Etiket arşivi: Kitap

2021’e Veda Ederken Kitap Tavsiyelerim

2017, 2018, 2019, 2020 ve 2021. Her yıl sonunda, o yıl boyunca okuduğum kitaplar arasınan en beğendiklerimi paylaştığım bir video çekerek yayınlıyorum.

2021 yılı boyunca da pek çok kitap okudum. Yukarıdaki videoda en beğendiklerimi ve yorumlarımı bu sefer 4 kategoride paylaştım.

I. Atatürk, Biyografiler ve Liderlik

  • Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri – Cemal Renda
  • Hz. Muhammed’in Hayatı – İzzet Derveze
  • Caesar – Adrian Goldsworthy
  • Bir Lider Olabilmek – Warren Bennis

II. İnsan Yönetimi ve Yöneticilik

  • Usta Koç – Gregg Thompson
  • Takım Koçluğu – Tony Llewellyn
  • Koçluk Alışkanlığı – Micheal Bungay Stainer
  • Kaizen Yolu – Robert Maurer
  • Etkili Yöneticinin Yedi Alışkanlığı – Stephan Covey

III. Manevi

  • Mevlana – İstediğin Bir Şey Olursa Bir Hayır, Olmazsa Bin Hayır Ara – Derleyen Hakan Mengüç

IV. Edebiyat

  • Herkes Tek Başına Ölür – Hans Fallada

Benden Lider Olur Mu?


Rectra Danışmanlık
‘ın kurucusu sevgili Murat Arslan ile, 17Aralık 2020 Perşembe günü Keep In Mind söyleşilerinin ikincisinde, “Benden Lider Olur Mu?” sorusuna cevap vermek üzere birlikteydik. Söyleşiye katılmak üzere başvuranların %70’ini bir araya getirebilmiş olmak büyük mutluluktu.

Keep In Mind’ın formatı çerçevesinde bana verilen 33 dakikayı en etkili şekilde kullanmak için bayağı çaba sarfettim. Nereden baksanız konu derin, anlatılacaklar ve örnekler çoktu.

Paylaşımlarımda üç merak edilen soruya yanıt verdim;

  • Lider doğulur mu, olunur mu?
  • Liderlik süreci nasıl işler?
  • Lider olmanın maliyetleri bireye nelerdir?

Liderlik sürecini üç ana ve alt adımları ve gereklilikleri ile paylaştım.

Söyleşinin bana ayrılan bölümünün sonundaki kitap tavsiyelerinin de çok değerli olduğunu düşünüyorum.

Keyifli izlemeler dilerim.

Korona Günlüğü, Gün 87, 16 Haziran 2020

Bugün proje çalışması için Beylikdüzü’ndeydim. Verimli geçen zamanları seviyorum. Eve keyifli döndüm.

Ardından Yaprak’la dışarı çıktık. Biraz yürüyüş sonrasında Maçka Demokrasi Parkı içindeki kafeye oturduk. Bu parkın en büyük özelliği içindeki sayısını kimsenin tahmin edemediği kedi nüfusudur (Örneğin sadece bugün 70 tane saydım).

Hele ki parkın içindeki kafede otururken insanın sinirini bozacak kadar çok kedi tarafından taciz ediliyorsunuz. Önlem olarak işletmeci masalara su spreyi bırakıyor. Artık kediler spreyin ne olduğunu öğrenmiş, sıkmanıza gerek kalmadan yüzüne spreyi doğrultunca toz oluyorlar. Ama ben bir kaç tanesine su sıkmadım değil. Zalimse zalimim. Kimse kusuruma bakmasın, kedinin de arsızı hiç çekilmiyor. (Bakınız yukarıdaki fotograf, tipik arsız, kulağı kesik İstanbul sokak kedisi, bu arada bizim evde de bir tanesi var) Bıraksak tabağın ortasına oturacak. ?

Bu akşam Yaprak’la 2 aylık ayrılık öncesinde, dışarıda son baş başa yemeğimiz oldu. Cumartesi günü kızımı Datça’ya anneanne ve dedemizin yayına götürecek ve Pazar günü İstanbul’a döneceğim. Bu yaz bana tatil yok gibi görünüyor. Yapacak bir şey yok. ??‍♀️

.

Siparişini verdiğim iş kitaplarım geldi. Yazıyı bitirir bitirmez Brian Tracy’nin Müzakere‘sini okuyacağım. Tracy’nin kitapları şip şak okunur ve çok etkilidir. Pek beğenirim.

.

The Washington Post – 16.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

Evde Korona Günlüğü, Gün 67, 27 Mayıs 2020

Düne kıyasla daha mantıklı bir çalışma temposuyla günü kapatıyorum.

Günün en güzel iki gelişmesi gelecek hafta hakkında gerçekleşti. İki projem için ilgili şirketlerin ofisine gitmeye başlıyorum.

Haziran ayı itibariyle ofis çalışmasına dönmek beni çok mutlu ediyor. Toplu taşıma kullanan biri olarak sağlık kaygılarımı kısa süreliğine giderecek çözümleri iş ortaklarımla ürettik. Kızımla da konuştum. O gün içinde derslerine devam edecek. Haziran ayını güç birliği yaparak idare edeceğiz. Ona güveniyorum.

.

28 Nisan 2020 tarihinde Instagram üzerinden başladığım kitap özeti yayınlarımı 31 Mayıs Pazar günü itibariyle sonlandıracağım. Çünkü artık gün ortasında sıklıkla evde olmayacağım.

Yayınları sürekli takip eden insanların olması, onlara bir parça bile olsa fayda sağlamak beni çok mutlu etti. Paylaşımların en büyük meyvelerini de sanırım yaptığım araştırmalar, kurduğum analitik bağlar, doğaçlama kurgular, bol bol düşünmeler ile ben yedim.

?????

İlk başlarda Instagram’da sadece 24 saat hikayelerimde yayında kalan kayıtlar, 16. gün itibariyle IGTV ile arşivlenmeye de başladı. Dolayısıyla son 14 günün kaydına @ipekaral23 hesabımdan ulaşabilirsiniz.

30 gün süren (2 gün yayın arası vermiştim)  canlı yayınlarımda özetini paylaştığım 57 kitabın +2 listesini günlüğüme kayıt olarak düşmeyi de bir görev biliyorum.?

.

Kişisel Gelişim Kitapları 
1. James Allen – Düşüncenin Gücü
2. Steve Andreas & Charles Faulkner – NLP: Başarının Yeni Teknolojisi
3. Marcus Aurelius – Kendime Düşünceler
4. Deepak Chopra – Başarının 7 Spiritüel Yasası
5. Stephen Covey – Etkili İnsanın 7 Alışkanlığı
6. Dalai Lama & Howard C. Cutler – Mutluluk Sanatı – Yaşam için Bir El Kitabı
7. Dhammapada – Buddha’nın Öğretileri
8. John Gray – Erkekler Mars’tan, Kadınlar Venüs’ten
9. Abraham Maslow – Motivation & Personality (Türkçesi yok)
10. Florence Scovell Shinn – The Game Of Life and How To Play It
11. Martin Sligman – Öğrenilmiş İyimserlik
12. Wayne Dyner – Real Magic – Creating Miracles in Everyday Life
13. Lao Tzu – Tao Te Ching
14. Henry David Thoreau – Walden Gölü
.
Zenginlik Kitapları
1. James Allen – The Path of Prosperity
2. Robert G Allen – Multiple Streams of Income
3. David Bach – Otomatik Milyoner
4. Richard Branson – Losing My Virginity: The Autobiography
5. Warren Buffet (Editör Lawrence Cunningham) – The Essays Of Warren Buffet
6. Rhonda Byrne – The Secret
7. James Wallece & Jim Ericson – Hard Drive; Bill Gates ve Microsoft İmparatorluğu’nun Kuruluşu
8. Benjamin Graham – Akıllı Yatıtımcı
9. Napoleon Hill – The Master Key to Riches
10. Donald Trump – The Art of The Deal
11. Muhammed Yunus – Banker To Poor
.
Başarı Kitapları 
1. Horatio Alger – Ragged Dick
2. Warren Bennis – Bir Lider Olabilmek
3. Frank Bettger – Satışta Başarı
4. Chin-Ning Chu – Thick Face, Black Heart
5. Les Giblin – İnsan İlişkilerinde Kendine Güven ve Güç Elde Etmenin Yolu
6. Abrahm Lincoln (yazan Donald Philips) – Lincoln on Leadership
7. Eleanor Roosevelt (Yazan Robin Gerber) – Leadership The Eleanor Roosevelt Way
8. Brian Tracy – Maksimum Başarı
9. Brian Tracy – Başarının 100 Değişmez Kuralı
10. Sun Tzu – Savaş Sanatı
11. Richard Wiseman – Şans Faktörü
12. Zig Zaglar – Zirvede Görüşürüz
13. Ernest Shackleton (yazan Margot Morrell & Stephanie Capparell – Shackleton’s Way
.
Politika Kitapları 
1. Daron Acemoğlu & James Robinson – Ulusların Düşüşü
2. Daron Acemoğlu & James Robinson – Dar Koridor
3. Platon – Devlet
4. Aristoteles – Politika
5. Winston Churchill – 2. Dünya Savaşı Hatıraları
6. Francis Fukuyama – Tarihin Sonu ve Son İnsan
7. Mohantas K Gandhi – Bir Özyaşam
8. F. A. Hayek – Kölelik Yolu
9. Thomas Hobbes – Leviathan
10. Samuel Huntington – Medeniyetler Çatışması
11. John Locke – Yönetim Üzerine İki Deneme
12. Niccolo Machiavelli – Prens
13. Niccolo Machiavelli – Söylevler & Titus’un İlk On Kitabı 
14. Nelson Mandela – Özgürlüğe Giden Uzun Yol
15. Karl Marx & Friedrich Engels – Komünist Manifesto
16. Jean-jack Rousseau – İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı
17. John Maynard Keynes – Genel Teori
18. Henry David Thoreau – Sivil İtaatsizlik
19. Adam Smith – Milletlerin Zenginliği
20. Milton Friedman – Kapitalizm ve Özgürlük
21. Ayn Rand – Bilinmeyen İdeal
.

Evde Korona Günlüğü, Gün 66, 26 Mayıs 2020

Sabah saat 09:00’dan akşam saat 21:30’a kadar, yemek yemeden, su bile içmeden çalışmak. İşte bayramın 3. gününün özeti. ?

Yarın iş günü, sabah erken saatte aldığım yerden devam.

.

Ama bunca yoğunlaşma içinde çok sevdiğim, uzun süredir haberleşmediğim 30 yıllık arkadaşımdan aldığım telefon beni inanılmaz mutlu etti. “Vay be” dedim. “Hayat çok güzel. Sevginin ve samimiyetin gerçekten zamanı yok, bir telefonla bıraktığın yerden devam edebiliyorsun“.

Arkadaşımla gelecek hafta bir ‘korona kahvesi’ içmek ve yürüyüş yapmak için buluşacağız. ?

.

Gün içinde tabii ki Instagram kitap özeti canlı yayınımı yapmayı ihmal etmedim. Akşam saat 21:30’da da yine Instagram üzerinden Orkun İsmail Polat ile geçmişim bilgeliği üzerinden iş hayatı hakkında tatlı bir şöylesi yaptık.

.

Instagram canlı kitap özeti yayınlarımda bu güne kadar 51 kitap paylaştım. Paylaşımlarım üzerinden sipariş ettiğim 5 kitap da bugün geldi.

.

Washington Post – 26.5.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

Evde Korona Günlüğü, Gün 40, 30 Nisan 2020

Nisan ayını bitiriyoruz. Bugün Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bütün velilere saat 19:19 itibariyle gönderilen SMS aynen şöyle diyor:

“Milli Eğitim Bakanlığı, Bilim Kurulunun tavsiyeleri ve kabine toplantısında ortaya çıkan görüşler çerçevesinde, uzaktan eğitim 31 Mayıs’a kadar devam etmesini kararlaştırmıştır.”

Yaprak evde, dolayısıyla ben de Mayıs ayı boyunca evdeyim. Yani spora, günlük tutmaya, Instagram’dan her gün saat 13:30’da canlı yayın yapmaya devam.

Hali hazırda proje yaptığım iki firma evden çalışıyor, çalışmaya da devam edecek gibi görünüyor. Bir firmam normal çalışma düzenini hemen hemen hiç bozmadı üretilen ürünün kritikliğinden dolayı (sağlık sektörü). Bir diğeri Mayıs ayında dönüşümlü şekilde ofis çalışmasına geçiyor. Biri sanayi bölgesinde olduğu ve şehir dışı konumu nedeniyle zorunluktan iş sistemini durmaya yakın yavaşlattı. İletişimde olduğum bir büyük grup Haziran ayına kadar evden çalışma uygulaması yapacakmış. İş yaptığım banka Mayıs ortasına kadar evden çalışacaklarını ancak sonrasının henüz belli olmadığını söyledi. Kısacası iş dünyasında durum bulanık, karmaşık, belirsiz … yani VUCA ?

.

Dün ilkini gerçekleştirdiğim ve bilgisini korona günlüğümde paylaştığım Instagram canlı yayınımın ikincisini bugün saat 13:30’da yaptım.

Kişisel gelişim, başarı, zenginlik ve politika üzerine yazılmış toplam 200 kitabın özetini hem okumayı, hem de paylaşmayı amaçladığım yayında her gün üç kitabı tanıtıyorum. Bugün zenginlik konulu üç klasikleşmiş kitabın özetini ve kitaplar hakkındaki öz değerlendirmemi paylaştım:

? James Allen – Zenginliğe Giden Yol ?
? Robert G Allen – Zenginliğin Çoklu Akışı ?
? David Bach – Otomatik Milyoner ?

Yarın özetini paylaşacağım ve değerlendireceğim kitaplar:

? James Allen – Düşüncenin Gücü
? Steve Andreas & Charles Faulkner – NLP: Başarının Yeni Teknolojisi
? Marcus Aurelius – Kendime Düşünceler

Bugün yayın toplam 37 dakika sürdü. Hedefim süreyi 20-25 dakikaya düşürmek. Yayın 1 gün hesapta yüklü kalıyor. Gün içinde de göz atabilirsiniz. Herkesi beklerim. ?

.

Washington Post – 30.04.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

Evde Korona Günlüğü, Gün 39, 29 Nisan 2020

Kırk dakika süren sabah sporum sonrasında hazırlanarak dışarı çıktım. Bugün sokak ve caddeler tenhaydı.

İlk durağım THY Elmadağ satış ofisiydi. Elimde biri yurtiçi, biri de yurtdışı iade işlemine sokmam gereken uçak biletleri bulunuyor. Ancak satış ofisi kapalıydı. İşimi internet üzerinden halletmem gerekecek. THY bilet iadesine farklı opsiyonlar sunuyor ancak hangisi benim derdime en iyi çare olur bilemiyorum. Zaten bu nedenle satış ofisine gitmiştim. Eğer bu konuda bana desteğiniz olabilirse lütfen bana mesaj yazın. ???

İkinci durağım haftalardır evlerine gitmediğim anne ve babamdı. En azından camdan merhaba demek, ufak bir de siparişlerini almak bana iyi geldi. ?

Üçüncü noktamsa krizin başından bugüne yoğun önlemler içinde çalışarak ofisi kapatmayan mali müşavirim oldu. Bazı resmi evraklarımı ekibe teslim ettim.

Dönüş yolumu da market alışverişi ile şenlendirdim. Elim kolum torbalar içinde eve vardım. Bu büyük yürüyüş turunu yakın gelecekte tekrarlayacak gerekçeler üretmeye zihnimde şimdiden başladım. ?

.

Günün en spontane gelişen olayı ise Instagramdan yaptığım ve her gün saat 13:30’da yapmaya devam etmeyi planladığım canlı yayındı.

@ipekaral23 hesabımdan izleyebileceğiniz bugünün yayınında yukarıda fotoğrafta göreceğiniz dört kitaptan bahsettim.

Tom Butler Bowden tarafından yazılan dört derleme kitabı satın alalı bayağı oluyor. Ancak diğer kitaplarımı okumaktan bir türlü 200 klasiğin özetini barındıran dörtlüye dokunamadım.

Yaptığım yayında her gün saat 13:30’da Instagram hesabımdan 200 klasikten 3’ünün özetini paylaşacağımı duyurdum. Yarının kitapları 50 Zenginlik Klasiği’nin ilk üç özeti olacak;

? James Allen – Zenginliğe Giden Yol (kitap Türkçe’ye çevrilmemiş)

? Robert G Allen – Zenginliğin Çoklu Akışı (kitap Türkçe’ye çevrilmemiş)

? David Bach – Otomatik Milyoner (2003)

İlgilenenleri yayınıma beklerim ?

.

Günün kapanışını Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı‘nın merakla beklediğim Soli Özel’e ait “I. Dünya Savaşı’nın Hâlâ Bitmediği Bölge: Ortadoğu” semineriyle yaptım.

Sykes-Picot Anlaşması ile başlayan 100 yıllık (1916-2020) süreci 2 saate sığdırmak illa ki çok zor olsa gerek. Konu üzerine önceki okumalarım sayesinde Özel’in hızlı anlatımını rahat takip ettim, büyük keyif aldım. Ancak kendisinin Rusya’nın Ortadoğu’daki aktif rolünü çok da önemsemiyor olmasına katılamıyorum. ?

.

Washington Post – 29.04.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

Lider Doğulur Mu, Olunur Mu? – II

Lider doğulur mu, olunur mu? sorusuna cevap vermek üzere başladığım yazımın ilk bölümünde, “hem doğulur, hem de olunur” diye yaklaşımımı tanımladım ve iki ana davranışsal yetkinliğe yüksek seviyede sahip insanların başarılı liderlere dönüştüklerini belirttim.

  • Lider Doğmak: 1. Yetkinlik, Motivasyon, iş yapma, başarma isteğidir. Bu isteklilik hali, lider tarafından cesaretle ve azimle özgün şekilde, sürekli sergilenir.

Motivasyon duygularla doğrudan bağlantılıdır. Korku, kaygı, endişe gibi amigdala kaynaklı olumsuz duygularını, enerjilerini frenleyerek olumluya dönüştürebilen liderler, liderlik yolunda ikinci yetkinliğe eş zamanlı adım atarlar: problem çözmek.

  • Lider Olmak: 2. Yetkinlik, Problem Çözmek – rasyonel beynimiz (prefrontal korteks) kaynaklı iletişim, analitik düşünme, plan yapma, bilgi ve metot kullanma, aksiyona geçme, sonuca ulaşmamız.

Yüksek motivasyonlu bir insanın karşısına çıkan problemi çözebilmesi için 5 unsura ihtiyacı vardır ve bu unsurlar sarmal bir yapıya sahiptir. Yani bir problemin çözümü, başka bir problemin de başlangıcı olacaktır.

  1. Sürekli düşünmek 
  2. İletişim – etkileşim
  3. Bilgi ve metod bilgisi kullanmak 
  4. Aksiyona geçmek
  5. Sonuca ulaşmak

Problem çözmek ve bu yetkinliğin neden ana yetkinlik olduğunu anlamak istiyorsak köke inmemiz gerekir. O zaman size çok kritik bir soru sorucağım: Problem nedir?

Cevabı arıyorsanız size tavsiyem en yakındaki aynaya gidin ve aynadaki yansımanıza bakın. İşte size ayaklı cevap, karşınızda duruyor. Problem, insandır. İnsanlar düşünebildiği için problemler var. İnsanlar, düşünen beyinleri(prefrontal korteks) ile kurgular, tasarımlar, icatlar yaptıkları, sonra da kendi kurgu, tasarım, icatları içinde çarpıştıkları, kayboldukları, dağıldıkları, bozuldukları, yanıldıkları, çıldırdıkları ve bunu bıkmadan usanmadan yüz binlerce yıldır yaptıkları için problemler var.

1. Sürekli düşünmek 

İnsan ve problem çözmek ikilisinin büyülü ön faaliyetidir düşünmek. Dolayısıyla liderin problem çözme yetkinliğinden bahsedeceksek önce liderin düşünebilme alt yetkinliğinin ne olduğunu incelememiz, nasıl çalıştığını bilmemiz gerekir. 

İnsanın düşünme yetkinliği üzerine 2002 yılında iktisata davranışsal yaklaşımı ile Nobel ödüllü kazanan Daniel Kahneman’ın ‘Hızlı Ve Yavaş Düşünmek’ kitabını okumanızı şiddetle tavsiye ederim.

Daniel Kahneman, herhangi bir problem karşısında düşüncelelerimizin nasıl şekillendiğini bilimsel olarak anlattığı kitabında Sistem 1 ve Sistem 2’den bahseder. Sistem 1, hızlı, içgüdüsel(sezgisel), otomatik çalışır (motor beyin). Sistem 2 ise yavaş, analitik, sorgulayan ve tembel olandır. Bizler gündelik hayatlarımızda %80-90 oranında Sistem 1, yani davranışsal alışkanlıklarımızla, düşünmeden yaşarız. Örneğin sabah uyandığımızda gözlerimizi açmak bir alışkanlıktır, otomatiktir. ‘Gözlerimi açsam mı, açmasam mı?’ diye düşünmeyiz.

İş hayatımızda problem çözmek için devreye girmesi gereken ise Sistem 2’dir. Maalesef gündelik ve iş hayatımızda Sistem 2 zorunlu olmadıkça devreye girmez çünkü tembeldir. Bir durumu analitik şekilde analiz etmek, sorgulamak, yeniden kurgulamak ve sonuca gitmek zahmetlidir. Bu nedenle pek çok insan karşılaştıkları problemleri çözmek yerine, kolay olan ve Sistem 1 üzerinden çalışan ‘bahaneler’ ile yaşamayı tercih eder.

Lider olmak, Sistem 1’e akıllı davranışsal alışkanlıklar tanımlamak ve Sistem 2’yi etkili şekilde kullanabilmeyi gerektirir.

Sistem 2’yi etkili kullanabilmek çalışkanlıktır. Liderin zihinsel çalışkanlık oranı arttıkça çıkartığı sonuçlar da gelişecektir.

Sistem 2, karşımıza çıkan problemler hakkında, düşünme tabanlı analitik analizler yapmak, araştırmak, sorgulamak, karar vermek, plan yapmak gibi diğer alt zihinsel yetkinliklerle çalışır.  Ancak bu yazıda diğer düşünme tabanlı alt yetkinliklere detaylı girmeyeceğim.

Düşünmek hakkında son eklemek istediğim konu, bir insanın düşünme edimine gerçekleştirebilmesi için ya konuşuyor, ya da yazıyor olması gerektiğidir. Düşünme sürecimizin serserice dağınık değil, analitik şekilde düzenli çalışıyor olması için ‘giriş-gelişme-sonuç’ akışını takip edebilmesi gerekir. Bunu da ancak konuşarak veya yazı yazarak sağlayabiliyoruz. Bu nedenle not tutmak, akıl defteri ve günlük yazmak, blog tutmak dünyaca kabul görmüş düşünme yöntemleridir. Aklına, bilgisine, ahlakına güvendiğimiz bir kaç dostumuz ile problemlerimizi konuşmak ise, ortak aklı kullanarak probleme çözüm düşünme prosesinin en önemli tavsiye edilen disiplinidir.( * ) 

2. İletişim – etkileşim

(devamı gelecek yazıda)

.

( * ) Gerçek Kuzeyini Keşfet – Bill George 

Görsel: Problem Sarmalları

Lider Doğulur Mu, Olunur Mu? – 1

Yönetici eğitimlerinde üstüne en çok konuştuğumuz sorulardan birisidir liderlik; lider doğulur mu, olunur mu?

Cevap: İkisi de.

Çok lafı uzatmadan cevabı hemen vereyim istedim. Cevabımın açıklaması ise yazımın takip eden paragraflarında gelecek.

Einstein’in iş hayatımda ana prensip olarak aldığım bir sözü vardır: “Bir şeyi basitçe anlatamıyorsan anlamamışsın demektir“. Bu söz, etrafı kelime kalabalıkları ile doldurmadan ‘azla çoku’ verebilmek sanatıdır.

Ben de bunca okuma, bunca tecrübe sonrasında liderlik için iki ana davranışsal yetkinliği masaya koyuyorum. Bu iki ana yetkinlikten birincisi doğuştan, Allah vergisidir, ikincisiyse birincisinin gerçekleşme seviyesi çerçevesinde sonradan oluşur, güçlenir ve zirveye çıkartır.

  • Lider Doğmak: 1. Yetkinlik, Motivasyon – duygusal beynimiz (limbik sistem) kaynaklı iş yapma isteğimiz.

Eğer bireyin motivasyonu nasıl bir zorlukla karşılaşırsa karşılaşsın düşmüyorsa, her sabah güne yeniden doğmuşcasına coşku ve istekle başlayabiliyorsa, onu hiç bir güç hedeflerinden alıkoyamıyorsa, işte bu gruptaki insanlara biz lider diyoruz. Onlar sorumluluklarının her zaman farkındalar, bahane üretmiyorlar, akıllı risk alıyor ve duygularını kontrol edecek özgün yollarını kendilerine tanımlayabiliyorlar.

Bilimsel olarak motivasyon seviyemizi, duygu merkezimiz limbik sistem belirler. Bazı insanlarda doğuştan motivasyon seviyesinin yüksek olmasına neden olan limbik sistem mekanizmasının nasıl çalıştığını, ana yetkinliklerini, nasıl geliştirilebileceğini merak edenler için sizlere okumanızı önereceğim kitap; Richard Davidson’ın “Beynimizin Duygusal Hayatı”dır.

Diğer taraftan Daniel Goleman’ın Duygusal Zeka adlı baş yapıtında bir insanın duygu yapısı analitik şekilde analiz edilmiştir.

Richard Davidson ve Daniel Goleman ikilisinin birlikte yazdığı ve 2017’de piyasaya çıkan “The Science Of Meditation” kitabında ise, duygusal zekamızı hoşnut tutmamızı, hatta geliştirmemizi sağlayan mediyasyon tekniklerinin içeriğini çok kapsamlı inceleyebilirsiniz.

Sözün özü bilim diyor ki, bazı insanların limbik sistemleri içindeki korku, kaygı, endişe merkezi amigdalayı iyi yönetebilmeleri doğuştan gelen güçlü bir yetkinlik. Bu onların duygusal olarak daha cesaretli ve dirençli tutumlar sergilemesini sağlıyor. Yani en iyi liderlerin motivasyonlarının çok yüksek olmasının birinci ana nedeni, Seth Godin’in “Kilit Adam” kitabında da yazdığı gibi, bu insanların amigdalalarını diğer insanlara kıyasla daha etkili kullanabilmeleri ve içinde bulundukları sistem içindeki bozukluklara cesaretle muhalefet edebilmeleri. Hatta sistemi düzeltemedikleri aşamada mücadeleye girerek, kendi tasarladıkları yeni sistemi tanımlamaları ve uygulamaya alabilmeleri.

  • Lider Olmak: 2. Yetkinlik, Problem Çözmek – rasyonel beynimiz (prefrontal korteks) kaynaklı analitik düşünme, plan yapma, aksiyona geçme, sonuca ulaşmamız.

 

Devamı: Lider Doğulur Mu, Olunur Mu? – II  

 

2017’ye Veda Ederken Kitap Tavsiyelerim

2017’ye Veda Ederken Yıl Boyunca Okumaktan En Keyif Aldığım Kitaplar;

Originals – Adam Grant
Vermek Ve Almak – Adam Grant
Mükemmeli Seçmek – Jim Collins
Dört Hükümdar – John Julius Norwich
Prisoners Of Geography – Tim Marshall
Ulusların Düşüşü – Daron Acemoğlu
Siyasi Düzenin Kökenleri – Francis Fukuyama

Orijinal İnsanlar

Dünya Ekonomik Forumu geçtiğimiz aylarda bütün liderler tarafından okuması gereken 11 kitabın listesini yayınladı. (yukarıda) Kitaplardan ikincisi Adam Grant’in “Orijinaller” isimli eseri. Adam Grant kitabında kendi alanında dünyaya damga vurmuş insanları araştırmış ve neredeyse hepsinde bazı ortak ilginç noktalar tespit etmiş.

Tespit ettiği ortak noktalar insanın öz değerlendirme yaparken “acı ama kral çıplak” demesine yardımcı olacak cinsten. Gelin bir kaç tanesine bakalım ve düşünelim;

  1. Orijinal insanlar kendilerini zirveye taşıyacak fikir, ürün, hizmeti geliştirme sürecinde başka bir işte çalışarak hayatlarını kazanmaya devam ediyorlar. Bu süreç bazen yıllarca sürüyor. Kısacası sanıldığı gibi orijinaller olası girişimlerini yaparken delicesine, kör riskler almıyorlar. Yavaş ve emin adımlarla, sabırla ilerlemeyi tercih ediyorlar.
  2. Ana uzmanlık alanlarındaki tecrübeyi farklı bir dala entegre ederek başarıya ulaşmışlar.
  3. Hepsi sanatla çok ilgili, hatta bazıları ilgilendikleri sanatın iyi seviyede icracısı olarak da kendilerini gösteriyorlar.
  4. Çoğu dış ülkelerde yaşama ve/veya çalışma tecrübesine sahip, farklı kültürler ile zihinlerini, algılarını büyütmüşler.
  5. İlk fikirleri ile değil, istatistiksel olarak 25. fikirleri ile çıkış sağlıyorlar.
  6. En orijinal fikirlerini en yoğun zamanlarında geliştirmişler.
  7. İş yaparken “erteleme” metodunu stratejik olarak bilinçli kullanıyorlar.

Kitabı okur musunuz bilemeyiz ama ‘orijinal insan olmak’ için özetle şunu yazabiliriz:

Kolay olsaydı herkes yapardı.

😉

TED Konuşması – Adam Grant – Orijinal İnsanların Şaşırtıcı Alışkanlıkları

Duygusal Zekanız Güçlü Mü?

İş hayatında duygusal zekasını etkin kullanabilen insanların daha başarılı olduğunu farklı kaynaklarda okumuşsunuzdur. Okul hayatımızda akademik zeka – IQ iyi puanlar almamızı sağlarken, iş hayatında duygusal zekamız-EQ, yani insanlarla ilişki kurabilme, sürdürebilme, geliştirebilme yetkinliğimiz bizi zirveye taşıyor. Konuya istatistiksel olarak bakarsak, en tepede yer alan insanların %90’ının duygusal zekası yüksek.

Duygusal zekanızı ölçebileceğiniz çok kaliteli testleri internet ortamından veya konunun uzmanı danışmanlık şirketlerinden satın alabilirsiniz. Diğer taraftan, haydi masrafınızı düşürelim. Aşağıda duygusal zekanızı analiz etmenizi sağlayacak, paralı testlerde kullanılan on bir ana tutumu okuyacaksınız. Bu olumsuz cümleler hakkında “kral çıplak” diyerek düşünün. Geçmişte yaşadığınız olayları gözünüzde canlandırın ve tutumlarınızı kendiniz dürüstçe analiz edin.

İşte duygusal zekası düşük bireylerin sergilediği tutumlar;

  1. Stresten kolay etkilenmek, hemen olumsuz tepki vermek.
  2. Başkaları ile çatışma durumlarında kendini kontrol edememek.
  3. Duygularınızı tanımlarken kısıtlı kelime dağarcığı kullanmak.
  4. Kolayca varsayımlarda bulunup, onlardan geri adım atmamak.
  5. Kin tutmak.
  6. Hatalar ile yüzleşmemek, başkalarına suç atmak.
  7. Sıklıkla yanlış anlaşıldığını hissetmek.
  8. Duygularını tetikleyen etkenlerin farkında olmamak.
  9. Hiç kızmamak. Tepkisizlik.
  10. Hisleriniz yüzünden başkalarını suçlamak.
  11. Durumlar, olaylar karşısında kolayca üstüne alınmak, hemen olumsuz tepki vermek.

İş hayatı, IQ ile EQ’sunu başarı ile sentezlemiş, mutlu profesyonellerle daha kolay, daha eğlenceli, daha verimli 🙂

 

Kaynak ve tavsiye kitap: : Duygusal Zeka 2.0 – Travis Bradberry – Jean Greaves

Başarının Alışkanlar İle Olan Dansı

waltz

Amazon’un 100 okunması gereken liderlik ve başarı kitabı listesinde yer alan ‘Ye O Kurbağayı’da, Brian Tracy “Hayat ve işteki başarınızın %95’i zaman içinde geliştirdiğiniz alışkanlıkların niteliği tarafından belirlenir” diyor.

Siz bu saptamaya katılır mısınız?

Düşünün, pazartesi günü ofise geliyorsunuz. Masanız bitirilmesi gereken irili ufaklı işlerle, posta kutunuz mesajlarla, çevreniz sizden bir şeyler isteyen ekibinizle dolu. Böylesi boğucu bir yığını hangi iş alışkanlıklarınız ile idare ediyorsunuz?

Örneğin;

Her sabah o gün yapacağınız işleri en önemliden, nispeten daha az önemliye olacak şekilde yazarak sıralıyor musunuz?

İşe en büyük katma değeri yaratacak zor işten mi başlıyorsunuz?

Geliştirdiğiniz özgün yöntemlerle kendi kendinizi sürekli motive ediyor musunuz?

İşinizi küçük parçalara ayırarak, adım adım mı bitiriyorsunuz?

Gün planınızı yaptıktan sonra derhal eyleme geçiyor musunuz?

Her gün 1 saat aklınızı ve bilginizi geliştirici kitap/kaynak okuyor musunuz?

Bir işi bitirmeden asla başka bir işe başlamıyor musunuz?

Eğer yukarıdaki soruların hepsine “evet” diyorsanız başarılı insanların sahip olduğu alışkanları sergilediğinizi size müjdeleyebilirim.

Kolay gelsin. 🙂

4/4’lük Lider

TCL Turkish Book Cover Image FINALYöneticilik eğitimlerimde katılımcıların benden en sık istedikleri tavsiye “dişe dokunur liderlik kitabı” üzerine oluyor.

Ben liderlik sanatını kitaplar üzerinden tanımayı, anlamayı iki kanaldan yapıyorum;

  1. Tarihe malolmuş, kendi alanlarında net başarılara imza atmış lider insanların biyografilerini okuyorum.
  2. İçeriği itibariyle liderlik tutumları ve liderlik sürecini analitik olarak çok iyi analiz eden kitapları seçiyorum.

Biyografi okumak inanılmaz öğretici ve büyük keyif. Ancak aynı şeyi liderlik tutumları ve liderlik sürecini anlatan kitaplar için söyleyemem. Kanımca piyasada “dişe dokunur liderlik kitabı” olarak kategorize edilebilecek fazla eser yok. Bazılarının söylemleri son derece ortalama, hiçbir orijinal yanı yok, kimisi darmadağınık, kimisi ise adeta ‘dermele’.

Ron Price ve Randy Lisk tarafından yazılan 4/4’lük Lider, kanımca piyasada liderlik üzerine okuyabileceğiniz en sistemli kitaplardan.

“Lider, net düşünen, önce kendine, sonra başkalarına liderlik eden ve özgün olandır.”  

4/4’lük Lider, yukarıda yazdığım kısa cümleyi 4 ana başlık ve 25 yetkinlik üzerinden kılcal damarlarına kadar inceliyor, okuyucunun kendi liderlik performans ve potansiyelini sistemli şekilde sorgulamasını sağlıyor. Hatta kitabın sonunda verilen anket ile sorgulamanızı sayısallaştırabiliyorsunuz.

Liderlik zor bir yolculuk. Bu yolculukta kaybolmamak için kaliteli kılavuz kitapların desteğini sürekli almalıyız. Bence 4/4’lük Lider “iyi bir liderim” veya “iyi bir lider olacağım” iddiasına sahip tutkulu insanların dikkate alması gereken en doğru kılavuzlardan biri.

İyi okumalar.

 

 

Japonya’da Eğitim – 2

Asia-Japan-Osaka

Japonya Ekonomi Bakanlığı’na bağlı HIDA‘nın açtığı eğitime kabul edildiğimi öğrendikten sonra ilk refleksim, birkaç kelime dahi olsa Japonca’yı öğrenmek yönünde oldu. Sonrasında ikinci adım olarak, bildiğimi parlatma, yani iş İngilizcemi pekiştirme çalışmasına başladım.

Kabul mesajından birkaç gün sonra, sürecin devamı olarak doldurulacak dokümanların zarfı ve bir de ödev mesajı geldi. Mesajda bizlerden Max Weber’in Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu kitabı okunmamız isteniyordu. Ödevin amacı, kapitalizme bireyselci yaklaşan batının ana disiplini olan protestan iş ahlakı ile, kollektivist doğunun Zen – Budist felsefesini eğitim sürecinde kıyaslayabilmemizi sağlayacak entellektüel alt yapıyı bizlerde oluşturmaktı. Bu arada, her ne kadar HIDA bizden talep etmese de, ben iki tane de zen, budizm ( Meraklılar İçin Budizm – Zenju E. Manuel, Buda – Jane Hope, Borın Van Loon) üzerine kitap bitirdim.

Osaka

Bu arada elbette Japonya hakkında da iki kitap almayı (Japonya – Bülent Demirdurak, Japonya – Berlitz) ihmal etmedim. Hafta sonlarımız serbest zaman olacağı için kendime turistik gezi planı yaptım. Hedefim, eğitimin gerçekleşeceği Osaka ile tarihi şehir Kyoto‘yu olabildiğince iyi dolaşmak. Tokya, tarihi zenginliği kısıtlı, bir gökdelenler şehri olarak vaktim kalırsa gitmeyi planladığım üçüncü nokta olarak listede yerini aldı.

23 Şubat – 10 Mart arası gerçekleşecek Japonya eğitim seyahatimin başlamasına 24 saat kala bayağı heyecanlı olduğumu söyleyebilirim. Eğitimin içeriği, tanışacağım insanlar, göreceğim yerler ve bambaşka bir kültürün havasını 15 gün boyunca soluyacak olmanın beni çok geliştireceğini, bir detoks görevi göreceğini düşünüyorum.

Planım, mümkün olduğunca çok görselle eğitim sürecimi Kaynağım İnsan’a hızla taşımak. Belki bu sayede, başka meraklıların da Japonya’ya gitme girişiminde bulunmasını sağlayabilirim. HIDA’nın eğitim süreçleri ile ilgili Türkiye sorumlusu Tayfun Çaylan ile her an bağlantıya geçebilirsiniz. Kendisi bundan çok mutlu olacağını sürekli vurguluyor. E-posta adresi [email protected] 

Şimdilik burada kesiyorum ve bir sonraki yazımı Japonya’dan en kısa sürede sizlere ulaştırabilmeyi istiyorum.

(Devamı gelecek)

Önceki Yazı:

Japonya’da Eğitim – 1 

Sonraki Yazılar:

Japonya’da Eğitim – 3 / Başlıyoruz

Fotoğraf 1: Osaka Kalesi
Fotoğraf 2: Osaka

 

 

Bana Anlamdan Bahset Kleopatra !

Kleopatra ve Sezar

İnsanın yaptığı işten duyduğu memnuniyet kariyer başarısında çok önemli. Memnuniyetin en üst düzeye çıkabilmesi için, bireyin yaptığı işte anlam bulması gerektiğini konuşuyoruz son yıllarda.

Harika ! Anlam …

Anlamış gibi mi yapmalıyım, yoksa sormalı mıyım, ‘anlam’ nedir ve nasıl bulunur ?

İş hayatında anlam, bireyin performans ve potansiyelini göz önünde bulundurarak, odaklandığı işi hakkındaki duygusu, düşüncesi, anlayışı çerçevesinde ona verdiği değerdir.

Anlam nasıl bulunur sorusuna gelirsek;

İlk adım olarak yaptığımız işi seveceğiz.

Beynimizdeki duygu merkezimiz limbik sistemdir ve herhangi bir uyaran karşısında beynimizde ilk çalışan yer de orasıdır. Hepimiz önce duygusalız. Birşeyi ya severiz, ya da sevmeyiz. Mesleğimizi sevmezsek, istikrarla ve azimle çalışmamız imkansızdır.

İkinci adımda severek yaptığımız işe karşı sorumluluk duyacağız.

Bir kişinin yaptığı işi sevmesi sonuca ulaşmasına ve nihayetinde işinde anlam bulmasına yetmiyor. Çünkü hiçbirimiz tek başımıza çalışmıyoruz. Yöneticilerimiz, ekip arkadaşlarımız, iş ortaklarımız ve müşterilerimiz, toplum var. İşimizi yaparken onlarla koordinasyon içinde ve işbirliği yaparak, yardımlaşarak çalışmak sonuca ulaşmakta ana yol. Bu iş’te saygıdır. İş’inde sonuca ulaşabilen kişi kurumuna, müşterilerine, iş ortaklarına, sektörüne, topluma güçle bağlanır.

Üçüncü olarak da, kendimizi sürekli geliştireceğiz.

Max Weber, bizim şu an tartıştığımız anlam konusuna 1905’de yazdığı “Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu” kitabında değiniyor. “Bir insanın çalışmasından anlam bulabilmesi için uzun ve yavaş bir eğitim süreci içinde olması gerekir” diyor. Yani bugün kullandığımız terminoloji ile yorumlarsak “Yaşam Boyu Öğrenme – Lifelong Learning”.

İş hayatının hızla değiştiği günümüzde çevikçe gerek mesleki, gerekse çok yönlü bilgi ile buluşarak, bilgiyi uygulamaya dönüştürüp sonuç çıkarmak, işe değer katmaktır.

Sürekli öğrenmenin sinirbilimdeki karşılığı ise, her edinilen yeni bilgi ile beynimizde yeni neronların aktive olmasıdır. Bu aktivasyon beyinde serotonin, yani mutluluk hormonu salgılanmasını sağlar. Kısacası her gün yeni bir şeyler öğrenerek motivasyonu yüksek insan haline herkes dönüşebilir.

Artık umarın ki, severek, sorumluluk duyarak ve sürekli gelişerek iş’te aradığın anlamı bulabileceksin Sezar !

 

Kitap: Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu – Max Weber

 

 

Performans Ayarı – 2016

Her İK’cının mesleğine dair yüreğinde yatan bir kaplanı vardır. Benim kaplanım “Performans”. Herkese “Ben performanscıyım” derim. Bu işin en derinlerinde dolaşmak beni büyütüyor, zihnimi açıyor.

“‘Ben performancıyım’ savıyla etrafta dolaşmak kolay, bir de işini görelim İpek” derseniz, size beş yıllık Kaynağım İnsan şirket performansımı ve kendimi nasıl büyüttüğümü gösterebilirim;

2015“, “2014“, “2013“, “2012“, “2011

2015 yılını 100 üstünden 87,25 puanla kapattım. Memnunum.

Ve geldik 2016’ya.

2016

2016’dan farklı boyutlarda beklentim büyük. Göreceğiz 😀

 

Kitap: Strateji Haritaları – Norton&Kaplan ( Dengeli Karne Uygulaması)

 

Tercih Edilen Olmak

Cristiano RonaldoBir insanın kariyerindeki gerçek başarısı ne kazandığı para, ne oturduğu koltuk, ne de ulaştığı şöhrettir. Gerçek başarı, birlikte çalışılmak istenen ekip arkadaşı olmaktır.

İş arkadaşlarınız size güveniyor, destek gerektiğinde esirgemeyeceğinizi biliyor, çıkardığınız işin değerine inanıyor, ‘yolun sonuna kadar seninle gelmeye hazırız’ diyorsa, siz iş hayatında zirveye çıktığınız demektir. Orada kalın. Orada kalmak zaten yeterince zor.

İnanın, gerisi teferruattır.

Not: Fotoğrafta görülen Cristiano Ronaldo gelmiş geçmiş en iyi futbolculardan biri olarak kabul ediliyor. Ünlü antrenör Sir Alex Ferguson, hayatını anlattığı kitabında Ronaldo’yu antrenörlük kariyerinde çalıştığı en iyi futbolcu olarak niteler. Nedenlerinden biri olarak da, onun takım başarısını kendi başarısından çok daha fazla önemsediğini örneklerle anlatır.

 

Doğru Aday Kim? – MAÇ 3

Motivasyon ve stres, zor ve bir o kadar da bilimsel konular.

Bir çarpıcı cümle: İnsansanız özünüzün negatif olduğunu bilin.

Ne demek istiyorum?
amigdalKonu ne felsefi, ne de ulvi. Bu bilim, bu biyoloji. Size beynimizden ve onun en merkezinde, limbik sistemde (duyu-duygu merkezi) yer alan badem büyüklüğündeki amigdaladan (resimde kırmızı bölgeler) bahsetmek istiyorum.

Binlerce yıl önce, mağarada sabah gözünü açan ilk insanın beyninde sadece tek bir nokta çalışıyordu: Amigdala. Benliğimizin yaşadığı bölge olan neokorteksin (beyaz doku – düşünen, analiz eden, medeniyet, mutluluk, başarı peşindeki merkez) kullanıma girmesi daha geç dönemdedir.

Amigdala, duygusal hafızadır, ilk insanın beynindeki korku, kızgınlık, intikam merkezidir* ve noekortekten güçlüdür**. Eğer amigdalamız çalışmasaydı kendimizi 40. kattan gözümüzü bile kırpmadan aşağı atardık veya bizi sinirlendiren her insanı gözümüzü kırpmadan öldürürdük.

Peki, amigdalanın motivasyon ile ne ilgili var?

%100 ilgili var, belki biz İK’cılar için %1000. Çünkü bireysel motivasyonumuzun ötesinde, bize şirket çalışanlarının motivasyonlarının hesabı da soruluyor.

Şöyle ki, biz halen ilk insanın beyinsel faaliyet sürecini yaşıyoruz. Sabah yastığımızda gözümüzü açtığımız ilk anda duygusal hafızamız olan amigdalamız devreye giriyor ve ilk duygular olarak kaygı duyuyoruz, korkuyoruz, hatta kızıyoruz.

Kısacası, istisnasız hepimiz güne negatif başlıyoruz. Bilimsel durum bu ise, motivasyon dediğimiz olgu bilimin neresinde duruyor?

Motivasyon, insanın kendi negatif doğasının farkında olup, onu pozitife dönüştürecek duygusal disiplini her sabah, gün boyu, her korku, kaygı, kızgınlık anında ve stresli durumlarda sürdürülebilir şekilde sergileyebilmesidir. Yani kendi en ilkel, negatif doğasını kontrol edebilmesi ve neokorteksi pozitif anlamda devreye alabilmesidir. Ve bu bence hem özel, hem de iş hayatında sahip olunabilecek en kritik içsel yetkinliktir. İnsanları pikniklere götürerek, ellerine plaket vererek motive etmeye çalışmak ‘baki kalan bu kubbede hoş bir sedadır’

Etrafınızda sürekli kaygı, kin, nefret, korku, şiddet dolu, çevresini yiyip bitiren, motivasyonu düşük insanlar varsa, artık bu insanların ilkel beynin kontrolünde olduğunu ve kendilerini yönetemediklerini biliyorsunuz. Onlardan uzak durun, varsa da acilen hayatınızdan çıkartın. Ve sakın işe almayın. 

Seth Godin, Kilit Adam kitabında, şirketlerinde “kilit” konumdaki insanların üç özelliği olduğunu söyler. Bunlardan birincisi, kilit insanların amigdalalarını kontrol edebildikleri, kendilerini kaygı, korkularına teslim etmedikleri, cesaretli ve pozitif olduklarıdır.

Mülakatta çok sevdiğim bir soru ile bitireyim, bu soru gelecek MAÇ’ın teması olacak:

“Kendinizi nasıl motive ediyorsunuz?” 

 

*     Duygusal Zeka – Daniel Goleman
**   Kilit Adam – Seth Godin

 

Doğru Aday Kim? – MAÇ 1 için tıklayınız.

Doğru Aday Kim? – MAÇ 2 için tıklayınız.

 

Bir İK’cı Siyasetle Ne Yapar?

Herşey 2012 yılında, AB eğitimi için Londra’ya gittikten sonra başladı. Altı gün boyunca küreselleşmenin farklı boyutları üzerine düşünmek, konuşmak, öğrenmenin beni çok mutlu ettiğini farkettim. Neden? Çünkü herşeyin merkezinde insan vardı. Uzmanlık alanım. Dönüşte araştırma ve okuma sürecime Birleşmiş Milletler’in faaliyetlerini kattım.

2013 yılında Gezi Parkı Direnişi‘ni yaşadık.

Gezi Parkı Direnişi’nden sonra %80 oranında okuma tonumu değiştirdim. İlk elime aldığım, eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissenger’ın Diplomasi kitabı oldu. Bu ve bundan sonra bitirdiğim her eserde sevgili hocam İlber Ortaylı’yı andım: Ne kadar cahilim, keşke şimdi, burada pat diye ölsem.

2014 yılı başında Facebook ve Twitter’ın kapatıldığı sansür sürecinde İK blog yazarları olarak tepkimizi ortaya koyduk. Ancak verdiğimiz tepki, bazı kişi ve kurumları rahatsız ederek canımızı yakmaya başladığında, küçük bir aktivist grup olarak ses yükseltmenin ötesinde birşeyler yapmak gerektiğini farkettim.

2 Nisan 2014 tarihinde görüş olarak bana yakın olan bir siyasi partinin kapısından içeri adımımı attım.

360Siyaset bilimi, ilk çağ filozoflarından başlayarak büyük bir okyanus. Bu okyanusta yüzmeye başlamak çok zor, yüzmeyi öğrenmek zahmetli, boğulmamak ise bir sanat. Atomu parçalamak siyaset yapmaktan daha kolaydır diye düşünüyorum. Ancak bu yol beni en sevdiğimle, tam da istediğim şekilde buluşturdu, çok yönlü bilgiyle. Merkezi insan olan ve her açısı sonsuzluğa uzanan 360 derece sınırsız gelişim platformu; tarih, bilim, ekonomi, sanat, dünya, gelecek, …

Elbette siyaseti bilgi tabanlı öğrenmek yetmiyor, öğrendiğini analitik yorumlaman, uyarlaman ve sayısallaştırarak uygulaman gerek. Eleştirel düşünüp, sürekli geliştirebilmen ve değiştirebilmen, sonrasında da kalıcı kılmak, kültüre dönüştürmek için yazabilmen gerek. Aynen bizlerin insan kaynakları yönetiminde yapmamız gerektiği gibi, değil mi?

Günün sonunda, bilgisiz fikir sahibi olmak ne kadar tehlikeliyse, uygulamaya dönüşmeyen bilgi de o kadar faydasızdır.