Kategori arşivi: Kitap

Guiguzi’nin İknası

İkna süreci üzerine farklı kaynaklardan pek çok teknik bilgi veya içerik bulabiliriz. Ancak bir de Guiguzi’nin İkna Sanatı eseri var ki, tartışmasız “Vay be” dedirtiyor.

Konfüçyüs öğretisi bir dönem Çin’de Guiguzi’nin kitabını şeytani, manipülatif kategorisine koyarak yasaklamış. Kanımca yasaklanacak bir tarafı yok ancak insanın farkındalığını da farklı boyutlarda açmıyor değil. Ben Kaynağım İnsan’a zaten kısa olan kitabın çok çok kısa bir özetini yerleştirmeye karar verdim. İnsan beyni nankör ve okuduğunu hızlı unutuyor. Bazı bilgilereyse her an ulaşabilmeli birey. Sözün özü arşivime aldım ikna üzerine yazılan kilit noktaları.

İKNA SANATI 

Yin-Yang: Temel anlamı şeylerin güneşe göre konumlarıdır. Yang güneş alan taraf, Yin de gölgede olan taraf anlamına gelir. Sıcak, aktif, parlak, güçlü olan şeyler Yang; soğuk, pasif, karanlık, zayıf olan şeylerde Yin’dir. Yin ve Yang arasındaki etkileşim her şeyin varlığını ve özelliklerini belirler .Yin ve Yang, Çin düşüncesinde evreni ve içindeki her şeyi açıklamak için kullanılır. Gök -Yang ve yer Yin’dir.

Gök (Tian): üç farklı anlamı ifade edebilir, birincisi fiziksel olarak Gök ve insanlar dışında doğanın tamamı. İkincisi evrendeki her şeyi kontrol eden ruhani varlık. Üçüncüsü her şey ve bütün varlıklar tarafından gözlemlenebilen ve insan doğası, ahlak, sosyal ve siyasi düzenin temeli olan evrensel kurallar.

Dao (Tao): ilk anlamı insanların takip ettiği “yol”dur. Diğer güç anlamının ilki şeylerin takip ettiği doğal rota ve istikametleridir. Gök cisimlerinin takip ettiği yol anlamında da kullanılır. İkinci anlamı şeylerin evrensel kalıplarıdır. Üçüncü anlamı şeylerin ontolojik varlıkları ve insan davranışlarıdır.

Qi: yaşam gücü veya enerjisi. Fiziksel şeylerin hepsinde bulunan temel güç. Yaşam ve varlığın temeli.

Eylemsizlik: eylemsizlik, eylemin karşıtıdır. Kendini denetleme yoluyla müdahale etme isteğini dizginlemek; her şeyin ve insanların duasını takip etmek. Eylemsizlik hiçbir şey yapmamak anlamına gelmez, yapılacak şeyi daha akılcı yoldan yapmak demektir.

Bir (Yi): üç anlamı vardır: birincisi şeylerin özünü ifade eder ve Dao’nun bir başka ismidir. İkincisi Gök ve Yer’in birbirinden ayrılmadan önceki kaos durumu. Bir, gök ve yer haline gelmiştir. Üçüncüsü şeylerin birliğidir: farklı ve veya karşıt şeylerin birliği anlamına gelir.

Açıl – Kapan 

Şeylerin değişimi sonsuzdur ancak her şey belli kurallar içinde ve belli istikamete doğru hareket etmektedir. Hepsi ya Yin ya da Yang, yumuşak ya da sert, açık ya da kapalı, gevşek ya da sıkıdır. Bilgeler her zaman kapılarını ağızlarını korur, şeylerin sırasını dikkatle gözlemler, güç ve kabiliyetlerini tartar, stratejilerinin zayıf ve güçlü yönlerini incelerler.

İnsanlar değerli ya da değersiz, akıllı ya da aptal, cesur ya da korkak, nazik ya da kaba olabilirler. Hepsi birbirinden farklıdır ama açılıp – kapanarak, ilerleyerek ya da geri çekilerek, saygı ya da saygısızlık yöntemleri ile harekete geçirilebilirler.

Sonuca eylemsizlik ile ulaşılır. Eylemsizlik doğal seyri takip ederek başarılı olmaktır.

Onların gerçek niyetlerini anlamak için istek ve hırsları hakkında bilgi edin. Sonra soru sor ve “açıl”malarını sağla, böylece gerçek niyetlerini anla. Ne aradıklarını anlamak ve kendilerini açık etmelerini sağlamak için önce kapan. Açılırken onların duygularına yanıt ver, onları susturmak için kapanırken samimi olup olmadıklarını belirle.

Karşı tarafla aynı fikirde olsan da olmasan da, planlarını anlamaya çalış ben neden aynı fikirde olmadıklarını incele. Gerçek niyet ve planlarını anlamak için onların iradesine uygun hareket et. Açılırken, kapsamlı bir plan oluşturmak; kapanırken titiz, ayrıntılı bir plan uygulamak önemlidir.

Açılma stratejisinin uygulayanlar durumu anlamayı amaçlar; kapanma stratejisine uygulayanlar ise diğerlerinin samimi tepkilerini görmek isterler. Bütün bunlar karşı tarafın durumu nasıl değerlendirdiğini ve önceliklerini anlamak için yapılır. Bilgelerin başkaları için en önemli endişesi budur. Karşı taraf hesabını bilmediğin de bilgeler bundan endişe duyar.

Açılma denen şey, uygulama veya kazanma anlamına gelebilir. Kapanma denen şeyse kabul etmek veya felaketten kaçırmak anlamına gelebilir. Açıl – kapan denen şey, Gök ve Yer’in Dao’sudur. Açıl kapan denen şey değişim ile harekete geçer; tıpkı Yin ve Yang, mevsimlerin birbirini takip etmesi ve her şeyi beslemesi gibi. Değişim de nasıl ilerlenecekinin, Aksiliklerin üstesinden gelmenin ve itirazları ele almanın temel ilkesi budur.

Ağız denen şey, kalbin kapısıdır; kalp denen şey ruhun efendisidir. Hırslar ve fikirler, tercihler ve arzular, düşünceler ve endişeler, bilgelik ve planlar hepsi bu kapıdan çıkar ve gider giriş ve çıkışı kontrol etmek için açıl kapan yöntemi kullanılır.

Açıl denen şey, açmak, konuşmaktır ve bu Yang’dır. Denir ki; uzun ömür, huzur ve mutluluk, zenginlik ve saygınlık, haysiyet ve şeref, itibar, sevgi ve iyilik, servet ve fayda, sevilen ve arzu edilen şeylerin hepsi Yang’dır ve bunlar “başlangıç” olarak adlandırılır.

Kapan denen şey, kapanmak, sessiz kalmaktır ve bu Yin’dir. Denir ki: ölüm ve yıkım, endişe ve kaygı, yoksulluk, acı ve aşağılanma, terk edilme ve zarar görme, hayal kırıklığı, azap ve cezalandırılma Yin’dir ve bunlar “son” olarak adlandırılır.

Yin ve Yang uyum içindeyken başlangıç ve bitiş doğru şekilde yapılabilir. Yang ile başlayan konuşmalar “başlangıç” olarak adlandırılır ve olumlu şeylerden bahsedilir ki bu bir şeyi başlatmak içindir. Yin ile başlayan konuşmalar “son” olarak adlandırılır ve olumsuz şeylerden bahsedilir ki, bu bir planı sonlandırmak içindir.

Açıl kapan yöntemleriniyin ve yang ile sına. Yang kategorisindeki konuşmalar yüce şeylerle; Yin kategorisindeki konuşmalar ise basit şeylerle başlar. Küçük işler başarmak için aşağıdan başla ve büyük işler içinde yüksel. Böyle konuşarak başaramayacagın hiçbir şey yoktur. Sıradan kişileri, soyduları, beyleri hatta hükümdarı ikna edebilirsin. Küçük meselelerle uğraşırken sadece o meseleyle, büyük meselelerle uğraşırken de sadece meselenin dışı ile sınırlı olma. Kazanç ve kayıp, uzaklaşma ve yakınlaşma, ihanet ve sadakat; bunların hepsini Yin ve Yang ile yönet.

Yang hareket edince harekete geç; Yin hakim olunca hareketsiz kal.

Yang hareket ettiğinde hamle yap, Yin hakim olunca gizlen.

Yang mutlaka Yin ile biter; Yin sona ulaştığında mutlaka Yang’a döner.

Yang ile hareket edenler erdemi ortaya çıkartır; Yin ile sessiz kalanlar durumları şekillendirir.

Yang ile Yin’i elde etmek erdemle; Yin ile Yang’i elde etmek ise güçle olur. Yang yoluyla Yin’i elde etmek, açılmak ve kapanmaktır.

Söyledikleri ile gördüklerin tutarlı değilse soru sor ve tepki vermesini sağla bütün kelimeler, şeylerin engellerini temsil eder ve her şey birbiriyle karşılaştırıla bilir. İmgeler şeylerin yansımasıdır; karşılaştırmada kelimelerin karşılaştırılması anlamına gelir. Biçimsiz hareketsiz kal ve kelimeleri ara. Eğer söylemleri gözlemlediğinde uyumlu ise karşı tarafın gerçek durumunu anlamış olursun. Başkalarını anlamak kendini anlamakla başlar.

Ölçme

Dindirme ?sükûnet,

Düzeltme ?uygunluk,

Neşelenme ?zevk,

Sinirlenme ?huzursuzluk,

Methetme ?şan, şöhret,

İlerleme ?başarı,

Şüphe ?kusursuzluk,

İnceleme ?açıklık,

Fayda ?arayış,

İndirgeme ?methetme

Başarılı konuşmacıyı ancak kendisiyle aynı duyguları paylaşanlar duyabilir. Başarılı konuşmacı ancak aynı duyguları paylaşanlar tarafından dinlenir. Şeylerin kendilerine yakın olanlarla birlikte olduğu söylenir. Bu nedenle birbirine yakın şeylerin uyumlu oldukları söylenir.

Sabır başarıyı getirir.

Değerlendirme 

Kurnaz konuşmacı – Zekayı göstermek için bilgi

Sade konuşmacı – cesareti göstermek için kararlılık

Endişeli konuşmacı – güvenilirliklerini göstermek için strateji

Dengeli konuşmacı – karşı tarafı yatıştırır

Karşıdakinin isteklerine göre konuşmak dalkavukluk

Karmaşık sözlerle ve sürekli alıntılar yaparak konuşmaya bilgili konuşma

Kuşku duymadan yapılan konuşma kararlı konuşma

Politika ve planları etkileyen konuşma güçlü konuşma

Karşı tarafa saldırarak durdurmayı amaçlayan kalitesiz konuşmaya ters konuşma denir.

.

Ağız, duygu ve fikirleri açıp kapayan bir mekanizmadır. Kulak ve göz zihne yardım eder, böylece zihin ihanet ve kötü hisseder ve ayırt eder.

“Ağız konuşmaktan çok yemek yemek içindir” Çin Atasözü  

.

Akıllı biriyle konuşurken bilgini göster.

Bilgili kişiyle konuşurken muhakeme gücünü kullan.

Bir tartışmacı ile konuşurken önemli noktaları vurgula.

Güç sahibi ile konuşurken otoriteden bahset.

Zengin ile konuşurken itibari anlat.

Fakir ile konuşurken faydadan bahset.

Aşağı sınıftan olanlar da konuşurken tevazu göster.

Cesur ile konuşurken, cesaretten bahset.

Aptal ile konuştuğumda önemsiz şeylerden bahset.

.

Dinlemenin değeri anlaşılmasında, bilginin değeri ayırt edilmesinde, konuşmanın değeri yaratıcılıktadır.

.

Aynı duyguyu paylaşan iki taraf yakın olduğunda ikisi de başarılı olur.

Aynı istekleri paylaşan iki taraf birbirinden uzaklaşırsa taraflardan biri zarar görür.

Aynı nefreti paylaşan iki taraf birbirine yaklaştığında ikisi de zarar görür.

Aynı nefreti paylaşan iki taraf birbirinden uzaklaştığında taraflardan biri zarar görür.

.

Birbirine yarar sağlayanlar yakınlaşır ve zarar verenler uzaklaşır.

Değişimden iş, işten plan, plandan strateji, stratejiden müzakere, müzakereden ikna, iknadan ilerleme, ilerlemeden geri çekilme, geri çekilmeden de kurallar çıkar.

.

Zenginliği önemsemeyenler maddi kazançlardan etkilenmezler ancak katkı sunmak için harcama yapmak isteyebilirler.

Cesur insanlar tehlikeden korkmaz ve tehlikeli yerleri yönetmek için kullanılabilirler.

Hakikati anlayan bilgili insanlar gerçek olmayan şeylerle aldatılma aldatılanmazlar ama görevlerini yerine getire bilmeleri için mantıkla ikna edilebilirler.

.

Aptallar kolayca kandırılır, değersiz olanlar kolayca korkutulur ve açgözlüler kolayca ayartılır.

.

Dıştan yakın ama içten uzak olanları ikna etmek için içten şeylerden bahset. İçten yakın ama dıştan uzak olanları ikna etmek i̇çin dıştan bahset. Karşı taraf şüphe işaretleri gösterirse yaklaşımını değiştir, kendi fikirlerini söylemesi için cesaretlendir, konuştuğun da sor dediklerini genelleştir. Başarılarından bahset. Hoşlanmadığı şeylere göre denge sağla. Endişelerini gider. Neden korktuğunu tart, harekete geçirmek için heyecanlandır, işaretleri gözlemle, verdiği işaretleri karşılık ver, etrafımız sar, kafasını karıştır. İşte buna Stratejik plan denir.

.

Karşı taraftan kurtulmak istiyorsan onu şımart. Hoşgörü fırsat sunar. Görüşüne çekici ne de itici olanları gizlilik konusunda güvenilebilir. Bildiğini kullanmak yeğdir. Planlar yapanlar bilmediklerini kullanmaz.

Derler ki her işte başkalarını kontrol etmek hayati önem taşır, başkaları tarafından kontrol edilmek ise iyi değildir. Başkalarını kontrol edenler güç sahibi olur, başkaları tarafından kontrol edilenlerin yaşamları da başkalarının elindedir. Bu nedenle bilge Yin’in, aptallarda Yang’ın yolunu izler. Bilgili kişi herhangi bir işi kolay yoldan başarırken, bilgisiz kişi zor yolu seçer. Bu açıdan bakıldığında yok olan geri getirilemez ve tehlikeli olan da güvenli hale gelemez. Hiçbir şey bilgiye değer vermek kadar önemli olamaz.

Gök ve Yer’in değişime yüksek ve derindir; bilgelerin Dao’su görünmez ve ihtiyatlıdır. Sadece sadakat, güvenilirlik, yardımseverlik ve doğruluk değil, aynı zamanda uygunluk ve kusursuzluk gerektirir. Birinci olarak Gök, ikinci olarak Yer ve üçüncü olarak da insanlık hakkında bilgi edin.

Ödül güveni korumak, ceza ise adaleti sağlamaktır. Güven ödüllendirilirken görülen ve duyulan dikkate alınır. Görülmeyen ve duyulmayanlar karanlıkta kalır. Gözler için parlaklık, kulaklar için sesler ve zihin içinde bilgi değerlidir. Bu üçü bilgenin aydınlığıdır.

.

Bütün kararlar soru sormakla başlar. Doğru soruları sormak talih, yanlış soruları sormak felaket getirir. Şüphe ortaya çıktığında onu gidermeye çalış. Şüphe ortadan kalkınca fayda ortaya çıkar. Eğer faydalar kötü niyetle iyi bir insandan gizlenirse, o kişi bunu kabul etmeyecek ve uzaklaşacaktır. Faydayı engelleyenler ve zarar verenler her işte başarısızlığı hızlandırır.

.

Bilgiler beş yaklaşımı izleyerek başarılı olurlar: Erdem ve Yang, gizlice plan yapmak, güven ve samimiyet, ihtiyat, sadelik. Yani başı sonu aynı konuşma için, Yin ise başı sonu farklı olan konuşma içindir. Erdem sanatı açıklık ve dinginliğe dayanır. 

.

Zihin, dokuz açıklığı kontrol eder (gözler, kulaklar, burun delikleri, ağız ve boşalttım organları), hükümdar da beş yönetim birimine(eğitim Nazırlığı, savaş Nazırlığı, bayındırlık Nazırlığı, terfiler Nazırlığı, adalet Nazırlığı). Hükümdar iyilik yapanları ödüllendirir, kötülük yapanlar ise cezalandırır. Hükümdar yöneticileri ile uyumlu olursa zahmete girmez.

İSO Akademi – Yöneticilikten Liderliğe Geçiş Programı

İstanbul Sanayi Odası Akademi ile 2023 yılında tasarladığımız Yöneticilikten Liderliğe Geçiş Programı‘nın üçüncüsüne Nisan ayında başlıyoruz.

Benzer bir geliştirmeyi 2017 yılında Ford Otosan Eğitim Merkezi ile gerçekleştirmiştik. Halen programa devam ediyoruz. Bu programı çok önemsiyorum. 2017’den 2024’e dünya çok değişti. İş dünyası da bu değişimden tabi ki nasibi fazlasıyla aldı. Biz bu değişimi hatta dönüşümü programın içeriğine sürekli yansıttık. İnsan, strateji, iş yönetimi ekseninde tasarladığımız ilk programla şu andaki içerik %70 oranında farklı. Özellikle pandemi ile beraber liderlik kavramını daha derin şekilde, liderlik ve yönetilicik arasındaki net farkları ve geçirgenlikleri, yönetim usullerini akışa entegre ettik. Ardından çeviklik, Z kuşağı ve son bir yıl içinde de yapay zeka içeriğe dahil oldu.

2023 yılının baharında İstanbul Sanayi Odası Akademi ekibi ile bir araya geldiğimizde de amacımız uygulamaya dayanan, interaktif, günceli sürekli kucaklayan ve pratiğe hızlıca aktarılabilecek dokuda bir program kurgusu oluşturmaktı. Yaptık ve başarılı olduğumuzu da sevinçle gördük.

2024 yılının bahar programı hibrit yapıda 4,5 gün üzerinden 4 haftaya yayılacak. Yine yepyeni ekler var.

Takvim, yöntem ve içerik;

1. Gün – 25 Nisan 2024 – Tam gün – yüz yüze

  • Kurumsallık – Profesyonellik
  • Liderlikte İnsan ve Kültür Bağlamını Anlamak
  • İnsan Yönetimi ve Yetkinlikler
  • Yönetim Kavramları

2. Gün – 2 Mayıs 2024 – Yarım gün – online

  • Motivasyon ve Stres Yönetimi

3. Gün – 3 Mayıs 2024 – Yarım Gün – online

  • İlişki Yönetimi ve İletişimin Önemi

4. Gün – 7 Mayıs 2024 – Tam gün – yüz yüze

  • Takım Olmanın Unsurları ve Süreci
  • Çeviklik ve Çevik Takımlar

5. Gün – 8 Mayıs 2024 – Yarım Gün – online

  • Yetenek Yönetimi ve Liderlik

6. Gün – 16 Mayıs – Tam Gün – yüz yüze 

  • Liderlik Süreci ve Yöneticilik
  • Çalışan Performansı ve Geri Bildirim Kültürü; Performans Koçluk ve Mentorluk Uygulaması

Örneğin bu programın 6. gününe yapay zeka kullanarak gerçekleştirilecek bir uygulama ekledim. Ayrıca farklı rol oynama senaryoları programa derinlik, tartışma ve eğlence katacak. Katılımcılarımıza bu sefer bir değil, iki kitap hediye ederek bir ay süresince kitaplar hakkında konuşacağız.

Bol öğrenmeli, uygulamalı, tartışmalı ve keyifli bir program olacak. Hazırım.

Katılım başvurusu için tıklayınız. 

2023 Yılına Veda Ederken Kitap Tavsiyelerim

Her yıl sonu olduğu gibi 2023 senesi boyunca beni etkileyen, beğendiğim kitapları bu sefer sekiz kategoride paylaştım;

Mustafa Kemal Atatürk

Tarih

Siyaset Bilimi Tarihi

Gelecek

Biyografi

Liderlik

Felsefe

Şiir ve Edebiyat

2023 yılının Mart-Ekim dönemini ağırlıklı yüksek lisans tezi için literatür taraması yaparak geçirdim. Benzer durum 2024 yılı boyunca da devam edecek gibi görünüyor.

2021’e Veda Ederken Kitap Tavsiyelerim

2017, 2018, 2019, 2020 ve 2021. Her yıl sonunda, o yıl boyunca okuduğum kitaplar arasınan en beğendiklerimi paylaştığım bir video çekerek yayınlıyorum.

2021 yılı boyunca da pek çok kitap okudum. Yukarıdaki videoda en beğendiklerimi ve yorumlarımı bu sefer 4 kategoride paylaştım.

I. Atatürk, Biyografiler ve Liderlik

  • Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri – Cemal Renda
  • Hz. Muhammed’in Hayatı – İzzet Derveze
  • Caesar – Adrian Goldsworthy
  • Bir Lider Olabilmek – Warren Bennis

II. İnsan Yönetimi ve Yöneticilik

  • Usta Koç – Gregg Thompson
  • Takım Koçluğu – Tony Llewellyn
  • Koçluk Alışkanlığı – Micheal Bungay Stainer
  • Kaizen Yolu – Robert Maurer
  • Etkili Yöneticinin Yedi Alışkanlığı – Stephan Covey

III. Manevi

  • Mevlana – İstediğin Bir Şey Olursa Bir Hayır, Olmazsa Bin Hayır Ara – Derleyen Hakan Mengüç

IV. Edebiyat

  • Herkes Tek Başına Ölür – Hans Fallada

İK Profesyonelleri ve Bloggerlar İle Mini Röportajlar – İpek Aral

2020 yılında meslektaşım ve İK bloggerı sevgili Serpil Türkmen bana meslek ve blog yazarlığı hakkında bir soru seti gönderdi ve cevaplamamı istedi. Ben de isteğini ikiletmedim, memnuniyetle sorularına cevap verdim.

Aradan geçen sürede toplam 34 İK profesyoneli ve blogger ile benzer çalışmayı yapan Serpil Türkmen geçtiğimiz günlerde çalışmasını e-kitap olarak yayına aldı.

Türkmen e-kitabının önsözüne şöyle yazmış:

“Röportaj projesi ile İK mesleği, çalışma hayatı ve bloggerlık konusunda merakı ve ilgili olanlar ile İK profesyonelleri ve bloggerlar ile karşılaşmasını sağlamayı hedefledim.

Röportaj projesine katılan İK profesyonelleri ve bloggerların İK mesleğine ve bloglarına dair yolculuklarını samimi bir şekilde paylaşarak İK’ya ve insana yararlı bir dokunuş yaptıklarına, ilham verdiklerine inanıyorum.”

Ellerine, emeğine sağlık sevgili Serpil Türkmen. Ben de senin çok başarılı bir içerik çıkartarak meslek ve blog yazarları adına önemli bir değer yarattığını düşünüyorum. ?

E-kitapta yer alan mini röportajımı Kaynağım İnsan’a yerleştirerek bu çalışmanın arşivime girmesini sağlamak da benim için kaçınılmazdı. İyi okumalar.

  1. Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Ankaralıyım. TED Ankara Koleji ve Mülkiyeliyim. 1997 yılında İstanbul’a iş için geldim. 1998 yılında İK mesleğine girdim. OBEY Yönetim Danışmanlık, Koç Holding – Migros, Kar Şirketler Topluğu’nda çalıştım. Ekim 2009’da Kaynağım İnsan bloğumu açtım, ödüller aldım. Serbest danışman olarak ilk projeme 2009 yılı Aralık ayında başladım. 2020 yılı itibariyle kamu ve özel sektör, STK’larda hem proje danışmanlığı, hem de eğitmenlilk yaparak kariyerime devam ediyorum. Mesleğime aşık bir İK’cıyım.

2. İK mesleğinde çalışmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz?

İleri seviye analitik bir kafam var. Bu analiz yeteneğine iş hayatındaki insanı analiz etmek de dahil. Beni İK mesleğine sokan eski CEO, kıdemli yönetim danışmanı Oktay Bora Yağız bunun bir yetenek olduğunu ve onunla çalışırsam benim bu yeteneğimi işleyebileceğini söyledi. Ben de kabul ettim.

Ben İK’cı olacağım diye yola çıkmadım, keşfedildim.

3. İK’ nın en kolay ve en zor yönü nedir?

İş kolaydır. İnsan zordur.

4. İK mesleğinde çalışırken karşılaştığınız zorlukların üstesinden gelmek için ne/neler yaparsınız?

Bilgiyi kullanıyorum. Çok kitap/kaynak okuduğum için bilginin ikna edemeyeceği insan yoktur diye düşünüyorum.

5. İK mesleği ile ilgili olarak gelecek hedefiniz/vizyonunuz nedir?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne liyakat sistemi kurmak istiyorum. Sonrasında da dünya çapında bir projede yer almak. 2050’ye kadar planlı bir hayatım var.

6. İK alanında çalışanların yaratıcılığını, üretkenliğini geliştiren şeyler nelerdir?

Kitap okumak, işin erbaplarıyla söyleşmek, en iyi uygulamaları incelemek.

7. İK’ yı “tek cümleyle” nasıl anlatırsınız?

İnsanlara eğer isterlerse harika şeyler yapabileceklerini göstermek için çalışan bölümüz.

8. İK’ cı olmasaydınız ne olurdunuz?

Önce üretim mühendisliği yapardım, sonra tedarik zinciri ve lojistik işine kayarak müdür olur, sonra da Fabrika Direktörlüğü’ne geçerdim. Son olarak da Genel Müdürlüğe otururdum. Genel Müdürlük sonrasında da Danışman olurdum. Yine aynı, şu anki noktama gelirdim yani.

9. Çalışma ortamınızda “vazgeçemediğiniz” şey nedir?

Araştırma, geliştirme ve çok çalışmak. Bu arada teknoloji kullanımı sabittir.

10. İş hayatında “iyi ki yapmışım” veya “keşke yapmasaydım” dediğiniz şeyler var mı?

İstanbul’a gelmek iyi ki yaptım dediğim şey.

Keşke’m yok. Keşke diyeceğimi düşündüğüm şeyi hata olduğunu bilsem bile yaparım. Öğrenilecek bir şey vardır o “keşke”nin gerisinde.

11. Blog açma fikri nasıl oluştu? Blog yazılarınızın oluşum sürecini anlatır mısınız?

2005 yılında ilk bloğumu açtım. Türkiye’nin ilk blog yazarlarındanım. Birikimlerimi aktarmak istedim. Yazmayı seviyorum. İlk bloglarım kültür, sanat üzerinedir. Kaynağım İnsan’ı açınca kapattım. İsmi “Aya Merdiven Kurduk” idi.

12. Bloggerlığın mesleğinize ve hayatınıza katkıları nelerdir?

Danışmanlık ve eğitmenlik işine geçişimi sağladı. Bilinilirliğimi arttırdı, fırsatlar yarattı.

13. Blogger olmanın zorlukları nelerdir?

Düzenli yazmak.

14. Blog-iş/yaşam dengesini nasıl kuruyorsunuz?

Pek kuramıyorum son yıllarda. Çok çalıştığım için yazı yazacak zihinsel gücüm kalmıyor. Ama bu da işin bahanesi.

15. Blogger olarak devam etmeyi düşünüyor musunuz?

Evet, ne olursa olsun yazmaya devam edeceğim.

16. Gelecekte Youtuberlık, bloggerlığın yerini alabilir mi? Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Almaz. Bir Youtube ajansının danışmanlığını yapıyorum. Görsel daha çok tüketiliyor, çünkü tüketmesi kolay. Yazmak yazan için zor, okuyan için daha zor. Youtuber olmak aslında tam zamanlı bir iş. Ajansta çalışırken bunu çok net gördüm. İyi bir Youtuber olmanın, yani oyunun kuralları var. Türkiye’de çok az insan bu kuralları biliyor ve uyguluyor.

17. İK mesleğinde kariyer yapmak isteyenlere neler önerirsiniz?

Çok ve çok yönlü kitap okusunlar. Sadece İK kitapları değil. Satış, üretim, pazarlama, mali işler, tedarik zinciri, bilgi işlem, ar-ge, kalite …. İş bilmeyen İK’cı başarılı olamıyor, şirkette saygı görmüyor. Dave Ulrich bunun altını sürekli çizer, önce iş bil, sonra İKY.

18. Blog açmak isteyenlere neler önerirsiniz?

Başlangıçta çok içerik üretsinler. Yabancı kaynakları takip etsinler. İngilizce öğrensinler.

19. Sizi en çok etkileyen kitap/film/söz nedir?

Kitap “Balanced Scorecard” – “Dengeli Karne” Robert Kaplan, David Norton. Bu kitabı 2002 yılında okuduğumda “Eureka- Buldum” demiştim, hiç unutmuyorum. Takip eden yıl da şirketimize sistemi kurmuş ve bu sistem sayesinde Turquality belgesini alan ilk 34 firmadan biri olmuştuk.

Film “Shawshank Redemption”. Tim Robbins ve Morgan Feeman’ın baş rollerini paylaştığı, Frank Darabont’un yazıp yönettiği bir film. Her İK’cı seyretmeli. Planlı organize çalışmak nedir, azim nedir, problem çözmek, yetenek nedir hepsini görebiliyoruz. Efsanedir bana göre.

Söz Kant’ın “To be is to do” – “Olmak yapmaktır”

20. Yaşantınızda sizi motive eden/ilham veren şeyler nelerdir?

Kızım, kitaplar ve doğa.

Şarap Tarihi – Arşiv

Şarap “vin, vino, wien…” ismi nereden geliyor?

Tarih öncesi şarap, Soma denilen içki ile milattan birkaç binyıl öncesine gider. O zamanda Hindistan’da Veda ayinlerinde kullanılan, mayalı bir içkiydi ama bu “ölümsüzlük içkisi” asmanın şarabı değil Aslepias Acida bitkisinin suyuydu. Bu Soma içkisine “Vena” deniyordu. Çoğu Avrupa dillerinde “vin” (şarap) olarak geçen kelime Sanskritçe -sevgili- anlamına gelen Vena’dan türemiştir; Ruşçada “vino”, Yunancası önce “woinos” sonra “oinos”, Latincesi “vinum”, İtalyanca ve İspanyolca “vino”, Almancası “wien”, İngilizcesi “wine”, Fransızcası “vin” dir.

2

Şarabın tarihi ile ilgili olarak elimdeki kaynaklardan Uluslararası Şarap ve Bağcılık Kurulu Başkanı Robert Tinlot’un Önsöz’ü ile başlayan

Ben ortak noktaları almaya çalışarak yazacaklarımı mümkün olduğunca kısa tutacağım.

3

Üzüm önce Kafkas Dağlarında karşımıza çıkar (vitis caucasica), ardından Mezopotamya’da üzüm yetiştiriciliği görürüz. Buradan, MÖ 3000’lerde cenaze törenlerinde kullanılmak üzere Mısır’a sıçrar. Üzüm yetiştiriçiliğinin Avrupa’da yayılmasında başrolü oynayan Yunanlılar, Sicilya ve tüm İtalya boyunca bilgilerini Romalılara aktarırlar, Galyalılar da üzümcülüğü Romalılardan öğrenirler.

4

Üzüm ve şarabın mitolojilerin kopmaz bir parçası olduğu biliyoruz.

Mısır mitolojisinde güneş tanrısı, evrenin yaratıcısı Ra, şarap ve sarhoşluğu yeryüzüne getirir. Ra insanlığı (Yunanlıların Afrodit’i) tanrıça Hathor’un gazabından koruyabilmek için, içine hoşluk ve sarhoşluk veren kan renkli bir içki yaratır. Mısırlılar şarabı Osiris’e (Yunanlıların Dionysos’u) adarlar ve bu ilahi stratejinin anısına, tüm bayramlarında, öküz başlı tanrıçanın koruyuculuğu altında şarabı baş köşeye koyarlar.

Yunan mitolojisinde de, iki anlatı vardır. Birincisi şarap ve sarhoşluk tanrısı Dionysos, karısını kendisine gönderdiği için kral Aenea’yı asma vererek mükafatlandırır. İkinci anlatıya göre göre kral Aenea’nın Stafilos (Yunancada üzüm salkımı demek) adlı çobanı bir keçisinin üzüm yedikten sonra çok neşelendiğini görür. Bunu gören Stafilos bu meyveyi sıkıp suyunu içmenin hoş olacağını düşünür.

Roma mitolojisine göre şarap, ekin ve asma tanrısı Satürn’ün bir armağanıdır. Romalılar bu tanrıyı bir elinde orak, bir elinde bağ bıçağı ile gösterirler.

Galya mitolojisinde de, Kelt icadı çam ağacından yuvarlak fıçı ve efsanevi içki bir şekilde tanrı Sucellus’ın koruması altındadır.

5

Üzüm ve şarabın toplumsal yaşamdaki yerini en ayrıntılı biçimde, daha çok bira tüketicisi olmalarına karşın Mısırlılarda buluyoruz.

İÖ 2500’lere uzanan mastaba duvar yazılarında Mısırlıların üzümü nasıl yetiştirdiklerini, ezim evine nasıl taşıdıklarını, şarap içmenin bin bir türünü okuyoruz. Yüzyıllardır değişmeyen üzümü sıkma methodlarını bulanlar da Mısırlılardır.

Milattan yaklaşık yirmi asır önce Tutankamon zamanında şarap fıçılanması biliniyordu; her fıçının üzerinde içindeki şarabın yetiştirildiği bölge, yapım yılı, kimin tarafından yapıldığı, sahibinin kim olduğu, kimin mahseninde saklandığı, yani şaraba ait bütün bilgiler yer alır, bir bakıma şarap markalanırdı. Firavun ve yüksek sınıf bu etiketlemeyle Mısır’da hangi şarap iyidir, hangisi tercih edilmelidir anlarlardı. Örneğin Nil deltasından gelen şaraplar elbette yeğlenirdi ama Memphis şarapları da pek sevilen şaraplardı. Mısır’da şarap firavun ve yüksek sınıfa ait bir içkiydi, halk bira içerdi.

Nil Deltası’dan kalkan büyük kervanlar ve hızlı gemilerle bütün Akdeniz merkezlerine ilk şarap ticaretini de başlatan Mısır’lılardır.

6

Yunanlılar için şarap uygarlığı dil pelesengiydi, üzümü ve şarabı göklere çıkartırlardı.

Halk üzümle ilgili bütün bilgileri bir sanat haline getirmiş, Dionysos miti içinde yoğurmuştu. Dionysos’un doğumu olağanüstüdür. İlk altı ay annesinin karnında, son üç ay babasının kasıklarında yatar. Bu biraz garip doğum Dionysos’un yarı tanrı sayılmasına neden olur.

Zeus’un yarı tanrı oğlu Dionysos diğer ölümsüzler ile birlikte Olympos dağında yaşamazdı. Bu nedenle Homeros metinlerinde Dionysos yer almaz. Ancak Dionysos’un yarı tanrı özelliği onun halk tarafından çok sevilmesi sonucunu doğurmuştu, halk onu kendilerine yakın hissederdi. Halkın onunla ilgili bayramlara katılması ve coşkusunun nedeni bu şekilde açıklanabilir.

Dionysos erişkin yaşa gelince çılgınca bir serserilik sonucu Anadolu’ya ve Orta Doğu’ya sürüklenir, bu topraklarda gizemli dinlerle haşır neşir olur. Kafkaslar’da bir süre yaşadıktan sonra Hindistan’da Ganj nehri kıyılarında bir yolculuğa çıkar ve buradan panterlerin çektiği bir arabaya binip üzüm kültürünü yaymak üzere Antik dünyaya gelir. Bu uzun yolculuk Yunan kıyılarına çıkışıyla noktalanır.

Dionysos elinde her daim yeşil kalan sarmaşıkla kaplı asası, başında asma yaprakları, çam kozalakları, sarmaşıklardan oluşan taci ile resmedilir. Önceleri bitki örtüsünün mevsimlere göre dönüşümünü, hasat toplama, ezme, sıkma olarak üzümün yaşamını simgeler. Tanrı daha sonra giderek üzümün ölümü ve şarabın doğumu haline gelir.

Antik Yunan’da akşam yemeği genellikle gün batımından sonra başlar ve iki bölümden oluşurdu; yemek denilen bölümde yemek yenirdi, ama ardından gelen symposion bölümünde tas tas şarap içilir, bütün sohbet ve gösteriler, çeşitli eğlenceler bu bölümde yer alırdı. Şaraba su katılırdı, su katılmadan içilen şarabın taşkınlıklara neden olacağı sanılırdı. O dönemde şarap tahta fıçılarda, keçi derisinden yapılmış tulumlarda ya da toprak anforalarda saklanırdı. Hava almasını engellemek için ağzı yağlı bezle kaplanırdı.

MÖ 4. yy’da yaşayan filozof bilim adamı Theophrastus üzüm çeşitleri, iklim ve toprak kalitesi arasındaki ilişkiye dikkat çekmişti. Antik Yunan şarabın kokusunu ve tadını geliştirmek için çeşitli baharatlar, bal, çam sakızı ve başka tat- koku sağlayıcı maddeler kullanmıştı. Bu zamanın Bordeaux’u olan Chios şarabı Mısır’dan, Rusya’ya çok geniş bir alana ihraç ediliyordu.

7

Şarap Antik Yunan’dan ticaret yolu ile Sicilya ve Güney İtalya’ya ulaşmıştır. Mitsel niteliği ve mistik bir içki oluşu nedeniyle otuz yaş altı gençlerin ve kadınların şarap içmeleri Roma’da ilk zamanlarda yasaktı. O kadar ki şarap mahsenlerinin anahtarına dokunanlar bile cezalandırılırdı. Kadınlara konulan bu yasak hıristiyanlık inancına geçildiğinde daha katılaraşak devam etti.

Roma’da şarap yemekte içilmezdi; şarap içmek bir törendi ve yemek sonrası comissatio denen zaman diliminde ya da gece boyunca içilirdi. Töreni yöneten “hoca, eğitmen” içilecek şarap miktarını ve bunun konuklar arasında nasıl pay edileceğini belirlerdi. Şarap amforalardan iki kulplu testilere aktarılır, testilerden kupalara dökülürdü. Kupa yerine keyif ehli Neron’un icadı olan cam bardak da kullanılırdı. Cam bardak önceden kaynamış suda çalkalandıktan sonra kullanılırdı. Buna karşın şarabın üstüne sıcak su eklemek daha hijyenik bulunurdu.

Sadece zengin Romalılar evlerinde şarap depolayabilirdi. Halkın kalanı şarap tacirlerine başvurmak ya da şarap tavernalarına (vinariae) gitmek zorundaydı. Seçkin yurttaşlar asla vinariae’lere ayak basmazdı. Aynı uygulamaya Antik Yunan’da da görürüz.

Romalılar MÖ 600’de üzüm yetiştiriciliği ile yakından ilgilenmeye başlamışlardır. İtalyan şarabı kısa sürede Yunanistan dahil tüm Roma İmparatorluğu kaplar. Aynı dönemde Anadolu’da eski bir Yunan kolonisi olan Foça’dan göçenler Kelt ülkesi Galya’da ilk üzümü yetiştirirler. Üzüm yetiştirilen bölgelerde üzüm çekirdeği de besleyici tohumlar arasında sayılıyordu. Dönemin şarap ticareti merkezi Pompei’di.

Roma istilasındaki Galya ülkesinde önceleri daha çok bira tüketilirken zaman içinde şarap tüketimi artmış buna bağlı olarak büyük testi, masa testisi, toprak sürahi, toprak kupa, madeni kupa, kepçe, kevgir gibi alet edevatlar gelişmiştir.

MÖ. 125 öncesinde Romalılar Rodos-Provence koridorunu alırlar ve İspanya’ya özellikle Narbonne ticaret merkezi üzerinden ticarete başlarlar. Narbonne zaman içinde önemli bir şarap üretim noktası olur. O derece büyür ki İtalyan şarapları için hızla büyük tehdit oluşturur ve İtalyan şaraplarının ihracatının çökmesine neden olur.

Üzüm bağları giderek buğday tarlalarının yerini alması ekmek sıkıntısını başlatır. MS 90’lı yıllarda Roma İmparatorluğu çok zorlanır. İmparator Domitianus 92 yılında üzüm bağlarının sökülmesini emreder. Bu emir ancak 250’li yıllarda İmparator Marcus Probus tarafından kaldırılır. Probus en kısa sürede yok olmuş bağcılığı geliştirmek yanında Almanya ve Avusturya’da da bağcılık ve şarap üretimini başlatır. Bu dönemde Terier ve Bordeaux önemli ihracat merkezleri haline gelmiş, kendi lojistik ve finansal terminolojilerini kullanmaya başlamışlardır. Aynı dönemde Marsilya, Endülüs ve diğer İspanyol şarapları Roma’da revaşta değildir.

Arapların 700’lü yıllardan 1400’ün sonlarına kadar İspanyol toprakları üstündeki hakimiyeti şarap üretimini kısıtlamıştır.

Roma İmparatoru Konstantinus 313 yılında Milano fermanı ile Hıristiyanlık dininin özgürce uygulanabileceğini duyurur. Ökaristi (Katolik ibadetinde İsa’nın eti ve kanını temsil ettiğine inanılan şarap ve ekmek dağıtımı) temelinde biçimlenen Hıristiyan uygarlığı giderek şarap uygarlığı ile iç içe geçer. Batı Roma imparatorluğu’nun son dönemlerinde Wachau, Mosel vadisi, Rheingau, Pfalz, Burgundy, Bordeaux, Rhone vadisi ve Rioja önemli şarap merkezleridir.

Batı Roma İmparatorluğu 476’da çökmüştür. Kıyı şehirleri Cenova ve Venedik 13-14 yy da şarap ticaretinin merkezidir. Bu dönemde Floransa bölgesindeki ve bugün bilinen Antinoris ve Frescobaldis gibi bazı şarap üreticisi aileler isim yapmaya başlamışlardır.

8

Yeni Dünya’nın keşfi …

İspanya uyruğuna geçen Kristof Kolomb’un Amerika kıtasını 12 Ekim 1492’de keşfinin ardından yurtaşı Cortez 1518 yılında Meksika’yı fethiyle İspanyol misyonerler Hıristiyanlığı yaymak için ülkeye gelirler ve amaçlarını gerçekleştirebilmek için şarap üretmeye başlarlar.

1767’de Meksika’dan sürülen İspanyol misyonerler Aşağı Kaliforniya’ya göçerler. Papaz Junipero Sera 1769’da “Üzüm Misyonu” nu kurar. Kalifornia şarap endüstrisi 19. yy sonlarına kadar bu misyonun İspanyol asıllı asma çubuklarını kullanacaktır. Kaliforniya’da İspanyol asıllı asmaların kullanımı phylloxera hastalığının gelişine kadar sürer. Hastalık Kaliforniya ve Avrupa bağcılığını çökertmiştir. Hastalık 1868’de ancak teşhis edilebilmiştir. Bağlar Fransa’da kullanılan ilaçla, karbon sülfüt çözeltisi ile kurtarılır ve ardından yerli asmalara yaprak bitine dayanıklı aşı uygulanır.

Amerika’da ilk içki yasağı derneği 1789’da kurulur. Bu tip derneklerin sayıları yarım asırda 8000’i aşar ve o derece güçlenirler ki, bu derneklerden birinin kurucusu dünyanın en zengin adamı John D. Rockefeller’ın Amerikan Kongresine yaptığı baskılar sonucu 18 Aralık 1917’de sarhoşluk verici içkilerin üretimi, satışı, nakliyesi, ihracatı ve ithalatı yasaklanır. Üç eyalet dışında 43 eyalat yasayı kabul eder. Ayin için gerekli şarabı üreten manastırlar dışında Amerika’da şarap üretimi yasaklanır. Ama bu yasak Amerika’da başka bir dönemin açılmasına neden olacaktır. Akın halinde gansterler; bottleleggers, yani içki kaçakçıları, sperakeasies yani yeraltı barları ve Rum Rov yani ünlü Sokak Romu dönemi başlar.

Kamuoyunun karşı çıkışıyla 5 Aralık 1933 günü anayasa değişikliği onaylanır ve içki yasağı kalkar. Sonuç ne olursa olsun bu dönem Amerikan şarapçılığı üzerinde nicel ve nitel ağır sonuçlar doğurmuştur. Bu dramatik deney şarapçılık mesleğini kendini toparlamaya iter. Napa Vadisi’ni kapsayan Kaliforniya üzümcüleri Fransa deneyiminden esinlenerek markalama usulünü benimserler ve 1936 yılında Amerikan şaraplarının da kalite normları haline getirirler. O günden beri Amerikan şarapçılığı yükselme eğilimine girmiş ve Avrupa ürünlerini zorlayabildiği zirvelere ulaşmıştır.

9

Türklerin Şarap Tarihi

Elimdeki yabancı kaynaklarda maalesef Türklerin şarabın -öncüsü- olduğuna dair hiçbir bilgiye rastlanmamakta. Kafkaslardan veya İran’da Perslerden Mezopotamya’ya indiği ki, bu da Sümerliler oluyor, Sümerlerden ise Mısırlılara geçtiği genel anlatımlar. Ancak Rıza Bostancı’nın “Şarap Hakkında Herşey” kitabında şu anlatım yer almakta :

….Tarihin babası Heradot’a göre ise Babil’e inen Türkler, kurak ve çorak arazide bir süre tutunduktan sonra burada zeytinlikler, incirlikler ve bağlar meydana getirmişlerdir. Türkler arasında şarabın yapılış tarihi bazı tarihçilerin söyledikleri gibi MÖ 3000 değil çok daha eskidir. Bazı Çin kaynaklarında Türkler şarabı Göktanrı’nın takdis ettiği mukaddes bir madde olarak tanımlarlardı. Mısır’da bulunan ve MÖ 3500 senelerine ait olan birçok kabartmada eski Mısırlıların bağcılıkla uğraştıkları ve Mısır’a asma ziraati Orta Asya’dan gelmiş olan Türklerin getirdikleri anlaşılmaktadır. …

Evet görüldüğü gibi Mısırlılara ve dolayısı ile dünyanın geri kalanına şarabı ya biz, ya da Sümerliler öğretti …. yorumu veya hangisine inanacanız size kalmış. Belki Avrupa Türklere doğruları yazmayarak yine bir komplo kurmuştur.!?. ? Ben Heradot okumadım, ama daha kendi tarihini iyi inceleyemeyen bizlerin, ne ara Mısır’daki Türkleri işaret eden kabartmaları veya Çin’deki
kaynakları Çince öğrenip incelediğini de anlayamadım. (Türkiye’deki hiçbir şarapçının da böyle bir bilinçli araştırma yaptığını zannetmiyorum. Bu para, zaman ve uzmanlık demek.) ………

10

Avrupalı yazarlar Kafkasya’dan Mezapotamya’ya inen şarap bilgisinin MÖ 3000-2500 arasında Mısır’a geçtiğini söylüyorlar. Kafkasya’dan Anadolu’ya inen Hititlerin tespit edilen varoluş tarihleri ise MÖ 2000. Dolayısı ile Kafkaslardan Mezopotamya’ya şarap kültürünü geçirenler Hititler olamaz. Ama yine bir Türk kaynak diyor ki (İçki Teknolojileri – Prof Dr. Ahmet Akteş – Araş Gör. Bahattin Özdemir) : .”…….Şarap Hititlerde para eden değerli bir mal olmuş ve herkes tarafından beğenilerek içilmiştir. Herkes tarafından içilmek istenmesi şarabın Hitit sınırlarını aşarak dünyaya yayılmasını sağlamıştır . Hitit şaraplarının ticareti ile uğraşan Finikeliler tarafından adalara ve Yunanistan’a taşınmıştır. Asurlu tacirler ise şarabı Mezopotamya’ya götürmüşler ve kendileri de bağcılık ve şarapçılığı geliştirmişlerdir. ……..”

MÖ 2000 – 600 yılları arasında varlıklarını sürdüren Hititleri Asurlular yıkmıştır. Kısacası MÖ 3000’lerde Mısırların içtiği şarabı, MÖ 2000’lerde varolan Hitit ve Asurlular’ın Mısır’lılara nasıl öğretmiş ve dünyaya yaymış olduklarını ben yine anlayamıyorum.

Efendim böylece yukarıda yazılı olan bilgiler ” Türklerin Şarap Tarihi Bilinmezi” olarak kayıtlarımıza geçmiş oldu. ?

.

Bu yazıyı 2006 yılının Ocak ayında Eve’s Eyes bloğumda yayına almıştım. Tam 15 yıl önce son derece kısıtla olan yerli ve yabancı kaynaklardan derlediğim bu yazının halen oldukça bilgilendirici olduğunu düşünüyorum.

Şu an interneti tararsanız, şarap tarihi ve Türkiye’de şarapçılık başlıkları altında aşağıdaki bir kaç kayda değer kaynağa ulaşabiliyoruz:

Şarap Tarihi

Şarap

Şarabın Efsanevi Tarihçesi 

Türkiye’nin Şarap Dosyası

2020’ye Veda Ederken Kitap Tavsiyelerim

Her yıl sonu yaptığım gibi 2020 boyunca beni en çok etkileyen kitapları kütüphanemden çıkardım ve beş kategoriye ayırarak listeledim.

Pandeminin başlangıç sürecinde Mayıs ayı boyunca Instagram’dan yaptığım canlı yayınların temelini oluşturan ’50 Klasik’ kitapları ise sürpriz başlığı altında listede yerini aldı.

İşte benim 2020 favorilerim;

I. Biyografiler – İnsan Yönetimi 

  • Leonardo Da Vinci – Walter Isaacson
  • Aradığın Her Şey . Jeff Bezos ve Amazon Çağı – Brad Stone
  • Geleceği Keşfedenler – Walter Isaacson
  • Napoleon – Emil Ludwig
  • Benjamin Franklin – Walter Isaacson

II. Dünya Üzerine

  • Dar Koridor – Daron Acemoğlu, James Robinson
  • Hemen Her Şeyin Geleceği – Patrick Dixon

III. Tarih

  • Hata Neredeydi? – Bernard Lewis
  • Uygarlıkların Batışı – Amin Maalouf
  • Bir Alman’ın Hikayesi – Sebastian Haffner

IV. Manevi

  • Tanrı – Deepak Chopra
  • Zenginlik Yaratmak – Deepak Chopra
  • Başarının 7 Spiritüel Yasası – Deepak Chopra

V. Edebiyat

  • Amok Koşucusu – Stefan Zweig
  • Satranç – Stefan Zweig
  • Bir Kadının Hayatından Yirmi Dört Saat – Stefan Zweig

Sürpriz Kategori

  • 50 Kişisel Gelişim Klasiği – Tom Butlar Bowden
  • 50 Politika Klasiği – Tom Butlar Bowden
  • 50 Zenginlik Klasiği – Tom Butlar Bowden
  • 50 Başarı Klasiği – Tom Butlar Bowden

2021’de herkese bol okumalı günler dilerim.

Korona Günlüğü, Gün 90, 19 Haziran 2020 / VEDA

Güle güle

Sabah saatlerinde ekibinde bulunduğum çok önemli bir proje müşterimin Japonya’dan CEO ve ikici başkanı geldi. Haziran başından bugüne kadar işlerimizi görüntülü görüşmelerle yürütüyorduk. İki tepe yönetici ile ilk yüz yüze görüşmemiz gayet iyi geçti. Teknoloji iyi hoş ama hiç bir araç, gereç, yazılım insan insana yapılan toplantıların yerini tutamaz. En az bizim kadar Japon yöneticiler de bir masa etrafında oturuyor olmaktan duydukları mutluluğu dile getirdiler.

Öğleden sonra ise eğitim video çekimlerini tamamlamak üzere diğer önemli müşterime gittim. On videonun ham çekimleri bitti. Önümüzdeki iki hafta içinde montaj ve kurgularını gerçekleştireceğiz. Final versiyonlarını merakla bekliyorum.

.

Yarın sabaha karşı saat 03:15’de Datça’ya gitmek üzere Yaprak’la yola çıkacağız. Yaprak’ı zorlu bir LGS’ye hazırlık yılı bekliyor. Güzel bir yaz geçirmesini istiyorum, diliyorum. Bu arada ben de ona iyi bir kurs bakacağım. Bakalım 2020-2021 döneminde bizi neler bekliyor?

.

Bu yaz benim payıma düşense çalışmak, çalışmak ve daha çok çalışmak var. Bol bol kitap okumak ve hafta sonu park sefasını da listeye ekleyebiliriz. Eğer bir iki gün boşluk yaratabilirsem Prens Adaları’nın bir tanesinde ufak bir tatil de listemde, gerçekleştirebilirsem ne ala.

.

Veeee final.

Pandemi krizinin ilk günlerinde başladığım Korona Günlüğü’mün 90. yazısı ile sonuna geldim. Şöyle baştan sonra baktığımda hayatımın en sıra dışı dönemlerinden birini yaşadım covid-19 virüsü nedeniyle. Zor zamanlarda tercih ettiğimiz tutum seti aslında gerçek kimliğimizi ortaya çıkartır. Bu sınavı verebilmek için en iyisini yaptığımı düşünüyorum. Geçen 90 günü düşündüğümde “daha ötesi olmazdı” diyebiliyorum.

Temennim, ikici kez blogumda “2. Korona Günlüğü” kategorisini açmak zorunda kalmamak. İnsanların gerekli maske takmak, sosyal mesafeye dikkat etmek, el yıkamak gibi kilit önlemlere özenle uymasını diliyorum. 

Sağlıkla kalın ve yazın da keyfini doya doya çıkartın, sevgilerimle.

.

The Washington Post – 19.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 25 ülke )

Korona Günlüğü, Gün 87, 16 Haziran 2020

Bugün proje çalışması için Beylikdüzü’ndeydim. Verimli geçen zamanları seviyorum. Eve keyifli döndüm.

Ardından Yaprak’la dışarı çıktık. Biraz yürüyüş sonrasında Maçka Demokrasi Parkı içindeki kafeye oturduk. Bu parkın en büyük özelliği içindeki sayısını kimsenin tahmin edemediği kedi nüfusudur (Örneğin sadece bugün 70 tane saydım).

Hele ki parkın içindeki kafede otururken insanın sinirini bozacak kadar çok kedi tarafından taciz ediliyorsunuz. Önlem olarak işletmeci masalara su spreyi bırakıyor. Artık kediler spreyin ne olduğunu öğrenmiş, sıkmanıza gerek kalmadan yüzüne spreyi doğrultunca toz oluyorlar. Ama ben bir kaç tanesine su sıkmadım değil. Zalimse zalimim. Kimse kusuruma bakmasın, kedinin de arsızı hiç çekilmiyor. (Bakınız yukarıdaki fotograf, tipik arsız, kulağı kesik İstanbul sokak kedisi, bu arada bizim evde de bir tanesi var) Bıraksak tabağın ortasına oturacak. ?

Bu akşam Yaprak’la 2 aylık ayrılık öncesinde, dışarıda son baş başa yemeğimiz oldu. Cumartesi günü kızımı Datça’ya anneanne ve dedemizin yayına götürecek ve Pazar günü İstanbul’a döneceğim. Bu yaz bana tatil yok gibi görünüyor. Yapacak bir şey yok. ??‍♀️

.

Siparişini verdiğim iş kitaplarım geldi. Yazıyı bitirir bitirmez Brian Tracy’nin Müzakere‘sini okuyacağım. Tracy’nin kitapları şip şak okunur ve çok etkilidir. Pek beğenirim.

.

The Washington Post – 16.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

Korona Günlüğü, Gün 86, 15 Haziran 2020

Günlüğü yazarken ilk defa bu kadar geçe kaldım. Kendim de şaşırdım. Neden olduğunu yazmayacağım. (Tahminler serbest !!)

Online iş görüşmeleri ile renklenen, sunum maratonumun sonuna geldiğim verimli bir iş günüydü. Yukarıdaki görsel de sunumlarda kullandıklarımdan. Stratejiyi temsil ediyor.

Sipariş verdiğim kitaplarım geldi. Son zamanlarda Stefan Zweig’in eserlerini seri şekilde okuyorum. Çok hoşuma gidiyorlar. Her biri bir hediye paketi sanki. Açması/okuması coşkulu, merak uyandıran ve çabuk biten, heyecanı kursakta bırakan.

.

The Washington Post – 15.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

 

 

Korona Günlüğü, Gün 85, 14 Haziran 2020

Hafta içinde gerçekleşecek eğitim videoları için sunum hazırlamaya devam ettiğim bir gündü. Toplam on sunum hazırlamam gerekiyor. Sekizi bitti.

Sunumların kalitesini arttırmak için yüzlerce sunum şablonu satın aldım. Sunum içeriklerinin hepsi beynimde, zor olan tasarımlarını oturtmak. En iyi görselleri, ikonları, fontları seçmek. Ne zormuş bu estetik işler.

.

Yoğun bir haftaya başlıyorum. Günlük yazımı bitirince çalışmayı bırakacağım. Kitap okumak, bitki çayımı içmek, pazar günümü sessiz ve sakin kapatmak istiyorum.

.

The Washington Post – 14.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

 

 

Evde Korona Günlüğü, Gün 67, 27 Mayıs 2020

Düne kıyasla daha mantıklı bir çalışma temposuyla günü kapatıyorum.

Günün en güzel iki gelişmesi gelecek hafta hakkında gerçekleşti. İki projem için ilgili şirketlerin ofisine gitmeye başlıyorum.

Haziran ayı itibariyle ofis çalışmasına dönmek beni çok mutlu ediyor. Toplu taşıma kullanan biri olarak sağlık kaygılarımı kısa süreliğine giderecek çözümleri iş ortaklarımla ürettik. Kızımla da konuştum. O gün içinde derslerine devam edecek. Haziran ayını güç birliği yaparak idare edeceğiz. Ona güveniyorum.

.

28 Nisan 2020 tarihinde Instagram üzerinden başladığım kitap özeti yayınlarımı 31 Mayıs Pazar günü itibariyle sonlandıracağım. Çünkü artık gün ortasında sıklıkla evde olmayacağım.

Yayınları sürekli takip eden insanların olması, onlara bir parça bile olsa fayda sağlamak beni çok mutlu etti. Paylaşımların en büyük meyvelerini de sanırım yaptığım araştırmalar, kurduğum analitik bağlar, doğaçlama kurgular, bol bol düşünmeler ile ben yedim.

?????

İlk başlarda Instagram’da sadece 24 saat hikayelerimde yayında kalan kayıtlar, 16. gün itibariyle IGTV ile arşivlenmeye de başladı. Dolayısıyla son 14 günün kaydına @ipekaral23 hesabımdan ulaşabilirsiniz.

30 gün süren (2 gün yayın arası vermiştim)  canlı yayınlarımda özetini paylaştığım 57 kitabın +2 listesini günlüğüme kayıt olarak düşmeyi de bir görev biliyorum.?

.

Kişisel Gelişim Kitapları 
1. James Allen – Düşüncenin Gücü
2. Steve Andreas & Charles Faulkner – NLP: Başarının Yeni Teknolojisi
3. Marcus Aurelius – Kendime Düşünceler
4. Deepak Chopra – Başarının 7 Spiritüel Yasası
5. Stephen Covey – Etkili İnsanın 7 Alışkanlığı
6. Dalai Lama & Howard C. Cutler – Mutluluk Sanatı – Yaşam için Bir El Kitabı
7. Dhammapada – Buddha’nın Öğretileri
8. John Gray – Erkekler Mars’tan, Kadınlar Venüs’ten
9. Abraham Maslow – Motivation & Personality (Türkçesi yok)
10. Florence Scovell Shinn – The Game Of Life and How To Play It
11. Martin Sligman – Öğrenilmiş İyimserlik
12. Wayne Dyner – Real Magic – Creating Miracles in Everyday Life
13. Lao Tzu – Tao Te Ching
14. Henry David Thoreau – Walden Gölü
.
Zenginlik Kitapları
1. James Allen – The Path of Prosperity
2. Robert G Allen – Multiple Streams of Income
3. David Bach – Otomatik Milyoner
4. Richard Branson – Losing My Virginity: The Autobiography
5. Warren Buffet (Editör Lawrence Cunningham) – The Essays Of Warren Buffet
6. Rhonda Byrne – The Secret
7. James Wallece & Jim Ericson – Hard Drive; Bill Gates ve Microsoft İmparatorluğu’nun Kuruluşu
8. Benjamin Graham – Akıllı Yatıtımcı
9. Napoleon Hill – The Master Key to Riches
10. Donald Trump – The Art of The Deal
11. Muhammed Yunus – Banker To Poor
.
Başarı Kitapları 
1. Horatio Alger – Ragged Dick
2. Warren Bennis – Bir Lider Olabilmek
3. Frank Bettger – Satışta Başarı
4. Chin-Ning Chu – Thick Face, Black Heart
5. Les Giblin – İnsan İlişkilerinde Kendine Güven ve Güç Elde Etmenin Yolu
6. Abrahm Lincoln (yazan Donald Philips) – Lincoln on Leadership
7. Eleanor Roosevelt (Yazan Robin Gerber) – Leadership The Eleanor Roosevelt Way
8. Brian Tracy – Maksimum Başarı
9. Brian Tracy – Başarının 100 Değişmez Kuralı
10. Sun Tzu – Savaş Sanatı
11. Richard Wiseman – Şans Faktörü
12. Zig Zaglar – Zirvede Görüşürüz
13. Ernest Shackleton (yazan Margot Morrell & Stephanie Capparell – Shackleton’s Way
.
Politika Kitapları 
1. Daron Acemoğlu & James Robinson – Ulusların Düşüşü
2. Daron Acemoğlu & James Robinson – Dar Koridor
3. Platon – Devlet
4. Aristoteles – Politika
5. Winston Churchill – 2. Dünya Savaşı Hatıraları
6. Francis Fukuyama – Tarihin Sonu ve Son İnsan
7. Mohantas K Gandhi – Bir Özyaşam
8. F. A. Hayek – Kölelik Yolu
9. Thomas Hobbes – Leviathan
10. Samuel Huntington – Medeniyetler Çatışması
11. John Locke – Yönetim Üzerine İki Deneme
12. Niccolo Machiavelli – Prens
13. Niccolo Machiavelli – Söylevler & Titus’un İlk On Kitabı 
14. Nelson Mandela – Özgürlüğe Giden Uzun Yol
15. Karl Marx & Friedrich Engels – Komünist Manifesto
16. Jean-jack Rousseau – İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı
17. John Maynard Keynes – Genel Teori
18. Henry David Thoreau – Sivil İtaatsizlik
19. Adam Smith – Milletlerin Zenginliği
20. Milton Friedman – Kapitalizm ve Özgürlük
21. Ayn Rand – Bilinmeyen İdeal
.

Evde Korona Günlüğü, Gün 66, 26 Mayıs 2020

Sabah saat 09:00’dan akşam saat 21:30’a kadar, yemek yemeden, su bile içmeden çalışmak. İşte bayramın 3. gününün özeti. ?

Yarın iş günü, sabah erken saatte aldığım yerden devam.

.

Ama bunca yoğunlaşma içinde çok sevdiğim, uzun süredir haberleşmediğim 30 yıllık arkadaşımdan aldığım telefon beni inanılmaz mutlu etti. “Vay be” dedim. “Hayat çok güzel. Sevginin ve samimiyetin gerçekten zamanı yok, bir telefonla bıraktığın yerden devam edebiliyorsun“.

Arkadaşımla gelecek hafta bir ‘korona kahvesi’ içmek ve yürüyüş yapmak için buluşacağız. ?

.

Gün içinde tabii ki Instagram kitap özeti canlı yayınımı yapmayı ihmal etmedim. Akşam saat 21:30’da da yine Instagram üzerinden Orkun İsmail Polat ile geçmişim bilgeliği üzerinden iş hayatı hakkında tatlı bir şöylesi yaptık.

.

Instagram canlı kitap özeti yayınlarımda bu güne kadar 51 kitap paylaştım. Paylaşımlarım üzerinden sipariş ettiğim 5 kitap da bugün geldi.

.

Washington Post – 26.5.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

Evde Korona Günlüğü, Gün 63, 23 Mayıs 2020

Sakin bayram arifesi, evde geçen Cumartesi

Bugün sadece kitap okudum. Sadece.

(saat 13:30’da gerçekleştirdiğim Instagram canlı kitap özeti canlı yayınını saymazsam)

.

Bugün Evde Korona Günlüğü’ne başlayışımın 64. günü.

Geçen hafta YouTube Be Inspired kanalında beynin nasıl çalıştığı üzerin bir video yayınladı.

Video bir insanın anne ve babasından aldığı DNA ile doğduktan sonra girdiği ortamlar, yaşadığı tecrübeler ve birlikte olduğu insanlar, duyguları, düşünceleri ile beyninin nasıl şekillendiğini anlatıyor.

Bir insanın anne ve babasından aldığı davranışsal potansiyelin aslında bir kapalı bir çekirdek içinde durduğunu, o çekirdeği kıracak tetiklenmeler yaşayıp yaşamamanın önemli olduğunun altını çiziyor. Depresif, negatif bir anne ve babaya sahip olabilirsiniz. Ancak bu davranışlar siz o potansiyeli tetiklemedikçe siz de gerçekleşmez. Yani beynimizi yönetebiliriz.

Ve videoda “63 gün” diyor. Eğer ben 63 günü aşan bir sürede bir şeyi sürekli düşünürsem, yaparsam beynimde yeni bir nöron ve snapslar ağacı tanımlamış oluyorum.

Röportajı yapan Patrick Ben-David “Hani 21 gündü yeni alışkanlık tanımlama süresi?” diye bir soruyor Dr. Caroline Leaf’e . Cevap “Hayır, 21 gün değil, 63 günün aşılması gerekiyor.”

O zaman evde korona günlüğümün 64. gününde olan ben, kendime net, yeni bir yazma sıklığı alışkanlığı tanımlamış oluyorum, öyle mi?

Göreceğiz ?

.

Washington Post – 23.5.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

Evde Korona Günlüğü, Gün 57, 17 Mayıs 2020

Pazar günümüz evde geçti.

… biliyorum kötü bir espriydi. ??

.

Bugün Instagram canlı yayınım 1 saati aşınca pat dedi kesildi. Tam da en heyecanlı anda yayının kesilmesinde de vardır bir hikmet diyelim. Son cümleydi ve bombaydı. Neyse yarına kaldı artık benim “bomba ? ”

Pazartesi günü yarım kalan Samuel Huntington’ın Medeniyetler Çatışması’nı bitirip, Daron Acemoğlu ve James A. Robinson’un Ulusların Düşüşü ve Dar Koridor kitaplarının özetlerini aktaracağım.

Yukarıdaki görsel için “Bu da nedir? demiş olabilirsiniz. Bu görsel Daron Acemoğlu’nun Dar Koridor kitabından bir modelleme. Yarın yayınımı dinleyenleri yönlendirmek için günlüğüme koymaya karar verdim. Merak edenler saat 13:30’da yayına katılabilir.

Canlı kitap anlatımıma 19 ve 20 Mayıs tarihlerinde ara vereceğim.

.

Dün sabah uyandığımda açık pencereden burnuma yaz kokusu gelmişti. Bugün de yaz sıcağını hissettim. Bahar bitiyor ve 2020’nin çok enteresan geçeceğini düşündüğüm yaz yazlarına başlayacağız.

Belki zorlanacağız ve bunu da öğrenerek atlatacağız. ?

Maske takmaya, sosyal mesafeye ve birbirimizin sağlığını  önemsemeye devam. ??

.

Washington Post – 17.5.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

Evde Korona Günlüğü, Gün 56, 16 Mayıs 2020

Bugün onca okuma, canlı yayın için hazırlanma ve ardından sunum hazırlama temposu içinde bir ara bunaldım.

Yaprak’a “Hadi televizyon açalım” dedim ve karşıma sinemada izleyerek çok etkilendiğim Scarlett Johansson’un başrolünde oynadığı Lucy filmi çıktı.

Zaman tek geçerli ölçü birimidir” diyen yönetmen Luc Besson’ı filmin hem felsefi, hem bilimsel yaklaşımı ve kurgusu için kutlamak gerek. İlk defa izlediğim kadar keyif aldım.

.

Instagram canlı yayınlarımda son üç gün içinde seçtiğim kitaplar siyaset ekonomi merkezli enteresan bir akışa girdi.

MÖ 400’den Platon ve Aristo ile başlayıp, 17 yüzyılda Thomas Hobbes ve John Locke taşıdığım anlatım, ardından 18 yüzyılda Jean-Jack Rousseau ve Adam Smith’e, sonrasında 19 yüzyılda Karl Marx ve Friedrich Engels’e bağlandı. Bugün 20. yüzyılın temel ekonomi modellerinin sahipleri John Maynard Keynes, Friedrich von Hayek ve Milton Friedman’ı ele aldım. Yarınsa Francis Fukuyama ve Samuel Huntington’ı anlatacağım. 5 günlük doğaçlama kurguladığım seriyi Pazartesi günü Daron Acemoğlu’nun iki kitabı ile bitirmeyi düşünüyorum.

Öğreniyorum, öğretiyorum, ben bu işten pek bir mutlu oluyorum ?

.

Washington Post – 16.5.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

 

 

Evde Korona Günlüğü, Gün 55, 15 Mayıs 2020

Bugün sabah sporu, kahvaltı ve görüntülü toplantım sonrasında heyecanla Instagram canlı yayınım için geri sayıma başladım.

Dün yaşadığım ani kesinti ve cep uygulamasının çökmesi sonrasında tedirgindim. Bir daha aynı sıkıntıyı yaşamak istemiyordum.

Saat 13:30’da yayına başladım. Dünya siyasi ve ekonomi tarihi için dev isimler olan olan Adam Smith’in Milletlerin Zenginliği ve Karl Marx – Friedrich Engels’in Komünist Manifesto kitap özetlerini paylaşacaktım. Neyse ki yayın süresince hiç bir kesinti olmadı. Ancak asıl sürprizi yayından sonra yaşadım.

28 Nisan’dan bugüne kadar devam eden canlı yayınlarım Instagram hikaye bölümünde 24 saat yayında kalıyordu. Hesap ayarlarım üzerinden yayınları kaydetme tercihini yapmış olsam bile bir türlü yayınlar arşive girmiyordu. Ben de açıkçası yayınların arşivlenmesini pek de önemsemediğim için Instagram ayarlarını kurcalamayı kestim.

Ama bugün yayın sonrasında yayın kaydının IGTV üzerinden hesabıma aktarıldığını gördüm. Yani artık istenildiği zaman, isteyen kişi kitap özetlerini seyredebilir. 17 günlük, toplam 33 kitabın özeti uçtu gitti. Olsun, bundan sonrakiler benimle kalacak. ?

.

Dört günlük evde oturma süreci başladı. Gelecek haftaya çok işim var. Hazırlamam gereken önemli bir sunum, bir projem çerçevesinde oluşturacağım video içerikleri, canlı yayın için etüd edeceğim kitap özetlerim ve yazarlar ….

Çalış İpek çalış. ✍️???

.

Washington Post – 15.5.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

Evde Korona Günlüğü, Gün 54, 14 Mayıs 2020

Sabah sporu, kahvaltı ve sanal toplantı iptali.

Hemen ardından gelen çok önemli bir proje haberi. Parmaklarımı çapraz yaptım, bütün gerekli güncellemeleri yaparak bu çok istediğim projenin gelişimini takip ediyorum. ?

.

Bugün Instagram canlı yayınımda talihsiz bir olay oldu. Yayın 43. dakikasında kesildi. Nedendir bilinmez, cep uygulamasının fonksiyonları çalışmaz hale geldi. Hatta uygulamayı silip tekrar yüklemek zorunda kaldım.

Yayını bitirememek bir yandan, bir yandan 43 dakikanın uçup gitmesi … çok üzüldüm.

Konuştuğum konu da bayağı ağırdı. Dilimin döndüğü ve birbiriyle ilişkilendirebildiğim kadarıyla, geçtiğimiz günlerde ve bugün paylaşacağımı duyurduğum 6-7 kitap özeti üzerinden, 16,17,18,19, 20 ve 21. yüzyıl siyaset bilimi ana aktörlerini ve olay örüntülerini anlatıyordum. Tam sıra Karl Marx ve Friedrich Engels’in Komünist Manifesto’suna gelmişti ki, çat …. yayın koptu ve bir daha da yayını başlatamadım. Belki de fazla konuştuğumdandır …?

Yarın yayına kaldığım yerden devam edeceğim. Hedefim konuyu 21. yüzyıla bağlamak ve geleceği masaya koymak.

İnsan canlı yayında konuşurken, hele ki konu ağır olunca, kim var takip eden bakamıyor. Ancak yayın sonrasında kaydı tekrar izlediğimde mesajları okuyabiliyorum. Ama bugün yayın koptuktan sonra gelen mesajlardan yayınları severek takip edenler olduğunu gördüm. “Ne oldu birden?” diye soranlar oldu. Veya bazı takipçiler “bugünün paylaşımı niye yok?” diye mesaj attılar. Paylaşımlarımın faydalı olduğuna dair geri bildirim almak çok güzel. Teşekkür ederim. ? Bana da büyük faydası oluyor.

.

Washington Post – 14.5.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

 

 

 

 

Evde Korona Günlüğü, Gün 53, 13 Mayıs 2020

Bugün 14 yaş altı çocuklar için 4 saat süresince özgürlük günüydü. Ben de iş programımı bu doğrultuda hazırladım.

Hava çok güzeldi şansımıza, biraz rüzgarlı ve tatlı serin. Bizim yürüyüşümüz yaklaşık 1,5 saat sürdü. Sonrasında Yaprak okul arkadaşlarıyla buluştu. Maçka Parkı’nda geçirilen 2 saatin sonunda market alışverişimizi yaptık. Yanımda ekstra güç de olunca, bolca torbayla eve geri döndük.

Sokaklar, parklar 23 Nisan gibiydi. Pusettekinden, bizimkiler gibi ergen gruplara kadar, analı babalı, her yer kalabalıktı. Maskelisi, maskesizi, dip dibe duranından, karşılaştığınızda kaldırım değiştirenine kadar her türlüsü oradaydı.

Dört saat boyunca düşünmeden edemedim; bu çılgın kalabalık salgında bir tetiklenmeye neden olur mu? ?

İnşallah olmaz.

.

Günün geri kalan zamanlarında da görüntülü toplantılarımı ve telefon görüşmelerimi gerçekleştirdim.

Yarın Instagram canlı yayınında paylaşacağım kitapları etüd ettim. Notlarımı aldım. Çalışmaya da devam ediyorum.

.

Washington Post – 13.5.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )