirimize sorduk mu? Birbirimizi anlamak için samimiyetle dinledik mi? Dinlediğimiz sıkıntılara çözüm üretebilmek için iş birliği geliştirebildik mi? Eğer bu sorulara cevaplarınız  “evet” ise empati kurmak yetkinliğini başarıyla sergiliyorsunuz demektir.

  1. Adaptasyon

Adaptasyon, yönetici ve çalışanların yine farklı açılardan zorlandığı bir yetkinlik olarak karşımıza çıktı. Adaptasyonun duygusal boyutunda bazı çalışanlar pandeminin yansımalarından başlangıçta hiç etkilenmezken, ilerleyen dönemde bunalma sinyalleri verdi. Bazı çalışanlarsa başlangıçta ciddi endişelerle boğuşurken, sonradan rahatladı.

Adaptasyon yetkinliğinde en büyük sınavı ise yöneticiler verdi. Yöneticilerin kriz ortamında önce kendi duygusal ve zihinsel adaptasyonlarını sağlayıp, sonrasında ekiplerinin adaptasyonu için ciddi emek sarf etmeleri gerekti.

Yöneticilerin bir diğer sınavı ise, ekipleri için yeni çalışma yöntem, araçları tanımlayabilmek ve onların bu yöntem, araçlara adaptasyonunu sağlamaktı. İş performansı çıkarttırmak ve takibini yapmak konularında bazı yöneticilerin ciddi zorlandıklarını gördük.

  1. Çeviklik

Çeviklik, delicesine hızlı değişen istikrarsız dünyada, kurumların değerlerini korumak ve yeni değerler yaratmak için stratejilerini, yapılarını, iş süreçlerini, insanlarını ve kullandığı teknolojileri hızla, sürekli iyileştirmeleri, yeniden yapılandırmalarıdır.

Pandemi, son yılların adeta moda haline gelen çeviklik yetkinliğinin, ciddi anlamda sergilenmek zorunda kalındığı bir kriz oldu. Şirketler gerek yönetim modelleri, gerek kullandığı teknolojiler, gerekse bütün iş süreçlerini çevik şekilde dönüştürmek zorunda kaldı. Bütün yönetici ve çalışanlar krizin getirdiği yeni iş yürütüm modellerine, araçlarına, süreçlerine çeviklik sergileyerek adapte oldular. Dikkat edileceği gibi adaptasyon ile çeviklik yetkinlikleri pandemi sürecinin ikiz kardeşleri olarak hayatımıza kalıcı olarak girdi.

  1. Esneklik

Her gün pandemi hakkında farklı kanallardan bize akan doğru veya yanlış bilgi ile üstüne yaşadığımız dünyanın ne kadar istikrarsız olduğunu bir kez daha tecrübe ettik. Katı, değişmez dediğimiz duygu ve düşüncelerin yersizliği gördük. Zor zamanlarda kendimizi iyi hissedebilmeye devam edebilmenin ana koşulunun hem duygusal, hem de zihinsel esneklik olduğunu fark ettik. Artık biliyoruz ki, her an, her şey değişebilir, her an, her şey olabilir.

  1. Disiplin

Disiplin, yaptığımız işin standartlarını tanımlamak ve bu tanımları hayata geçirecek performansı sürekli sergilemektir. Disiplin, bu kadar belirsiz, bulanık bir dünyada bizi istikrarlı kılabilecek ana yetkinliktir. Hem duygusal, hem de zihinsel yılmazlıktır. Pandeminin getirdiği sistemsel değişimlere hemen adapte olup, yeni disiplinini tanımlayabilen yönetici ve çalışanlar bu süreçten kesinlikle büyük fırsatlar yakalayarak çıkacaktır.

.

Değişim, geri dönüşü olandır. Dönüşümünse geri dönüşü yoktur. Dünya özellikle son otuz yıldır teknoloji kaynaklı büyük dönüşümler yaşıyor. Covid-19 ise hiç birimizin hayaline bile getiremediği bambaşka dönüşümlerin nedeni olacak gibi. Bu süreci istesek de, istemesek de yaşayacağız. O nedenle, hepimiz değişim ve dönüşümlere karşı esnek olup, ekiplerimiz ile sürekli empati kurarak, her yeniye çeviklikle, sürekli, tekrar ve tekrar adapte olabilme disiplinini sergileyebilmeliyiz.

İnovasyon: Türkiye Doğulu mu, Batılı mı?

İnovasyon/yeniliğin “her şey” olduğu bir dönemdeyiz.

Japonya’da aldığım yönetim eğitimi esnasında Profesörümüz Japonların dünyada süreç inovasyonu, Amerikalıların ise ürün inovasyonu lideri olduğunu söylemişti. Japonların kendilerini ürün inovasyonu konusunda geliştirmek için çaba içinde olduklarını belirtmişti. Ancak bu noktada önlerindeki en büyük engelin, Japonları süreç inovasyonu lideri yapan kültürel ve teknik doku/alışkanlıklar olduğunu da açık yüreklilikle anlatmıştı.

Japonların temsil ettiği doğu çalışma disiplini, “ben” değil, “biz” diyen, ekip çalışmasının gücünü duygusal ve rasyonel olarak gerçekten bilen ve inanan bir yapıya sahip.

Batı çalışma disiplininin bu açıdan farkı batılının işleri “ben” merkezli düşünmesi, yapılandırmaya ve işletmeye çalışmasıdır. Bütün batı hukuk sistemi insanları zalimleşebilecek “ben” önceliğinden korumak üzere yapılandırılmıştır. (örnek: Geçen hafta Google, Amazon, Apple, Facebook ABD’deki antitröst yasasını ihlal etmekten sorgulandı) Batı çalışma disiplini de ekip çalışmasına çok önemli der, ne var ki özünde bireyler kendi “iyi olma” hallerini, ekibin iyiliğinin her zaman önüne koyar.

Eğitim sürecinde Profesörümüzün bize anlatmak istediği konu, doğu ile batı arasındaki bu “ben-biz” farkının inovasyon süreçlerine etkisiydi.

Batılı iş insanı zihinsel olarak “ben” merkezli ilerlerken yaratıcıdır, herkesten farklı olmaktan çekinmez, hatta özgünlüğü bir deha unsuru olarak kabul eder. Bakınız Steve Jobs, Elon Musk. Ürünleri iphone, ipad, Tesla.

Japonlar ise %100 ekip çalışması, ekip uyumu, ekip disiplini merkezinde zihinlerini şekillendirdikleri için bireylerin yaratıcılığı, farklılıkları ve özgünlükleri zaman içinde yok olur. Karıncalar gibi birbirleriyle senkronize hareket ederler, iş süreçlerini mükemmelleştirirler, maliyetleri düşürürler. Bakınız Yalın / Kaizen. Ancak ürün inovasyon dendiğinde takılır katırlar. Özgünlüğün korunamadığı, takdir edilmediği ekosistemlerde ürün inovasyonu gerçekleşemez. 20. yüzyıl sürecinde bu takılmışlığı aşabilen sayılı Japon markasından biri Sony ve ürünü de walkman’dir.

Ürün inovasyonu “ben”, süreç inovasyonu “biz” odaklı yeşerir, devleşir.

Bu arada ürün inovasyonunun fikir aşamasından sonraki bütün adımları etkin ve yetkin insanlardan oluşan ekip çalışmasına dayanır. Bunu da unutmamalıyız.

Doğu-batı dedim, ürün-süreç inovasyonunu anlattım. Yazımı iki soruyla bitireceğim:

  1. Biz Türkiye olarak sizce doğulu muyuz, batılı mıyız?
  2. Bizim ürün inovasyonu mu, süreç inovasyonu mu yapma potansiyelimiz daha fazla?

İş Liderlerinden İş Görüşmesi Dersleri

İş görüşmelerinde adayların heyecan konusunda yaşadıkları problemleri aşmak için onlara ana verdiğimiz tavsiye hazırlık sürecine titizlenmeleridir. Kitaplardan, internet sitelerinden görüşme süreci hakkında bilgilenmek, olası kilit sorulara hazırlanmak, tecrübeli bir insan kaynakları profesyonelinden tavsiyeler almak her adayın hemen uygulamaya alabileceği hazırlık yollarıdır.

Eğer bahsedilen hazırlık çalışmalarını yaptım diyorsanız, sizinle çok geliştirici, farkındalık arttırıcı dördüncü hazırlık yolunu paylaşabilirim: İş dünyasında başarısı ile güven ve saygınlık kazanmış iş liderlerinin videolarını izleyin.

Başarılı iş liderlerinin video kayıtlarında yılların verdiği tecrübeye ulaşırsınız. Bu kişilerin adım adım nasıl ilerledikleri, kendilerini keşifleri, amaçları, tutkuları, hüsranları ve elbette başarısızlık hikayelerini duymak izleyeni bazen şaşırtır, bazen coşkulandırır, bazen de üzer. O insanların da etten kemikten olduğunu görmek izleyeni rahatlatır.

Hiçbir iş lideri süper kahraman değildir, hatta en başarılıları hayatlarında en büyük başarısızlıklara imza atanlardır. Dolayısıyla bir adayın iş görüşmesinde adeta bir süper kahraman olmalıymış baskısını kendi üzerinde kurması, başta öz benliğine yaptığı haksızlıktır.

Mesleğinde ilerlemiş iş liderlerinin videolarını izlerken aşağıdaki birkaç etüdü yapmak iş görüşmeniz öncesinde sizi ummayacağınız kadar güçlendirecektir;

  1. İzlediğiniz video içeriğini başlıklara ayırın.

Örneğin “a. İş hayatına giriş, b. Yükseliş, c. Başarılar ve başarısızlıklar, d. Hedefler, e. İş hayatına dair görüşler”. Böyle bir çalışma sizin analitik düşünme becerinizi geliştirecek ve iş görüşmesi sırasında geçmişiniz hakkında gelecek sorulara benzer analitik zihinsel yaklaşımı uygulamanızı sağlayacaktır.

  1. Videodaki iş liderinin duygusal akışını ve nasıl göründüğünü takip edin.

Heyecanlı mı, ne zaman üzgün ifade takındı, kızdığı bir durumu anlatırken yüzü nasıldı? Hayatında olumsuz iz bırakmış bir kişi hakkında hangi ifadeleri kullanıyor? Bu şekilde izlediğiniz iş liderinin duygusal takibini yapabilirseniz, kendi duygularınızı da sanki üçüncü bir kişiymiş gibi takip edebilmeye başladığınızı göreceksiniz. Bu da heyecanınızı kontrol altına almanızı kolaylaştıracaktır.

  1. Videodaki iş liderinin beden dilini takip edin.

Elleri, kolları, oturuşu, bedenini nasıl kullanıyor? Çok mu hareketli, yoksa sakin mi? Siz hangisini daha ikna edici buldunuz? Jest ve mimikleri hangi iş insanında size daha samimi geldi?

  1. Kendi kısa iş görüşmesi videonuzu çekin.

En keyifli çalışma kendi iş görüşmesi videonuzu çekmeniz olacaktır. “Bana kendinizden bahseder misiniz?” sorusuna cevap verecek şekilde üç dakikalık bir videonuzu çekin. Bu çalışmayı “oldu” diyene kadar bıkmadan defalarca tekrarlayın. Hatta arkadaşlarınıza da seyrettirip görüşlerini öğrenebilirsiniz. Çünkü kısa videonuz olası bir iş görüşmesinde nasıl davranacağınızın ufak bir provası niteliğindedir. Eğer siz kendinizi beğeniyorsanız, sizi sizinle çalışabilecek herkes de beğenecektir. Özgüven bu noktada gerçekleşmiş olur.

.

İş görüşmesinde başarılı olmanın %80’i hazırlıktan geçer. Görüşme sırasındaki performansın sonuca etkisi sadece %20’dir. Unutmayın, fırsat hazırlıklı beyinlere gelir.

 

 

 

 

Yeni Mülakat Sorusu: Pandemi Sürecinde Neler Yaptın?

Bir iş görüşmesi sırasında adaylarımıza gerek mesleki, gerekse davranışsal yetkinliklerini analiz edebilmek için pek çok soru sorarız. Bu soruların farklı çeşitlerine iş görüşmesi üzerine yazılmış kitaplardan ve internet sitelerinden okuyarak, işin profesyonellerine sorarak ulaşabilirsiniz.

Ancak bütün dünya olarak geçirdiğimiz son üç ay çerçevesinde iş görüşmesi soru setine bir kritik yeni soru eklendi:

“Pandemi sürecinde neler yaptın?”

Şimdi eminim bu soruyu okuyan herkesin gözünün önünden son üç ay bir film şeridi gibi hızlıca geçti. İster halihazırda bir şirkette çalışıyor olun, ister aktif şekilde iş arayan bir aday, bu sorunun altına nasıl doldurdunuz size hayatınızda hiç düşünemeyeceğiniz fırsatlar yaratabilir.

Pandemi sürecinin insanlar üzerinde çok farklı etkileri oldu. Kimisi başlangıçta adapte olmakta sıkıntılıydı ama sonra açıldı, kimisiyse başta yüksek motivasyonluyken ilerleyen zamanlarda bocaladı.

Yaşadığımız zor zamanlar hepimiz için büyük bir sınav ve sınav halen de bitmiş değil. Dolayısıyla bu sınavı başarıyla vermenin özellikle iş arama sürecindeysek anlamını, yollarını, sonuçlarını dikkatlice düşünmemiz gerekir. Çünkü bir insanın gerçek yetkinlikleri kolay değil, en çok zor zamanlardaki davranışları, tercihleri, geliştirmeleri üzerinden anlaşılır.

Pandemi sürecini etkili yönetmek ve olası bir iş görüşmesinde fırsata dönüştürmek için bir yol haritası çıkartacak olursak aşağıdaki adımları ve örnek davranışları izleyebiliriz;

  1. Adim – Adapte oldum.

Örnek; Pandemi sürecinin yarattığı kaygı ve korku duygusunu kontrol altına aldım ve her yeni güne şükrederek motivasyonla başladım.

  1. Adım – Araştırdım ve planladım.

Örnek; Bu süreci sağlığım ve gelişimim için nasıl kullanabilirim diye sürekli araştırmalar yaptım, arkadaşlarıma ve güvendiğim insanlara danıştım. Neler yapabileceğimi bir zaman ve aksiyon planına oturttum. Kendime küçük kazanımlar tanımladım.

  1. Adım – Aksiyona geçtim

Örnek; Sağlığımı korumak için düzenli spor yaptım. Farklı internet ortamlarından gelişimim için programlara katıldım, seminerleri takip ettim. Kitap okudum. Gündemi takip ettim.

  1. Adım – Değerlendirdim

Örnek; Zaman ve aksiyon planım çerçevesinde yaptıklarım, yapamadıklarım ve anlık gelişen olayları ve elde ettiğim sonuçları değerlendirdim.

  1. Adım – İyileştirme / Geliştirme

Örnek; Değerlendirmelerim sonunda planımda iyileştirme, düzeltme ve geliştirmeler yaptım.

Bir iş görüşmesinde pandemi sürecinde neler yaptın sorusuna adaylar ne kadar organize, özgün ve bilinçli cevap verirse, bu adaya hiç düşünmediği fırsatlar yaratabilir.

Krizin yarattığı bu fırsatları kaçırmayın !

 

 

 

Korona Günlüğü, Gün 90, 19 Haziran 2020 / VEDA

Güle güle

Sabah saatlerinde ekibinde bulunduğum çok önemli bir proje müşterimin Japonya’dan CEO ve ikici başkanı geldi. Haziran başından bugüne kadar işlerimizi görüntülü görüşmelerle yürütüyorduk. İki tepe yönetici ile ilk yüz yüze görüşmemiz gayet iyi geçti. Teknoloji iyi hoş ama hiç bir araç, gereç, yazılım insan insana yapılan toplantıların yerini tutamaz. En az bizim kadar Japon yöneticiler de bir masa etrafında oturuyor olmaktan duydukları mutluluğu dile getirdiler.

Öğleden sonra ise eğitim video çekimlerini tamamlamak üzere diğer önemli müşterime gittim. On videonun ham çekimleri bitti. Önümüzdeki iki hafta içinde montaj ve kurgularını gerçekleştireceğiz. Final versiyonlarını merakla bekliyorum.

.

Yarın sabaha karşı saat 03:15’de Datça’ya gitmek üzere Yaprak’la yola çıkacağız. Yaprak’ı zorlu bir LGS’ye hazırlık yılı bekliyor. Güzel bir yaz geçirmesini istiyorum, diliyorum. Bu arada ben de ona iyi bir kurs bakacağım. Bakalım 2020-2021 döneminde bizi neler bekliyor?

.

Bu yaz benim payıma düşense çalışmak, çalışmak ve daha çok çalışmak var. Bol bol kitap okumak ve hafta sonu park sefasını da listeye ekleyebiliriz. Eğer bir iki gün boşluk yaratabilirsem Prens Adaları’nın bir tanesinde ufak bir tatil de listemde, gerçekleştirebilirsem ne ala.

.

Veeee final.

Pandemi krizinin ilk günlerinde başladığım Korona Günlüğü’mün 90. yazısı ile sonuna geldim. Şöyle baştan sonra baktığımda hayatımın en sıra dışı dönemlerinden birini yaşadım covid-19 virüsü nedeniyle. Zor zamanlarda tercih ettiğimiz tutum seti aslında gerçek kimliğimizi ortaya çıkartır. Bu sınavı verebilmek için en iyisini yaptığımı düşünüyorum. Geçen 90 günü düşündüğümde “daha ötesi olmazdı” diyebiliyorum.

Temennim, ikici kez blogumda “2. Korona Günlüğü” kategorisini açmak zorunda kalmamak. İnsanların gerekli maske takmak, sosyal mesafeye dikkat etmek, el yıkamak gibi kilit önlemlere özenle uymasını diliyorum. 

Sağlıkla kalın ve yazın da keyfini doya doya çıkartın, sevgilerimle.

.

The Washington Post – 19.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 25 ülke )

Korona Günlüğü, Gün 89, 18 Haziran 2020

Sabahın erken saatlerinden akşama kadar 9 eğitim videosunun çekimini gerçekleştirdik. Tam bir maraton oldu, çok da keyif aldım. Elbette kurgular yapıldıktan sonra sonucu göreceğiz, dilerim emeklerimize değecek çıktılarla karşılaşırız.

.

Pandemi sürecinin başlangıcından bu yana bugün ilk defa otobüs ve metrobüsü kullandım. Sabah Sancaktepe’ye giderken otobüs boştu, akşam dönüşte metrobüste yorgunluktan nasıl geldiğimizin farkında bile değildim. Her iki araçta da doluluk oranı normaldi. İnsanlar ellerinden geldiğince sosyal mesafeye dikkat ediyor. Bu beni mutlu etti.

.

Yarın korona günlüğünün 90. ve son günü. Veda zamanı. Ben pandemi sürecini kayıt altına aldığım için çok memnunum. 5-10 yıl sonra “o günlerde ne yaptın?” diye soranlara okuyabileceğim bayağı bir içeriğim var. Yarın itibariyle kendimce normalleşme sürecini de tamamlıyorum. Dilerim önümüzdeki ayları sağlıklı geçirebilirim, ülkece geçirebiliriz.

.

The Washington Post – 18.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 25 ülke )

 

Korona Günlüğü, Gün 88, 17 Haziran 2020

Sokakta halletmem gereken işlerin ardından bir görüntülü toplantı ve sonrada İstanbul Erkek Lisesi Derneği Mentorlar Projesi çerçevesinde katıldığım webinar.

Çocukluk arkadaşım sevgili İEL mezunu olan Mehveş Poda yaklaşık bir ay önce beni Mentorluk Projesi ekibi ile tanıştırdı ve  bugün gerçekleştirdiğimiz “21. Yüzyılda Oyunun Kuralı” başlığı ile programı netleştirdik. Her adımı çok titiz ilerletilen bir proje, çok takdir ettim.

Kısaca 21. yüzyılda oyunun kuralları olarak nelerden bahsettiğime gelecek olursak, iş oyunu 5 kural üzerinden kurguladım:

  1. Kişisel marka bilinci (özgün ve çok yönlü değer yaratmak ve değeri sunabilmek, yaratıcı olmak, kendi kendine öğrenerek sürekli gelişim)
  2. Dijital hakimiyet (meslek ne olursa olsun veri üretebilmek, okumak, yorumlamak, analitik yapabilmek, geliştirmek)
  3. Network (işinin erbablarıyla ilişki ağı kurmak, duygusal zekayı /egoyu akıllı yönetmek, destek almak, destek vermek)
  4. Karmaşık dünyayı içselleştirmek (değişime alışkanlık, adapte olmak, karmaşa içindeki fırsatı görmek, değerlendirmek)
  5. Dirençli, yılmaz olmak (yenilgiden, reddedilmekten, anlaşılmamaktan korkmamak, yılmamak ve yola azimle devam etmek)

En önemli vurgum, iş hayatına girdiklerinde karşılarına çıkacak dinazorlar nedeniyle ideallerini kaybetmemeleri, küsmemeleri oldu.

2025 yılı ve sonrasındaki bambaşka dünyayı onların yaratacağını, o dünyanın işbirliği ve paylaşımla şekilleneceğine inancımın tam olduğunu ekleyerek de sözlerimi bitirdim.

.

The Washington Post – 17.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

 

Korona Günlüğü, Gün 87, 16 Haziran 2020

Bugün proje çalışması için Beylikdüzü’ndeydim. Verimli geçen zamanları seviyorum. Eve keyifli döndüm.

Ardından Yaprak’la dışarı çıktık. Biraz yürüyüş sonrasında Maçka Demokrasi Parkı içindeki kafeye oturduk. Bu parkın en büyük özelliği içindeki sayısını kimsenin tahmin edemediği kedi nüfusudur (Örneğin sadece bugün 70 tane saydım).

Hele ki parkın içindeki kafede otururken insanın sinirini bozacak kadar çok kedi tarafından taciz ediliyorsunuz. Önlem olarak işletmeci masalara su spreyi bırakıyor. Artık kediler spreyin ne olduğunu öğrenmiş, sıkmanıza gerek kalmadan yüzüne spreyi doğrultunca toz oluyorlar. Ama ben bir kaç tanesine su sıkmadım değil. Zalimse zalimim. Kimse kusuruma bakmasın, kedinin de arsızı hiç çekilmiyor. (Bakınız yukarıdaki fotograf, tipik arsız, kulağı kesik İstanbul sokak kedisi, bu arada bizim evde de bir tanesi var) Bıraksak tabağın ortasına oturacak. ?

Bu akşam Yaprak’la 2 aylık ayrılık öncesinde, dışarıda son baş başa yemeğimiz oldu. Cumartesi günü kızımı Datça’ya anneanne ve dedemizin yayına götürecek ve Pazar günü İstanbul’a döneceğim. Bu yaz bana tatil yok gibi görünüyor. Yapacak bir şey yok. ??‍♀️

.

Siparişini verdiğim iş kitaplarım geldi. Yazıyı bitirir bitirmez Brian Tracy’nin Müzakere‘sini okuyacağım. Tracy’nin kitapları şip şak okunur ve çok etkilidir. Pek beğenirim.

.

The Washington Post – 16.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

Korona Günlüğü, Gün 86, 15 Haziran 2020

Günlüğü yazarken ilk defa bu kadar geçe kaldım. Kendim de şaşırdım. Neden olduğunu yazmayacağım. (Tahminler serbest !!)

Online iş görüşmeleri ile renklenen, sunum maratonumun sonuna geldiğim verimli bir iş günüydü. Yukarıdaki görsel de sunumlarda kullandıklarımdan. Stratejiyi temsil ediyor.

Sipariş verdiğim kitaplarım geldi. Son zamanlarda Stefan Zweig’in eserlerini seri şekilde okuyorum. Çok hoşuma gidiyorlar. Her biri bir hediye paketi sanki. Açması/okuması coşkulu, merak uyandıran ve çabuk biten, heyecanı kursakta bırakan.

.

The Washington Post – 15.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

 

 

Korona Günlüğü, Gün 85, 14 Haziran 2020

Hafta içinde gerçekleşecek eğitim videoları için sunum hazırlamaya devam ettiğim bir gündü. Toplam on sunum hazırlamam gerekiyor. Sekizi bitti.

Sunumların kalitesini arttırmak için yüzlerce sunum şablonu satın aldım. Sunum içeriklerinin hepsi beynimde, zor olan tasarımlarını oturtmak. En iyi görselleri, ikonları, fontları seçmek. Ne zormuş bu estetik işler.

.

Yoğun bir haftaya başlıyorum. Günlük yazımı bitirince çalışmayı bırakacağım. Kitap okumak, bitki çayımı içmek, pazar günümü sessiz ve sakin kapatmak istiyorum.

.

The Washington Post – 14.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

 

 

Korona Günlüğü, Gün 84, 13 Haziran 2020

Esaslı işime dokunamadığım, parça pinçik işlerle günün nasıl geçtiğini anlayamadığım bir durumdayım. Saatlerdir ben neler yaptım diye kendime sorunca;

  • 22 yıllık emektar çamaşır makinamı geri dönüşüme gönderdim. Yaptığım araştırmalar sonrasında “en iyisi” olduğuna ikna olduğum yeni makinamı yetkili servise kurdurttum. İlk çamaşırımızı yıkadım.
  • Evimdeki ahşap mobilyaları merakla satın aldığım bir malzeme ile cilaladım. Güzel oldular. ?
  • Evi topladım, kedinin kumunu değiştirdim. ?
  • Yaprak’ı Datça’ya götürmek için gerekli seyahat organizasyonunu, bilet alımlarını yaptım. 20 Haziran’da inşallah bir terslik çıkmaz. 18 yaş altı ebeveyn olmadan seyahat edemediği için 48 saat içinde İstanbul-Dalaman-Datça-Dalaman-İstanbul yapacağım. ✈️
  • Yaprak’ın 2020-2021 okul kaydını yaptım. Okul 24 Ağustos’da başlayacak.  ?
  • Sokağa çıkış ile birlikte kişisel bakım asla ihmal edilemez. Kuaföre gittim.  ??‍?
  • Yaprak’ın kulaklarını deldirttik. Ona bütün takmadığım gümüş küpelerimi verdim. Küpelere bakarken 20-30’lu yaşlarıma gittim. Nostalji dolu dakikalar geçirdik Yaprak’la. ?
  • Hayatımda ilk defa zerdeçallı kahve içtim. Bir daha da içmem. ?
  • Çok okumak istediğim bir kitabı yarıladım. ?

.

Yukarıda görmüş olduğunuz merdiven Leonardo Da Vinci tarafından 1516’da yapılmıştır. Adı DNA merdivenidir. Günümün en güzel anlatımıydı. Bu nedenle seçtim.

.

The Washington Post – 13.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

 

 

 

Korona Günlüğü, Gün 83, 12 Haziran 2020

Bugün proje çalışmam kapsamında Anadolu yakasındaydım. Akşam saatlerimizi de Yaprak’la yürüyüş yaparak ve dışarıda yemek yiyerek geçirdik.

.

Eve dönüşte biraz da şans eseri nefis bir canlı yayına denk geldim. Bugüne kadar pek çok videosunu seyrettiğim Akan Abdula ile HBR Türkiye’nin genel yayın yönetmeni Serdar Turan’ın söyleşisi.

Akan Adbula pazarlama, marka, iletişim üzerine uzmanlaşmış bir kişi. Diyeceksiniz bu profillerden etrafta çok var. Abdula’nın performansının özel yanı, uzmanlığını yere göğe sığmayan “pazarlama gururu” laflarıyla değil, veri analizleri ve analitik yaparak sergilemesi.

Sohbet pandemi sürecinin yorumlanması ile başlıyor. Dijitalleşmenin sosyal ağ kullanmak ve cep telefonlanarak tüketmek değil, veri üretmek ve analiz yapmak anlamına geldiği vurgulanıyor.

İlerleyen dakikalarda konu işveren markası ve bu süreci Türkiye’de en iyi yürüten şirketlere geliyor. Akan, benim de Mart ayında Evde Korona Günlüğü yazılarıma taşıdığım iki markayı en başarılı konuma yerleştiriyor: Koç Holding ve Toyota. Üçüncü sırada ise Migros var. Başka da örnek çıkmıyor.

Akan, bu süreçte ne kurumsal iletişim, ne de İnsan Kaynakları, çuvaldızı tepe yönetime batırıyor. Evet, ben de katılıyorum. Türkiye’de normal zamanlarda lafa gelince mangalda kül bırakmayan pek çok büyük, süksesi bol şirketin tepe yönetiminden pandemi süresince ne hikmetse çıt çıkmadı. Hiçbirisi “Sonuna kadar beraberiz, birlikte bu işi yürüteceğiz” açıklamaları yapamadı, yapmadı.

Kriz boyunca tepe yönetimleri ses vermeyen şirketlerin kurumsal iletişim veya insan kaynakları bölümleri üç beş ay sonra çıkıp “biz okul boyadık”, “kız çocuklarını eğitttik”, “çalışan tecrübesinde uçtuk” dediklerinde, şimdi ben içimden “Hadi ordan” demeyecek miyim? ?

.

Söyleşinin sonuna doğru ise Z ve Alfa kuşağının yüksek “empati” kurma yetkinliği vurgulanıyor. Benim gibilerin temsil ettiği, 2. Sanayi Devrimi’nin ezberci, rasyonalite ve kar odaklı zihniyetinin yerini soru soran, duygusal anlamda zeki kuşaklara bırakmakta olduğu, önümüzdeki 10 yılda herseyin çok değişeceğinin altı çiziliyor.

Bir saatinizi ayırarak dinleyebileceğiniz Akan Abdula söyleşi eminim sizin de farkındalığınızı arttıracak, zihninizde farklı düşünce patikaları açacak.

.

The Washington Post – 12.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

 

Korona Günlüğü, Gün 82, 11 Haziran 2020

Beylikdüzü’nde proje çalışmamda geçen verimli bir gündü.

Performans değerlendirme sistemimizi çok isabetli bir iş ortağı yazılım ile hayata geçiriyoruz. “İyi bir performans değerlendirme yazılımı arıyoruz” diyen meslektaşlar veya şirketler varsa TalentSys e-performans çözümüne bir bakın derim. Yazılım bizim performans değerlendirme sistemi adına yaptığımız bütün kurguya birebir cevap verdi. Ben hem şaşırdım, hem de çok mutlu oldum. Çünkü genelde paket programlar şirketin sistem kurgusuna uymaz, şirket kendisini paket programın yapabilirliklerine uydurmak zorunda kalır. TalentSys e-performans ile böyle bir sıkıntı yaşamadık.

.

Bugün Harvard Business Review Youtube kanalının HBR’nin Perspektifinden videolarından Çevik Liderlik makale analizini paylaşmak istiyorum.

Videonun özellikle Microsoft’un CEO’su Satya Nadella’nın çevik liderlik performansının örneklendirildiği bölümü çok güzel.

.

The Washington Post – 11.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

Korona Günlüğü, Gün 81, 10 Haziran 2020

Bizden 6 saat ileri olan Japonya ile yürüttüğüm proje çerçevesinde sabah 06:30’da ayakta ve çalışmaya hazırdım. Toplantı sonrasında tam gün sürecek Habitat Kariyer Planlama Eğitimime başladım.

Eğitimden sonra uzun yıllardır çalıştığım şirketin Temmuz ayında başlamasını planladığımız koçluk & mentorluk programı güncellemesi ve video eğitim içerik dokümantasyonunu yaptım.

Sabah 06:30’da başlayan mesaim 19:30’da bitti. Hemen evden fırlayıp annemle babamı görmeye gittim. Yaprak da oradaydı. 3 aydır ilk defa birlikte yemek masasına oturduk. Sohbet ettik, güldük. Özlemişim.

.

Geçen hafta sonu bir araştırma yaparken HBR – Harvard Business Review Youtube kanalının yeni bir video serisini buldum: HBR Türkiye Perspektifinden.

HBR Türkiye’nin editörü Serdar Turan’ın sunumunda dergide beğeni toplamış makalelerin içeriklerinin paylaşıldığı seriye bayıldım. Nisan ayından bugüne 10 adet makale incelemesi yapılmış. Ben beş tanesini dinledim. Size de tavsiye ederim.

.

The Washington Post – 10.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

Korona Günlüğü, Gün 80, 9 Haziran 2020

Bugün bir değişiklik yaptım, hiç yapmadığım bir şey.

❓❓❓❓

Çalıştım.

?

Evden çıkıp, normal iş hayatıma döndüğüm günden bu yana, hafta sonları da dahil günlüğüme her gün aynı şeyi yazıyorum: Çalışıyorum.

Bu kendini bıkmadan usanmadan tekrar etme hali acaba neyin göstergesi?

İşkoliklik olabilir mi?

.

The Washington Post – 09.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )