Kategori arşivi: Teknoloji

7 Adımda Yüksek Performanslı Ekip Olmak

Bugüne kadar iş hayatımda “Şirketimin başarısız olmasını istiyorum” diyen tek bir yönetici veya çalışan görmedim, duymadım. Hatta şirketimizin kazandığı başarıların büyüklüğü, ister süreçte pay sahibi olalım, ister olmayalım bizi etkiler, mutlu eder, gurur duymamızı sağlar. Başarılı sıfatına sahip olmuş şirketleri incelediğimizde ise karşımıza ilk çıkan değer yüksek performanslı ekiplerdir.

Yüksek performanslı ekip deyince akıllara işine dört elle sarılan, sonuç kadar sürecin mükemmelliğine de odaklanan, birbirine destek olan, birbirini kollayan ekip üyeleri gelir. Yazarken kolay ancak gerçek hayatta bir araya getirmesi oldukça zor, nokta atışı tanımlar bunlar. Peki, yüksek performanslı ekip olmayı daha netleştirecek şekilde yedi adımda incelesek karşımıza nasıl bir yol haritası çıkar, gelin bakalım:

  1. Adım; Güven, Yakın Takip ve Karşılıklı Sorumluluk

Yüksek performanslı ekiplerde, yönetici ve çalışanlarının özenle uydukları, yazılı olmayan, hatta bütünüyle içgüdüsel gelişen, birbirine karşı güven, birbirini takip etme ve birbirine karşı sorumlu olma davranışını gözlemleyebiliriz.

  1. Adım; Soru Sormak, Aktif Dinlemek ve Empati

Yüksek performanslı ekipler öncelikli olarak iletişim konusunda başarılıdır. İletişimden kasıt sadece konuşmak, yönetici ve ekip üyelerinin kendilerini ifade etmeleri değildir. Onlar konuşmaktan çok birbirlerine soru sorarlar. Soru sormak karşımızdaki kişinin duygu ve düşüncelerine öncelik verdiğimizin göstergesidir. Empatinin başlangıcıdır. Yönetici ve ekip üyelerinin birbirlerine sordukları akıllı sorular ve ardından gelen cevaplar ortak aklın da tetiklenmesini sağlar.

  1. Adım; Çok Yönlü ve Anlık Geri Bildirim

Yüksek performansı en çok besleyen, bir iletişim metodu olan anlık geri bildirim alıp vermektir. İş dahilinde veya dışında hiçbir duygu, düşünce, öneri, yapıcı eleştiriyi ‘yarın’ı beklemeden yönetici ve ekip üyeleriyle paylaşmak ekip içi güveni güçlendirir. Geri bildirim alışverişinin müşteri ve tedarikçilerle de düzenli olarak yapılması performans artışını mutlak şekilde destekler.

  1. Adım; Ödül ve Takdir

Başarı demek pek çok insanın zihninde ‘kupa kaldırmak’ şeklinde algılanır. Oysa ki, bizler iş hayatında sürekli akan iş süreçlerinin peşinden koşturuyoruz. Büyük başarılar öyle sık sık gelmiyor. Bu nedenle yüksek performanslı ekipler yol üstündeki küçük kazanımları da takdir etmek ve ödüllendirmek konusunda birbirlerine yönelik bonkörler.

  1. Adım; Ortak Problem, Ortak Akıl

Yüksek performanslı ekiplerin bakış açısına göre strateji, iş veya insan kaynaklı çıkabilecek bütün problemler öğrenme ve gelişme fırsatı barındırır. Dolayısıyla problemler de, çözümleri de ekipçe sahiplenilir. Ekip problem yaşanırken ortak akıl kullanılarak çözüme, çözüme ulaşıldıktan sonra da problemin kök nedenine bir daha yaşanmaması adına odaklanır ve iyileşme süreci gerçekleştirilir.

  1. Adım; Çok Yönlü Düzenli Veri ve Bilgi Paylaşımı

Bilgi çağında yaşadığının farkında olan yüksek performanslı ekipler, teknolojinin getirdiği avantajları, veri ve bilgi paylaşımı yazılım ve uygulama çözüm ortaklarını en verimli şekilde kullanır. Veri ve bilginin bolluğu, şeffaflığı aslen bütün ekiplerin önündeki en büyük sınavdır. Yüksek performanslı ekipler önceki adımlarda belirtilen doğru davranışları sergileyerek veri ve bilgiden kaynaklı riski başarıyla fırsata dönüştürürler. Birlikte katma değer yaratırlar.

  1. Adım; Sürekli Çok Yönlü Öğrenme ve Gelişme

Yüksek performanslı ekiplerin hem yönetici, hem de ekip üyeleri kendi kendilerine öğrenmek yetkinliğine sahiptir. Ekip yöneticisi bir performans koçu ve mentoru olarak ekip üyelerinin öğrenme ve gelişimini sürekli destekler, yönlendirir. Ekip, beyin fırtınası, odak grup, vaka çalışması gibi metotlarla hem değişik tecrübelerden, hem de diğer ekip üyelerinin fikir, öneri, eleştiri ve itirazlarından farklı açıları analiz eder, değerlendirir, deneyimler ve sonuçta birlikte büyürler.

CEO’lar İK’dan Ne Bekler?

27 Ekim 2020 Salı günü TAYSAD – Türkiye Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği’nin organize ettiği sanal panelimizi gerçekleştirdik. İki saat süren paneli başından sonuna 200’ü aşkın katılımcının takip etmesi bizi çok mutlu etti. Nasıl söylesem … iyi bir iş çıkardığımıza inandık.

Panele katılan birbirinden kıymetli tepe yöneticiler yönelttiğim sorulara son derece besleyici, bilgilendirici, yönlendirici cevaplar verdiler. Hiçbirinin yaklaşımı diğeri ile benzeşmedi. Her biri soruların farklı boyutlarındaki konuları ön plana çıkardı. Bu noktada TAYSAD’ı elbette kutlamak gerek çünkü panelistleri davet ederken çok özenli bir sentez oluşturmuştu;

  • %100 yerli, kurumsal ve Tesla’nın tedarikçilerinden SEGER Ses ve Elektrikli Gereçler San. A.Ş.’nin Genel Müdürü Tülin Sezer,
  • Doğu çalışma disiplinini temsil eden Totoya Motors’un en önemli tedarikçilerinden ve alt kuruluşu Toyota Boshoku Türkiye Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin Türkiye Başkan Yardımcısı Hakan Konak,
  • 50 yıllık geçmişi, batı çalışma kültürü ve uluslararası şirket kimliği ile Marelli Mako Turkey Elektrik Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Erol BAKAN,
  • 33 yıllık güçlü aile şirketi Ersel Ağır Makine Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Üyesi, Kurumsal Strateji ve İş Geliştirme Müdürü Selma Gülbeyaz.

Panel için toplam on iki soru hazırlamıştım, altı tanesini kullanabildim, kalanına zaman yetmedi. Sorulardan üçünü bütün panelistlere, üçünü de önceden planlamış olduğum panelistlere sordum. Moderatör olarak panelistlerin cevaplarını aralarda gerekli özetlemeleri yapabilmek amacıyla sürekli not aldım. Not alırken ikinci amacım da cevapları derlediğim bir blog yazısı hazırlamaktı.

TAYSAD Youtube kanalından panelin video kaydını da seyredebilirsiniz.

Birinci sorum; insan kaynakları yönetimi dediğimde aklınıza gelen üç ana konu nedir? Neden bu konular sizin için önemlidir? (bütün panelistler)

  • Tülin Sezer; Doğru insanı seçmek, çalışanlar ile üst yönetim arasında köprü olarak mutlu çalışma ortamı yaratmak, kariyer ve yetenek yönetim, planlama ve yedekleme sistemlerinin işlemesi
  • Hakan Konak; bordro süreçlerinin hatasız yürümesi, tutarlılık-takımdaşlık-çimento görevi görmesi, Şeffaflık – adaletli, güvenilir, ulaşılabilir olması
  • Erol Bakan – Endüstriyel ilişkiler – sendika ilişkilerinin düzgün yürümesi, bilgili + gönüllü insan = verimli insan demek ve bu çerçevede insandaki cevherin ortaya çıkartılması, etkin iletişim, şirket kültürünü iyi taşımak, herkese eşit mesafede olunması, eğitim ve gelişim fırsatlarının bütün çalışanlara sağlanması
  • Selma Gülbeyaz; işveren markası, övünülecek, prestijli bir şirket olunması için gerekli çalışmalarının yapılması, İK’nın şirketin kimliğini iyi taşıması

İkinci sorum; kriz zamanlarında üst yönetim çok seri şekilde stratejik kararlar almak zorunda kalır. Üst yönetimler için Pandemi krizi de 2020’nin beklenmeyen olayı idi. Siz neler yaptınız?

Bu soruya cevaben bütün panelistler şirketlerinde aldıkları önlemleri detaylı bir şekilde aktardılar. En genel özetiyle;

  • Toyota Boshoku ilk günden fabrikayı Toyota Motors gibi kapattı. Kısa çalışmadan faydalanmadı. Dönüş hazırlıkları çerçevesinde 82 maddeden oluşan bir duyuru hazırladı.
  • Seger, bütün yöneticiler ve ilgili uzman kadrolardan oluşan bir komite kurdu, ilk günden şirket için haberleşme sistemini düzenledi. Fabrika içi kapsamlı önlemler aldı.
  • Marelli Mako, Acil Güvenlik Komitesi kurdu. Fabrika girişte ve içinde düzenli ateş ölçümü yapacak donanım derhal temin edildi. Sendika ile derhal bağlantıya geçilerek gerekli çalışmalar yapıldı. Fabrika içi kapsamlı önlemler aldı.
  • Ersel’de fabrika içinde pandemiyle farklı psikolojik reaksiyonlar gösteren insanlarla ilgilenmek konusunda değişik stratejiler geliştirdi ve uyguladı. Fabrika içi kapsamlı önlemler aldı.

Üçüncü sorum; 20. yüzyılda hedef, yetkinlik dedik, 21. yüzyılda süreç %100 geri bildirim odaklı performans sistemlerine evriliyor. Sizler performans değerlendirme ve özellikle geri bildirim süreçlerini nasıl yürütüyorsunuz?

  • Erol Bakan – Marelli Mako’da Performance Leadership Management adında bir programımız var. Bu program çerçevesinde şirket, bölüm ve bireysel başarı göstergeleri tespit ediliyor. Bu tespit ve performansı takip sürecimizde haftalık aylık ve yıllık toplantılarımız var. Bütün bölümler şirketin finansallarını görüyor ve kendi bölüm bütçelerini yapıyor, aksiyonlarını planlıyor. Şirkette geri bildirim çok önemli. Yönetici ve çalışan arasında aylık geri bildirim görüşmesi yapılarak işler ve hedefler gözden geçiriliyor. Her pazartesi bölüm geri bildirim toplantıları yapılıyor. 3’er aylık periyodlarla da takip toplantıları düzenleniyor. Son 5-6 yıldır her Aralık ayında bütün bölüm yöneticileri; İK’da dahil, bir otele giderek yıllık planı yapıyoruz. Bu bizim şirket kültürümüz haline geldi.
  • Hakan Konak – Doğu kültürü sonuç değil, süreç odaklıdır. Anlık geri bildirimler azarlamak, suçlamak değil, gelecek odaklı olmalı. Yöneticiler her gün verdikleri geri bildirimleri defterlerine not etmeli. Bu sayede performans değerlendirme dönemlerinde objektiviteyi sağlayabilirler. Biz sadece geri bildirimlerde iş konuşuruz. Kişisel ithamlarda bulunmayız – ‘sen şöylesin, böylesin’. Hatalar öğrenmek için en iyi yoldur.
  • Tülin Sezer – Çok kapsamlı şekilde Seger’de yürütülen hedef + yetkinlik ve altı ayda bir geri bildirim odaklı sistem paylaşıldı. 360 derece liyakat takibi, çalışan ile yönetici arasında iş bilgisi ve kalite konuları ön planda olduğu söylendi. Çalışan memnuniyeti anketi sonuçlarının önemsendiği vurgulandı.

Dördüncü sorum; yeni kuşak, eski kuşak arasındaki fark ilişkiler hakkında ne düşünüyorsunuz?

  • Tülin Sezer – Gençlerin enerjisini, beklentilerini şirketi geleceğe hazırlarken, tasarımlarımızda kullanmalıyız.
  • Selma Gülbeyaz – Hangi kuşaktan olursa olsun çalışmak, üretmek isteyen insan her zaman istikrarlı ve başarıya ulaşıyor. Bunun pek çok örneğini start-up şirketlerde görüyoruz. Bizim sıkıntımız yeni kuşak olup çalışmamak için elinden gelini yapanlar. Onları ne yapacağımızı düşünmeliyiz.

Beşinci sorum; teknolojinin İK süreçlerinde kullanımı hakkında ne düşünüyorsunuz? Yazılım ve benzeri çözümleri etkin kullanabiliyor muyuz?

  • Erol Bakan – Teknoloji artık İK için vazgeçilmez. Uluslararası ölçekte kullanılan bir İK yazılımımız var. Bütün esnek İK süreçleri bu yazılım üstünden yürütülüyor. Marelli Mako globalde çıktığı iç iş ilanları ile yurt dışına başvurarak çalışmaya gidebilirsiniz. Bir çok çalışanımız bu şekilde yurtdışına gitti. Performance Leadership Management – PLM isimli uygulamamız yazılım üzerinden işliyor. Özellikle eğitim gelişim konusunda fabrika kadrolarını sanal gerçeklik uygulaması ile yetiştiriyoruz.

Altıncı sorum; önümüzdeki 10 yıl çerçevesinde şirketlerde insan yönetimi hakkında neler öngörüyorsunuz?

  • Tülin Sezer – Organizasyon yapılarının yalın şekilde gelişimi, yetkinliklerin öne çıktığı ve yeni nesillerin enerjisini bu değişimleri gerçekleştirme adına kullanabildiğimiz bir gelecek olacak. Kariyer yönetimi anlamında hantal yapılardan daha dinamik yapılara geçiş gerçekleşecek.
  • Erol Bakan – Sanal gerçeklik (virtual reality) artan oranda kullanılacak. Pek çok ofis kadrosunun işi teknoloji tarafından yapılacak.
  • Selma Gülbeyaz – Fikir, yetenek bireyselleşiyor. Her çalışan bir şirket gibi çalışacak. Kurum içi girişimcilik şimdiden iş hayatına girdi. Şirket ve çalışan arasında B2B sürecini göreceğiz. Bir aile şirketi olarak İK bölümünü kurmak konusunda temkinliyiz. Şirkete bağlılık çok yüksek. Olası bir İK bölümünün geliştirdiği uygulamalar ile bunu bozacağı kaygımız var. Ancak İK konusundaki gelişmeleri takip ediyoruz.
  • Hakan Konak – Organizasyonlar yalınlaşacak. Hantal organizasyonlar devri kapanacak. Kendi kendine öğrenebilen insanları, hatadan öğrenebilen, sadık çalışanları arayacağız.

Panelistlerin İK bölümlerine kapanış mesajları:

  • Hakan Konak – İK geliştirdiği sistemlerde diğer bölümleri de katmalı, kapsayıcı olmalı. Sadece İK yönetimini bilmek yetmiyor. Şirketin üretim, bütçe, satış, bütüncül hedeflerine hakim olmalı. Etrafına ördüğü duvarları yıkmalı. CEO’lar da kendi performans ve taleplerinde tutarlı olmalı ki, İK’da tutarlı olsun.
  • Tülin Sezer – İK üst yönetime doğru yönlendirme yapmalı.
  • Erol Bakan – İyi işe alım yapmalı, koltuk korkusu nedeniyle tersi uygulamalar olmamalı. Operasyonel İK’dan stratejik İK’ya geçmeli.
  • Selma Gülbeyaz – İK geliştirdiği sistemlerde sürdürülebilirliği sağlamalı.

CEO’lar İK’dan Ne Bekler?

TAYSAD – Türkiye Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği her yıl düzenlediği Yetenek Yönetimi Konferansı’nı pandemi nedeniyle farklı metotlarla sanal ortama taşıma kararı kaldı. Ben de uzun yıllardır danışman ve akademisinde eğitmen olarak işbirliği içinde bulunduğum TAYSAD’ın çok zihin açıcı olacağını düşündüğüm bu İK sanal etkinliğinde moderatör şapkam ile görev alacağım. Başlığımız;

CEO’lar İK’dan Ne Bekler? 

27 Ekim 2020 Salı günü, saat 14:00-15:30 saatleri arasında gerçekleştireceğimiz etkinlikte özenle hazırladığım sorularımı çok kıymetli dört tepe yöneticiye merakla yönelteceğim;

Tecrübeli ve dersini çalışmış bir panel moderatörü olarak hedeflerim;

a. Dört tepe yöneticinin zihinlerinde insan yönetimi yaklaşımları, stratejileri, uygulamaları, problemleri, beklentileri adına ne varsa ortaya çıkartabilmek.

b. Etkinliği takip edecek olan gerek meslektaşlarım  gerekse tepe yönetim kadrolarını bu sayede düşündürmek, bilgilendirmek, tetiklemek.

Etkinliğin sonunda katılımcıların soruları için de zaman ayıracağız.

TAYSAD’dan aldığım bilgiye göre şu ana kadar etkinliğe 350’ye yakın kayıt yapılmış durumda. Sayının artması bizlerin heyecanını da katlıyor.

Katılım için yapmanız gereken TAYSAD’ın ilgili sayfasındaki “kayıt için tıklayınız” alanını tıklayarak formu doldurmak. Etkinlik günü size bağlantı linki TAYSAD tarafından iletilecek.

27 Ekim Salı günü görüşmek üzere ?

 

Kaynağım İnsan . 1 Dakika Canlı

11 yıldır blog yazmanın ötesinde içerik üretme isteğim beni Instagram’a, Instagram’da @kaynagiminsan2 hesabımı açmaya götürdü. Amacım insan kaynakları yönetimi ile ilgili yerli, yabancı kaynaklı bilgi paylaşmaktı. Bir çeşit İKY bilgi havuzu diyelim.

Derken akış beni insan kaynakları yönetimi ile ilgili canlı yayın yapma fikrine götürdü. Ancak iş yoğunluğum ve iş programımın lokasyon olarak karışıklığı nedeniyle belirli bir gün ve saatte yayın yapamayacağıma kanaat getirdim.

‘Ne yapabilirim?’ diye düşündüm. Özgür kalabileceğim, uygun olduğum anda yayına geçip kayıt alabileceğim, istikrarlı ve beni teknik anlamda üzmeyecek bir format olmalıydı. Ve fikir seri şekilde zihnimde belirdi:

Kaynağım İnsan . 1 Dakika Canlı 

 

Ne yapıyorum Kaynağım Knsan . 1 Dakika Canlı yayınlarında? 

İnsan kaynakları yönetimi üzerine takipçilerimin, İK profesyonellerinin ve meraklılarının sorularını cevaplıyorum. Her gün 1 soru.

Hedefim; 

Önümüzdeki 365 gün boyunca, her gün insan kaynakları yönetimi üzerine yayın yaparak bilgi, tecrübe, görüş paylaşmak.

Şimdiye kadar neler oldu? 

Yayına 1 Eylül 2020 itibariyle başladım. Şimdiye kadar sekiz önemli soruya cevap verdim. @kaynagiminsan2 hesabına girerek siz de IGTV videolarını seyredebilir ve merak ettiğiniz insan kaynakları yönetimi sorularını bana yazabilirsiniz. Hepsini bir güne yerleştirip cevaplayacağım.

Ya sonrası?

365 gün boyunca birikecek soru-cevap etabı için de sonrasında farklı planlarım var ?

İnovasyon: Türkiye Doğulu mu, Batılı mı?

İnovasyon/yeniliğin “her şey” olduğu bir dönemdeyiz.

Japonya’da aldığım yönetim eğitimi esnasında Profesörümüz Japonların dünyada süreç inovasyonu, Amerikalıların ise ürün inovasyonu lideri olduğunu söylemişti. Japonların kendilerini ürün inovasyonu konusunda geliştirmek için çaba içinde olduklarını belirtmişti. Ancak bu noktada önlerindeki en büyük engelin, Japonları süreç inovasyonu lideri yapan kültürel ve teknik doku/alışkanlıklar olduğunu da açık yüreklilikle anlatmıştı.

Japonların temsil ettiği doğu çalışma disiplini, “ben” değil, “biz” diyen, ekip çalışmasının gücünü duygusal ve rasyonel olarak gerçekten bilen ve inanan bir yapıya sahip.

Batı çalışma disiplininin bu açıdan farkı batılının işleri “ben” merkezli düşünmesi, yapılandırmaya ve işletmeye çalışmasıdır. Bütün batı hukuk sistemi insanları zalimleşebilecek “ben” önceliğinden korumak üzere yapılandırılmıştır. (örnek: Geçen hafta Google, Amazon, Apple, Facebook ABD’deki antitröst yasasını ihlal etmekten sorgulandı) Batı çalışma disiplini de ekip çalışmasına çok önemli der, ne var ki özünde bireyler kendi “iyi olma” hallerini, ekibin iyiliğinin her zaman önüne koyar.

Eğitim sürecinde Profesörümüzün bize anlatmak istediği konu, doğu ile batı arasındaki bu “ben-biz” farkının inovasyon süreçlerine etkisiydi.

Batılı iş insanı zihinsel olarak “ben” merkezli ilerlerken yaratıcıdır, herkesten farklı olmaktan çekinmez, hatta özgünlüğü bir deha unsuru olarak kabul eder. Bakınız Steve Jobs, Elon Musk. Ürünleri iphone, ipad, Tesla.

Japonlar ise %100 ekip çalışması, ekip uyumu, ekip disiplini merkezinde zihinlerini şekillendirdikleri için bireylerin yaratıcılığı, farklılıkları ve özgünlükleri zaman içinde yok olur. Karıncalar gibi birbirleriyle senkronize hareket ederler, iş süreçlerini mükemmelleştirirler, maliyetleri düşürürler. Bakınız Yalın / Kaizen. Ancak ürün inovasyon dendiğinde takılır katırlar. Özgünlüğün korunamadığı, takdir edilmediği ekosistemlerde ürün inovasyonu gerçekleşemez. 20. yüzyıl sürecinde bu takılmışlığı aşabilen sayılı Japon markasından biri Sony ve ürünü de walkman’dir.

Ürün inovasyonu “ben”, süreç inovasyonu “biz” odaklı yeşerir, devleşir.

Bu arada ürün inovasyonunun fikir aşamasından sonraki bütün adımları etkin ve yetkin insanlardan oluşan ekip çalışmasına dayanır. Bunu da unutmamalıyız.

Doğu-batı dedim, ürün-süreç inovasyonunu anlattım. Yazımı iki soruyla bitireceğim:

  1. Biz Türkiye olarak sizce doğulu muyuz, batılı mıyız?
  2. Bizim ürün inovasyonu mu, süreç inovasyonu mu yapma potansiyelimiz daha fazla?

Korona Günlüğü, Gün 83, 12 Haziran 2020

Bugün proje çalışmam kapsamında Anadolu yakasındaydım. Akşam saatlerimizi de Yaprak’la yürüyüş yaparak ve dışarıda yemek yiyerek geçirdik.

.

Eve dönüşte biraz da şans eseri nefis bir canlı yayına denk geldim. Bugüne kadar pek çok videosunu seyrettiğim Akan Abdula ile HBR Türkiye’nin genel yayın yönetmeni Serdar Turan’ın söyleşisi.

Akan Adbula pazarlama, marka, iletişim üzerine uzmanlaşmış bir kişi. Diyeceksiniz bu profillerden etrafta çok var. Abdula’nın performansının özel yanı, uzmanlığını yere göğe sığmayan “pazarlama gururu” laflarıyla değil, veri analizleri ve analitik yaparak sergilemesi.

Sohbet pandemi sürecinin yorumlanması ile başlıyor. Dijitalleşmenin sosyal ağ kullanmak ve cep telefonlanarak tüketmek değil, veri üretmek ve analiz yapmak anlamına geldiği vurgulanıyor.

İlerleyen dakikalarda konu işveren markası ve bu süreci Türkiye’de en iyi yürüten şirketlere geliyor. Akan, benim de Mart ayında Evde Korona Günlüğü yazılarıma taşıdığım iki markayı en başarılı konuma yerleştiriyor: Koç Holding ve Toyota. Üçüncü sırada ise Migros var. Başka da örnek çıkmıyor.

Akan, bu süreçte ne kurumsal iletişim, ne de İnsan Kaynakları, çuvaldızı tepe yönetime batırıyor. Evet, ben de katılıyorum. Türkiye’de normal zamanlarda lafa gelince mangalda kül bırakmayan pek çok büyük, süksesi bol şirketin tepe yönetiminden pandemi süresince ne hikmetse çıt çıkmadı. Hiçbirisi “Sonuna kadar beraberiz, birlikte bu işi yürüteceğiz” açıklamaları yapamadı, yapmadı.

Kriz boyunca tepe yönetimleri ses vermeyen şirketlerin kurumsal iletişim veya insan kaynakları bölümleri üç beş ay sonra çıkıp “biz okul boyadık”, “kız çocuklarını eğitttik”, “çalışan tecrübesinde uçtuk” dediklerinde, şimdi ben içimden “Hadi ordan” demeyecek miyim? ?

.

Söyleşinin sonuna doğru ise Z ve Alfa kuşağının yüksek “empati” kurma yetkinliği vurgulanıyor. Benim gibilerin temsil ettiği, 2. Sanayi Devrimi’nin ezberci, rasyonalite ve kar odaklı zihniyetinin yerini soru soran, duygusal anlamda zeki kuşaklara bırakmakta olduğu, önümüzdeki 10 yılda herseyin çok değişeceğinin altı çiziliyor.

Bir saatinizi ayırarak dinleyebileceğiniz Akan Abdula söyleşi eminim sizin de farkındalığınızı arttıracak, zihninizde farklı düşünce patikaları açacak.

.

The Washington Post – 12.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

 

Korona Günlüğü, Gün 82, 11 Haziran 2020

Beylikdüzü’nde proje çalışmamda geçen verimli bir gündü.

Performans değerlendirme sistemimizi çok isabetli bir iş ortağı yazılım ile hayata geçiriyoruz. “İyi bir performans değerlendirme yazılımı arıyoruz” diyen meslektaşlar veya şirketler varsa TalentSys e-performans çözümüne bir bakın derim. Yazılım bizim performans değerlendirme sistemi adına yaptığımız bütün kurguya birebir cevap verdi. Ben hem şaşırdım, hem de çok mutlu oldum. Çünkü genelde paket programlar şirketin sistem kurgusuna uymaz, şirket kendisini paket programın yapabilirliklerine uydurmak zorunda kalır. TalentSys e-performans ile böyle bir sıkıntı yaşamadık.

.

Bugün Harvard Business Review Youtube kanalının HBR’nin Perspektifinden videolarından Çevik Liderlik makale analizini paylaşmak istiyorum.

Videonun özellikle Microsoft’un CEO’su Satya Nadella’nın çevik liderlik performansının örneklendirildiği bölümü çok güzel.

.

The Washington Post – 11.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

Korona Günlüğü, Gün 75, 4 Mayıs 2020

Yoğun tempoda geçen bir iş günüydü.

Bugünün sıra dışı olayı şahit olduğum süper bir projeydi: SİZLİKİŞ

Bütünüyle gençler tarafından yürütülen bir girişim SİZLİKİŞ.

Amacı nedir?

Çok değerli, mülakatlar sonrasında seçilmiş, üniversite 3-4. sınıf öğrencisi ve yeni mezun gençler ile farklı konularda iş desteğine ihtiyaç duyan KOBİ’leri bir araya getiren bir proje. Gençler tecrübe kazanırken, KOBİ’ler de nitelikli genç iş gücü ile proje bazlı buluşuyor ve problemlerini çözüyor.

Yukarıdaki görselde yer alan gençler projede havuzda ve girişimin yönetiminde yer alan değerlerden bir kaçı. Konuşmalarını dilediğinizde hayran oluyorsunuz. Bilinçli, ne istediğini bilen, umutlu, insana, çevreye hassas ve gerçekçiler.

SİZLİKİŞ’in web sitesinin KOBİ’lere destek bölümünü incelediğimde gençlerin yazılımdan, pazarlamaya, dış ticaretten, tasarıma, pek çok konuda hizmet sunmaya hazır olduklarını gördüm.

Diğer taraftan  “Ben kendimi nasıl geliştirmeliyim? İş hayatı ne ister?” diye merak eden gençler için kocaman bir teknik yetkinlik listesi var. Bu listede yer alan teknik bilgileriniz varsa ve proje yapabileceğinize inanan bir gençseniz direkt formu doldurup gönderin derim. (bütün süreçler KVKK uyumlu, onu araştırdım)

Gerek “Nitelikliyim ve çalışırım” diyen gençler, gerekse “Genç işgücünün enerjisi ve yaratıcılığını projelerimde istiyorum” diyen şirketler için bir fırsat SİZLİKİŞ. Varsa etrafınızda gençler veya KOBİ’ler haberdar edin.

Süper. Bugünü pek keyifli kapatıyorum. ?

.

Washington Post – 04.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

 

Evde Korona Günlüğü, Gün 71, 31 Mayıs 2020

Yoğun tempoda hem çalıştığım, hem de geliştiğim bir gün oldu.

Saat 13:30’da son Instagram kitap özeti canlı yayınımı yaptım. Gezi Park Direnişi ile ilişkilendirerek Henry David Thoreau’nun Sivil İtaatsizlik ve Walden Gölü kitaplarının içeriğini paylaştım. Kitap özeti paylaşımlarıma belirli bir zaman planı olmadan devam edeceğim.

.

Öğleden sonra Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı’nın düzenlediği ‘İnsanlığın Serüveni IV: Erken Modern Dönem Avrupa’nın Dönüşümü’ seminerine katıldım.

Normalde süresi 2 saat olan seminerler hocamız Dr. İlker Aktükün olunca 3,5 saate kayıyor. Bu kadar uzun süre, bir saniye bile kopmadan seminer takip etmek zor gibi gelebilir. Ancak konu öyle cazip ve anlatan kişi da o kadar akıcı şekilde Avrupa’nın 1000 yıllık tarihini sunuyor ki, anlamıyorsunuz saatlerin geçtiğini.

Hocamızın Haziran ayı boyunca Felaketler Çağı başlığı ile yeni bir tarih serisine başlayacak. Sömürgecilik, 1. ve 2. Dünya Savaşları, faşizm ve soğuk savaşı konu alacak olan yeni seriyi de takip etmeyi düşünüyorum.

.

Bugün bir de korkunç geçen beş dakikamı yazmalıyım. Uzun süredir üstüne çalıştığım proje excel dokümanını bir süreliğine bilgisayarda kaybettim. Kayıtlı ismiyle açtığımda 3 günlük çalışmamın olmadığı şablon çıkıyordu. Bir ara delireceğim zannettim. “Allah’ım” dedim, “beni böyle sınama”.?

Bundan 20 yıl önce yine bir proje için 50 sayfalık rapor yazmıştım. Tablolar, hesaplar, kitaplar. Rapor genel müdüre gidecekti ertesi güne ve ben işin sonuna gelmişim. Son rötüşleri yaparken rapor bir anda ekranda yok oldu. “Neler oluyor?” demeye kalmadan bilgi işlem bölümünden “program çöktü” diye haber gelmişti. Ben o gün delirmedim ya … “bana bir daha bir şey olmaz” demiştim. … Ta ki bu akşama kadar !!! Direkt 20 yıl öncesi aklıma geldi. “Büyük konuştun, al sana” dedim içimden. ?

Sonra dosyayı bilgisayarda kaydettiğim saçma sapan yerden izlerini takip ederek buldum. Ve bir raporu sadece kaybettiğimde değil ama bulduğum anda da ölebilme ihtimalim olabileceğimi gördüm. … bu sefer mutluluktan ?

.

Washington Post – 31.5.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

 

Evde Korona Günlüğü, Gün 64, 24 Mayıs 2020

 

Bayramın birinci günü bir parça tembellik ederek başladı. Yaprak’la eğlenceli bir kahvaltı ve ailemle telefonla bayramlaşarak devam etti.

13:30’da Instagram kitap özeti canlı yayınımı yaptım veeee günün merakla beklediğim olayı saat 14:00 itibariyle başladı:

İnsanlığın Serüveni III: Antik Yunan ve Roma  

Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı’nın düzenlediği aylık seminer programını yakından takip edip katılıyorum. Geçtiğimiz 60 gün içinde bu dahil olduğum 7. seminer.

Dr. Yusuf Aktükün’ün bitmez bilmez enerjisiyle 3 saat boyunca Antik Yunan ve Roma’nın neden bilim ve felsefenin merkezi olduğunu, Antik Yunan’ın düşünsel, Roma İmparatorluğu’nun dünyaya yapısal, sistemsel miraslarını çok kapsamlı şekilde dinledim, notlar aldım.

Dr. Yusuf Aktükün aslen bir siyaset bilimci olduğu için konuları öyle geniş perspektifte anlattı ki, Antik Yunan ve Roma’nın 16,17,18,19. yüzyıllara yansımalarını nokta atışı görebildim, bağlantıları kurabildim. Bu beni büyüledi. Aklım ve algım büyüdü. ??

Mesleğinin merkezi insan olan bir kişi için insanlık ve medeniyet tarihini bilmek bir tercih, keyif değil, bir şarttır bana göre.

Gelecek hafta pazar günü İnsanlığın Serüveni’nin 4. bölümüne de katılacağım: Erken modern dönem Avrupa’nın dönüşümü.

Büyük bir heyecanla bekliyorum. ??

.

Washington Post – 24.5.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

 

Evde Korona Günlüğü, Gün 60, 20 Mayıs 2020

Bugün 20 yaş altı çocuk ve gençlerin sokağa çıkma izni çerçevesinde Yaprak’la saat 11:00’de kendimizi dışarıya attık. Yürüdük, kahve aldık, Maçka Parkı’nda oturduk, güzel havanın keyfini çıkardık. Sonra Yaprak arkadaşları ile buluştu, ben de dışarıdaki işlerimi hallettim, alışveriş yaptım.

.

Öğleden sonra Engelsiz Kariyer insan kaynakları sitesinin kurucusu ve bir dava insanı olan sevgili Mehmet Kızıltaş ile çok uzun bir telefon konuşması yaptık.

Mehmet Kızıltaş ve eşi Habibe Kızıltaş engelli istihdamı konusundanda Türkiye’deki farkındalığı arttırmak için on yılı aşkın süredir can siperine çalışıyorlar. Yaptıkları çalışmalar sadece ülkemizde değil, yurtdışında da pek çok ödülle takdir edildi.

Eğer gerçekten insan yönetiminde çeşitlilik ve kapsayıcılık diyorsak, engelli istihdamını devletin getirdiği bir zorunluluk olmaktan çıkartıp, İK yönetiminin doğal bir parçası haline dönüştürmek sadece Kızıltaş çiftinin değil, bütün insan kaynakları uzman ve yöneticilerinin bir hedefi olmalı.

Önümüzdeki günlerde Mehmet Kızıltaş ile birlikte Zoom + Youtube üzerinden canlı bir oturum gerçekleştirerek pandemi sonrası evden çalışma modelleri ile ülkemizdeki engelli istihdamının nasıl gelişebileceğini, bu konudaki çok çeşitli devlet desteklerini, engelli çalışanların seçme yerleştirme ve oryantasyon süreçlerinde neler yapılabileceğini konuşacağız.

Gün netleştiğinde duyuracağım. Yapacağımız çalışma beni çok heyecanlandırdı. Gerek bireysel farkındalığım, gerekse bütün İK camiası için büyük bir ihtiyaca açılım getirebileceğimizi düşünüyorum.

.

Washington Post – 20.5.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

 

 

 

Evde Korona Günlüğü, Gün 57, 17 Mayıs 2020

Pazar günümüz evde geçti.

… biliyorum kötü bir espriydi. ??

.

Bugün Instagram canlı yayınım 1 saati aşınca pat dedi kesildi. Tam da en heyecanlı anda yayının kesilmesinde de vardır bir hikmet diyelim. Son cümleydi ve bombaydı. Neyse yarına kaldı artık benim “bomba ? ”

Pazartesi günü yarım kalan Samuel Huntington’ın Medeniyetler Çatışması’nı bitirip, Daron Acemoğlu ve James A. Robinson’un Ulusların Düşüşü ve Dar Koridor kitaplarının özetlerini aktaracağım.

Yukarıdaki görsel için “Bu da nedir? demiş olabilirsiniz. Bu görsel Daron Acemoğlu’nun Dar Koridor kitabından bir modelleme. Yarın yayınımı dinleyenleri yönlendirmek için günlüğüme koymaya karar verdim. Merak edenler saat 13:30’da yayına katılabilir.

Canlı kitap anlatımıma 19 ve 20 Mayıs tarihlerinde ara vereceğim.

.

Dün sabah uyandığımda açık pencereden burnuma yaz kokusu gelmişti. Bugün de yaz sıcağını hissettim. Bahar bitiyor ve 2020’nin çok enteresan geçeceğini düşündüğüm yaz yazlarına başlayacağız.

Belki zorlanacağız ve bunu da öğrenerek atlatacağız. ?

Maske takmaya, sosyal mesafeye ve birbirimizin sağlığını  önemsemeye devam. ??

.

Washington Post – 17.5.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

Evde Korona Günlüğü, Gün 56, 16 Mayıs 2020

Bugün onca okuma, canlı yayın için hazırlanma ve ardından sunum hazırlama temposu içinde bir ara bunaldım.

Yaprak’a “Hadi televizyon açalım” dedim ve karşıma sinemada izleyerek çok etkilendiğim Scarlett Johansson’un başrolünde oynadığı Lucy filmi çıktı.

Zaman tek geçerli ölçü birimidir” diyen yönetmen Luc Besson’ı filmin hem felsefi, hem bilimsel yaklaşımı ve kurgusu için kutlamak gerek. İlk defa izlediğim kadar keyif aldım.

.

Instagram canlı yayınlarımda son üç gün içinde seçtiğim kitaplar siyaset ekonomi merkezli enteresan bir akışa girdi.

MÖ 400’den Platon ve Aristo ile başlayıp, 17 yüzyılda Thomas Hobbes ve John Locke taşıdığım anlatım, ardından 18 yüzyılda Jean-Jack Rousseau ve Adam Smith’e, sonrasında 19 yüzyılda Karl Marx ve Friedrich Engels’e bağlandı. Bugün 20. yüzyılın temel ekonomi modellerinin sahipleri John Maynard Keynes, Friedrich von Hayek ve Milton Friedman’ı ele aldım. Yarınsa Francis Fukuyama ve Samuel Huntington’ı anlatacağım. 5 günlük doğaçlama kurguladığım seriyi Pazartesi günü Daron Acemoğlu’nun iki kitabı ile bitirmeyi düşünüyorum.

Öğreniyorum, öğretiyorum, ben bu işten pek bir mutlu oluyorum ?

.

Washington Post – 16.5.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

 

 

Evde Korona Günlüğü, Gün 55, 15 Mayıs 2020

Bugün sabah sporu, kahvaltı ve görüntülü toplantım sonrasında heyecanla Instagram canlı yayınım için geri sayıma başladım.

Dün yaşadığım ani kesinti ve cep uygulamasının çökmesi sonrasında tedirgindim. Bir daha aynı sıkıntıyı yaşamak istemiyordum.

Saat 13:30’da yayına başladım. Dünya siyasi ve ekonomi tarihi için dev isimler olan olan Adam Smith’in Milletlerin Zenginliği ve Karl Marx – Friedrich Engels’in Komünist Manifesto kitap özetlerini paylaşacaktım. Neyse ki yayın süresince hiç bir kesinti olmadı. Ancak asıl sürprizi yayından sonra yaşadım.

28 Nisan’dan bugüne kadar devam eden canlı yayınlarım Instagram hikaye bölümünde 24 saat yayında kalıyordu. Hesap ayarlarım üzerinden yayınları kaydetme tercihini yapmış olsam bile bir türlü yayınlar arşive girmiyordu. Ben de açıkçası yayınların arşivlenmesini pek de önemsemediğim için Instagram ayarlarını kurcalamayı kestim.

Ama bugün yayın sonrasında yayın kaydının IGTV üzerinden hesabıma aktarıldığını gördüm. Yani artık istenildiği zaman, isteyen kişi kitap özetlerini seyredebilir. 17 günlük, toplam 33 kitabın özeti uçtu gitti. Olsun, bundan sonrakiler benimle kalacak. ?

.

Dört günlük evde oturma süreci başladı. Gelecek haftaya çok işim var. Hazırlamam gereken önemli bir sunum, bir projem çerçevesinde oluşturacağım video içerikleri, canlı yayın için etüd edeceğim kitap özetlerim ve yazarlar ….

Çalış İpek çalış. ✍️???

.

Washington Post – 15.5.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

Evde Korona Günlüğü, Gün 54, 14 Mayıs 2020

Sabah sporu, kahvaltı ve sanal toplantı iptali.

Hemen ardından gelen çok önemli bir proje haberi. Parmaklarımı çapraz yaptım, bütün gerekli güncellemeleri yaparak bu çok istediğim projenin gelişimini takip ediyorum. ?

.

Bugün Instagram canlı yayınımda talihsiz bir olay oldu. Yayın 43. dakikasında kesildi. Nedendir bilinmez, cep uygulamasının fonksiyonları çalışmaz hale geldi. Hatta uygulamayı silip tekrar yüklemek zorunda kaldım.

Yayını bitirememek bir yandan, bir yandan 43 dakikanın uçup gitmesi … çok üzüldüm.

Konuştuğum konu da bayağı ağırdı. Dilimin döndüğü ve birbiriyle ilişkilendirebildiğim kadarıyla, geçtiğimiz günlerde ve bugün paylaşacağımı duyurduğum 6-7 kitap özeti üzerinden, 16,17,18,19, 20 ve 21. yüzyıl siyaset bilimi ana aktörlerini ve olay örüntülerini anlatıyordum. Tam sıra Karl Marx ve Friedrich Engels’in Komünist Manifesto’suna gelmişti ki, çat …. yayın koptu ve bir daha da yayını başlatamadım. Belki de fazla konuştuğumdandır …?

Yarın yayına kaldığım yerden devam edeceğim. Hedefim konuyu 21. yüzyıla bağlamak ve geleceği masaya koymak.

İnsan canlı yayında konuşurken, hele ki konu ağır olunca, kim var takip eden bakamıyor. Ancak yayın sonrasında kaydı tekrar izlediğimde mesajları okuyabiliyorum. Ama bugün yayın koptuktan sonra gelen mesajlardan yayınları severek takip edenler olduğunu gördüm. “Ne oldu birden?” diye soranlar oldu. Veya bazı takipçiler “bugünün paylaşımı niye yok?” diye mesaj attılar. Paylaşımlarımın faydalı olduğuna dair geri bildirim almak çok güzel. Teşekkür ederim. ? Bana da büyük faydası oluyor.

.

Washington Post – 14.5.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

 

 

 

 

Evde Korona Günlüğü, Gün 49, 9 Mayıs 2020

Bugün öğlen Instagram canlı yayınında 20. yüzyıla damgasını vurmuş iki çok önemli insanın kitap özetlerini vermek üzere yayına başladım.

İlk kitap Gandi’nin Bir Öz Yaşam’ıydı. Gandi’nin kendi kaleminden Güney Afrika’da avukatlık yapan bir Hintli olarak giriştiği hak mücadelesini anlatan kitaptan sonra sıra Nelson Mandela’nın  Özgürlüğe Giden Uzun Yol geldiğinde başlangıçta her şey iyiydi. Ancak Mandela’nın hayatı, daha doğrusu Güney Afrika’da özgürlük ve hakları için mücadele eden zencilerin özellikle 1948’den sonra yaşadıkları olaylar o kadar acı dolu ve ağır ki, Mandela’nın hapse girme aşamasına geldiğimde göz yaşlarıma hakim olamadım. Herhalde bir canlı yayında en olmayacak şey yayını yapan insanın ağlamasıdır. …

Bu da bir tecrübe oldu. Mahcubum, bir daha olmaması için gerekli duygusal önlemleri alacağım. En azından beni ağlatacağını düşündüğüm kitapları anlatmayacağım.

.

Öğleden sonra dün duyusunu yapmış olduğum Business Management School Azerbaycan’ın düzenlediği Zoom + Facebook canlı yayınını meslektaşım Zaur Zeynalov ile gerçekleştirdik.

Bir buçuk saat süren yayında konumuz İşe Alım Prosesine Modern Bakıştı. Çok keyfli bir sohbet oldu. Söyleşenler dersini iyi çalışınca ortaya zengin bir içerik çıktı diye düşünüyorum.

Yayını izlemek isterseniz buraya tıklayabilirisiniz. 

.

Bu yazıyı bitirdikten hemen sonra da 35 yıllık kadim arkadaşlarımla  online Cumartesi gecesi keyfi yapacağız. ???

.

Washington Post – 9.5.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

Evde Korona Günlüğü, Gün 44, 4 Mayıs 2020

Sokağa çıkma yasağı ertesi çok yoğun bir gün geçirdim. İki görüntülü toplantı, bir canlı yayın, 3 uzun telefon görüşmesi, eposta trafiği derken akşam nasıl geldi anlamadım. Sonrasında market alışverişi, hooop 4 Mayıs Pazartesi günü bitti.

.

Youtube’a bir Elon Musk haberi nedeniyle bakarken bir başka video dikkatimi çekti. Sadhguru’nun Elon Musk ve insanın evrimi üzerine olan 6 dakikalık konuşmasından bahsediyorum.

Doğu mistisizmiyle ilgilenenler Sadhguru’yu mutlaka bilir. 15 bin yıllık yoga felsefini günümüzde dünyaya en kapsamlı, en bilgi ve bilimle harmanlayarak tanıtan kişisidir Sadhguru.

Youtube’da kendi kanalında sadece 5 milyon takipçisi, farklı kanallarla birlikte de yüzlerce videosu vardır. Pek çok konu başlığında bilim ile mistisizmi harmanlar, kıvrak zekası, esprileriyle insanları konuşmalarında adeta büyüler.

Harvard, Yale, Oxford, BM, Dünya Ekonomik Forumu gibi ciddi platformlarda konuşmacı, panelist olarak ağırlanır. Politikayla ilgilenmez ama memleketi Hindistan’da siyasi liderler onun ufacık bir desteğini alabilmeyi çok önemser. 2019 yılı Temmuz ayında Konya’ya gelerek Mevlana Müzesi’ni ziyaret etmiştir.

Benim bugün ilgimi çeken videoda Sadhguru insanın evriminin ancak kozmik sistemdeki bir değişimle olabileceğini anlatıyor. Yoksa insan beynindeki nöron sayısını veya büyüklüğünü arttırmaya çalışmanın hiç bir işe yaramayacağını, hatta imkansızlığını vurguluyor. Sinirbilim, insanın evrimi ile ilgilenenler için dinlemesi ilginç gelebilir.

..

Washington Post – 4.5.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

 

 

Evde Korona Günlüğü, Gün 39, 29 Nisan 2020

Kırk dakika süren sabah sporum sonrasında hazırlanarak dışarı çıktım. Bugün sokak ve caddeler tenhaydı.

İlk durağım THY Elmadağ satış ofisiydi. Elimde biri yurtiçi, biri de yurtdışı iade işlemine sokmam gereken uçak biletleri bulunuyor. Ancak satış ofisi kapalıydı. İşimi internet üzerinden halletmem gerekecek. THY bilet iadesine farklı opsiyonlar sunuyor ancak hangisi benim derdime en iyi çare olur bilemiyorum. Zaten bu nedenle satış ofisine gitmiştim. Eğer bu konuda bana desteğiniz olabilirse lütfen bana mesaj yazın. ???

İkinci durağım haftalardır evlerine gitmediğim anne ve babamdı. En azından camdan merhaba demek, ufak bir de siparişlerini almak bana iyi geldi. ?

Üçüncü noktamsa krizin başından bugüne yoğun önlemler içinde çalışarak ofisi kapatmayan mali müşavirim oldu. Bazı resmi evraklarımı ekibe teslim ettim.

Dönüş yolumu da market alışverişi ile şenlendirdim. Elim kolum torbalar içinde eve vardım. Bu büyük yürüyüş turunu yakın gelecekte tekrarlayacak gerekçeler üretmeye zihnimde şimdiden başladım. ?

.

Günün en spontane gelişen olayı ise Instagramdan yaptığım ve her gün saat 13:30’da yapmaya devam etmeyi planladığım canlı yayındı.

@ipekaral23 hesabımdan izleyebileceğiniz bugünün yayınında yukarıda fotoğrafta göreceğiniz dört kitaptan bahsettim.

Tom Butler Bowden tarafından yazılan dört derleme kitabı satın alalı bayağı oluyor. Ancak diğer kitaplarımı okumaktan bir türlü 200 klasiğin özetini barındıran dörtlüye dokunamadım.

Yaptığım yayında her gün saat 13:30’da Instagram hesabımdan 200 klasikten 3’ünün özetini paylaşacağımı duyurdum. Yarının kitapları 50 Zenginlik Klasiği’nin ilk üç özeti olacak;

? James Allen – Zenginliğe Giden Yol (kitap Türkçe’ye çevrilmemiş)

? Robert G Allen – Zenginliğin Çoklu Akışı (kitap Türkçe’ye çevrilmemiş)

? David Bach – Otomatik Milyoner (2003)

İlgilenenleri yayınıma beklerim ?

.

Günün kapanışını Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı‘nın merakla beklediğim Soli Özel’e ait “I. Dünya Savaşı’nın Hâlâ Bitmediği Bölge: Ortadoğu” semineriyle yaptım.

Sykes-Picot Anlaşması ile başlayan 100 yıllık (1916-2020) süreci 2 saate sığdırmak illa ki çok zor olsa gerek. Konu üzerine önceki okumalarım sayesinde Özel’in hızlı anlatımını rahat takip ettim, büyük keyif aldım. Ancak kendisinin Rusya’nın Ortadoğu’daki aktif rolünü çok da önemsemiyor olmasına katılamıyorum. ?

.

Washington Post – 29.04.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

Evde Korona Günlüğü, Gün 29, 19 Nisan 2020

Pazar tatil günü. Ben de tatil gününe yakışır bir turistik aktivite seti belirledim kendime. İlk başta bir kaç büyük dünya şehrini Youtube üzerinden ‘yürüyerek’ gezdim.

Not: Eğer Youtube aramadan ‘walking tour in 4K’ yazarsanız, dünyanın en güzel yerlerini kendiniz yürüyor gibi, anlatımsız dolaşabilirsiniz. Detayı merak ederseniz girin internette lokasyonu biraz inceleyin. 

Sonra birden annemin “hayatımda en çok Kahire/Mısır Müzesi’nden etkilendim” dediğini hatırladım ve kendimi Mısır’da buldum. Maalesef anlaşılacağı üzere henüz Mısır’a gidebilmiş değilim. Diliyorum medeniyetin bu en gizemli merkezini kısa sürede etraflıca gezebilirim, inceleyebilirim. Çünkü Osmanlı döneminden büyük büyük dedem olan Hüseyin Haki Bey‘in köklü bir Mısır geçmişi var. Ne yazık ki ailevi bağımızı kaybetmişiz.

Antik Mısır’ı ilk etapta sahadan dolaştım.

Antik Mısır Saha Turu ( Piramitler, Luksor Tapınağı, Krallar Vadisi, Karnak Tapınağı, balonla kuşbaşı Krallar Vadisi, Nil Vadisi)

Gize Piramitleri 

Ardından eski Kahire, yeni Mısır Müzesi’ne girdim.

Mısır Müzesi – 1. Kat 

Mısır Müzesi – 2. Kat  (Tutankamun’un Hazinesi, çok etkileyici, 29:00′)

Ve son olarak

Kahire Eski Şehir Turu  (Moez Caddesi, Han El Halili Çarşısı ve camileri)

Bu turistik gezi evde dördüncü haftayı bitirirken bana ilaç gibi geldi. Size de tavsiye ediyorum. Dünyanın belki de şimdiye kadar hiç aklınıza gelmemiş bir köşesinde yürüyüşe çıkarak algımıza, ruhumuza, düşüncelerimize yeni tohumlar atabilir, tohumların filizlerinden kendimize yeni yollar çizebiliriz. 🙂

.

Washington Post – 19.04.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )