Etiket arşivi: Siyaset Bilimi

Siyaset Bilimi Doktorasına Başlarken

1 Ekim 2025 Çarşamba günü %100 burslu kabul edildiğim Bahçeşehir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler doktora programına başladım.

2024 Aralık sonu beyin göçü üzerine yazdığım tez ile Bahçeşehir Üniversitesi Uluslararası İlişkiler yüksek lisans programından mezun oldum. Mezuniyetim sonrasında ALES geçerlilik sürem 2025 sonunda dolacağı için vakit kaybetmeden doktora başvurumu yaptım çünkü ALES’e bir daha girecek motivasyonum yoktu. Doktoraya devam etmek tek seçeneğimdi.

Ciddi bir sıkışıklıkla girdiğim doktora sözlü sınavı sürecinde jürime de yansıttığım bir vazgeçiş psikolojisi içindeydim. Ancak doktora sözlü sınav jürimin benden vazgeçmediğini hiç beklemediğim şekilde aldığım bir e-posta ile öğrendim. Bana %100 burs verilmesi hiç beklemediğim bir gelişmeydi. Onur duydum, heyecanladım ve çok sevindim. Benim akademik çalışmamın devamını destekleyen, hatta sağlayan hocalarıma hayatım boyunca müteşekkir kalacağım.

Derslerim haftanın üç günü, saat 19:00-22:00 arası olacak. Toplam 8 dönem yani 4 yıl sürecek. Bunun 1,5 yılı ders, 2,5 yılı tez yazarak geçecek. Burslu olduğum için notlarımı yüksek tutmam gerektiği için daha çok çalışacağım. Yoğun iş temposu ile paralel yürüteceğim doktoram hayırlı olsun. Zorlanacağım, çok zorlanacağım biliyorum. Ama zorlanmadan da hayatta güzel hiç bir şey olmuyor. Bunu en çok biliyorum. Kızım Yaprak’a gülümseyerek “Birlikte üniversitede okuyup, birlikte çalışıp, 2029 yılında da birlikte mezun olacağız inşallah” diyorum, hayata bir yeni düğümümü de böylece atıyorum.

Doktora derslerim ve dersler çerçevesindeki ödevler, sunumlarımı yüksek lisans sürecinde olduğu gibi yine Kaynağım İnsan Akademik bölümünde paylaşacağım. Tezimi beyin göçü üzerine vereceğim. Hedefim beyin göçü konusunda uzmanlaşmak.

Ve son sözüm; yolum açık olsun, aklım, fikrim, emeğim beni taşısın.

Bir İK’cı Siyasetle Ne Yapar?

Herşey 2012 yılında, AB eğitimi için Londra’ya gittikten sonra başladı. Altı gün boyunca küreselleşmenin farklı boyutları üzerine düşünmek, konuşmak, öğrenmenin beni çok mutlu ettiğini farkettim. Neden? Çünkü herşeyin merkezinde insan vardı. Uzmanlık alanım. Dönüşte araştırma ve okuma sürecime Birleşmiş Milletler’in faaliyetlerini kattım.

2013 yılında Gezi Parkı Direnişi‘ni yaşadık.

Gezi Parkı Direnişi’nden sonra %80 oranında okuma tonumu değiştirdim. İlk elime aldığım, eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissenger’ın Diplomasi kitabı oldu. Bu ve bundan sonra bitirdiğim her eserde sevgili hocam İlber Ortaylı’yı andım: Ne kadar cahilim, keşke şimdi, burada pat diye ölsem.

2014 yılı başında Facebook ve Twitter’ın kapatıldığı sansür sürecinde İK blog yazarları olarak tepkimizi ortaya koyduk. Ancak verdiğimiz tepki, bazı kişi ve kurumları rahatsız ederek canımızı yakmaya başladığında, küçük bir aktivist grup olarak ses yükseltmenin ötesinde birşeyler yapmak gerektiğini farkettim.

2 Nisan 2014 tarihinde görüş olarak bana yakın olan bir siyasi partinin kapısından içeri adımımı attım.

360Siyaset bilimi, ilk çağ filozoflarından başlayarak büyük bir okyanus. Bu okyanusta yüzmeye başlamak çok zor, yüzmeyi öğrenmek zahmetli, boğulmamak ise bir sanat. Atomu parçalamak siyaset yapmaktan daha kolaydır diye düşünüyorum. Ancak bu yol beni en sevdiğimle, tam da istediğim şekilde buluşturdu, çok yönlü bilgiyle. Merkezi insan olan ve her açısı sonsuzluğa uzanan 360 derece sınırsız gelişim platformu; tarih, bilim, ekonomi, sanat, dünya, gelecek, …

Elbette siyaseti bilgi tabanlı öğrenmek yetmiyor, öğrendiğini analitik yorumlaman, uyarlaman ve sayısallaştırarak uygulaman gerek. Eleştirel düşünüp, sürekli geliştirebilmen ve değiştirebilmen, sonrasında da kalıcı kılmak, kültüre dönüştürmek için yazabilmen gerek. Aynen bizlerin insan kaynakları yönetiminde yapmamız gerektiği gibi, değil mi?

Günün sonunda, bilgisiz fikir sahibi olmak ne kadar tehlikeliyse, uygulamaya dönüşmeyen bilgi de o kadar faydasızdır.