Bu sabah Yaprak’la pek bir gönülsüz spor yaptık. Nedenini bilmiyorum. Üstüne de gitmiyorum çünkü evde kalma süreci uzadıkça öz motivasyonu korumak zorlaşacak, biliyorum. İnsanın böyle zamanlarda kendisiyle sohbet etmesi, sanki üçüncü bir kişiymişcesine kendisine “sana iyi gelecek ne yapabilirsin?” diye sorması faydalı oluyor.
Ben de soruyu sordum ve cevabı buldum.
Her sabah aynaya baktığımda karşımda gördüğüm kişi olan İpek’in bakıma ihtiyacı olduğuna karar verdim. Ve kendime yeni bir iş yarattım: saç boyamak. Boya sürecinin sonunda karşıma çıkan manzara ve yaşadığım hisler çerçevesinde öngörümde yanılmadım, gerçekten bakım kadına iyi geliyor, enerjisini arttırıyor. (Aman yukarıdaki görsel sizi yanılmasın, benim saçlarım bildiğiniz kahverengi. 🙂 )
Sabah saatlerine denk gelen boya seansından sonra bilgisayar başına oturdum ve sadece el yoran kağıt, evrak işlerimi bitirdim. Birkaç telefon görüşmesi yaptım.
Akşam üstü saatlerinde de proje yaptığım ekiple “Sanal Happy Hour” da sohbet ettik, ev hayatımızı birbirimizle paylaştık, ekipten bir arkadaşımızın yaşgününü kutladık. Ekipte herkes ofisi özlediğini dile getirdi. Bazısı evde olmaktan mutlu, bazısı değil. Kimisi kilo almış, kimisi vermiş. Pek çok kişinin evinde dışarıda çalışması gereken aile fertleri var. Onlar ayrıca risk altındalar. Kısacası herkes kendi iç ve ev aleminde, ortak olan krizi farklı yansımalarla yaşıyor ve her şeye rağmen çalışıyor, üretiyor.
Son söz olarak, bu Happy Hour’da gördüm ki, sadece iş veya gelişim değil, “kurumsal geyik” yapmak için de sanal ortamda bir araya gelmek insana çok iyi geliyor.
.
Washington Post – 15.04.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (ilk 20 ülke)
.